Meraklı bir canlı türü olan insanın doğasındaki üretim ve ilerleme isteği, bugüne kadar birçok bilimsel ve teknolojik gelişmelere öncülük etti.
Ancak bu gelişmeler sadece toplumsal ve ekolojik faydalar sağlayan gelişmelere değil, aynı zamanda:
- sanayinin yayılmasına, sera gazı yoğunluğunun artmasına, küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine,
- üretilen zararlı atıklar ile toprak, hava, su kirliliğine,
- küresel savaşlara, nükleer ve kitle imha silahları yapımına da yol açtı.
Isınan havaya bağlı mevsim değişiklikleri ve iklim krizi, gıda üretimini, temiz suyu, insan sağlığını, kıyı yerleşimlerini, ulusal ekonomileri, hem insanın hem de tüm canlı türlerinin – yani doğal hayatın çoğunun hayatta kalmasını tehdit eden boyutlara ulaştı.
Küresel ekolojik krizi yaratan endüstrileşmiş ülkeler, gezegenin tümünü tehdit eden ‘kar odaklı’ üretim ve yaşam biçimlerini sürdürmek adına, tehlikeli atıklarını, kirli, riskli, eski teknolojilerini en yoksul ve savunmasız olan ülkelere aktarıyor.
Tüm dünyayı etkisi altına almaya çalışan neo-liberal kapitalist gelişme modeli sebebiyle, artık şirketlerin insanlardan daha fazla hakları var, birçok ülkeyi satın alabilecek kadar varlıklılar.
Ve ekonomik politikalar, ülkelerin temel kaynaklarını, devlet işletmelerine ait olan kurumları, tüm dünya için hayati öneme sahip olan su, orman, toprak ve araziler ile sosyal güvenlik, eğitim, sağlık gibi temel insan haklarının özelleştirilmesini getirdi.
Sadece karlılık hedefleri yüzünden ‘dünyadaki insanların, canlıların, doğanın ve gelecek nesillerin yaşamının’ feda edildiği bir döneme tanık oluyoruz.
İnsanın İklimi ve Doğayı Tehdit Eden Faaliyetleri Neler?
Özellikle Sanayi Devrimi sonrası, gezegenimizin tümünü tehdit eden insan faaliyetleri neler diye bir bakarsak:
1) Aşırı Fosil Yakıt Kullanımı:
Sanayide, teknolojide, ticarette, ulaşımda, lojistikte, ısınmada, enerji üretimi için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların yoğun biçimdeki kullanımı atmosfere karbon ve sera gazı salımı yaratıyor.
- Dünyada insanın faaliyetleri 50 milyar ton karbon ve sera gazı üretiyor:
- % 57 si sanayide, tarım ve hayvancılıkta, madencilikte, evlerde elektrik ve ısı üretiminden*
- % 16.2 sı hava, kara ve su ulaşımından
- %18.4 si tarım, hayvancılık ve toprak kullanımından
- % 3.2 si kirli su ve katı atık sahalarındaki atıklardan geliyor
Masum zannettiğimiz tüketim örneklerinin etkilerine bir göz atalım:
- Online alışveriş ve eve servisler, 2019’dan 2021’e tüm dünya çapında %30 arttı, dolayısı ile kara, hava ve deniz trafiğindeki teslimat araçlarının sayısı da çok arttı. Elektronik ticaretin 2030’a kadar %78 artacağı tahmin ediliyor. Ve e-ticaretin paketleme, lojistik, kargo ve geri iade süreçlerinin yarattığı karbon ayak izinin 25 milyon metrik ton karbon salımına ulaşması bekleniyor.
- Her yıl 160 milyar adet yeni giysi piyasaya sürülüyor. Yıllık küresel karbon emisyonunun % 10’u giyim ve tekstil endüstrisinden geliyor. Tüketim bu hızla giderse tekstil endüstrisi 2030’da dünya karbon emisyonunun %50’sinden sorumlu olacak. Tekstil üretimi senede 1.2 milyar metrik ton karbon ile en yüksek karbon emisyonu üreten sanayilerden birisi. 2030’da bu sayının 2.1 milyar metrik ton karbon salımına ulaşması bekleniyor. 1 adet jean kotun üretiminde, pamuk ekininden mağaza rafına ulaşana kadar için 3,781 litre su harcanıyor ve 33.4 kilogram karbon emisyonu var. Her sene giyim endüstrisi 93 milyar m3 su tüketiyor. Bu 5 milyon insanın su ihtiyacına eş değer bir rakam. Ayrıca tekstil üretimi için birçok canlı hayvan katlediliyor.
- Dijital veri depolama, kripto para madenciliği ve metaverse gibi yeni teknolojik uygulamalar, karbon ayak izi konusunda çok ciddi bir tehdit. Sadece bitcoin üretimi senede 23 milyon metrik ton karbon salımına sebep oluyor. Kullandığı enerji Tayland’ın senelik enerji tüketimine eşit. Ve simulasyonlar, bitcoin madenciliğinin 2050’de +2 derece ısınmadan sorumlu olacağını gösteriyor. Veri depolama merkezleri de küresel elektrik tüketiminin %3’ünden ve karbon emisyonlarının %2’sinden sorumlu. Ve 2040’da dijital veri depolamanın dünyanın toplam karbon emisyonundaki payının % 14’lere ulaşması bekleniyor
- Normal bir günde dünyada yaklaşık 100 bin uçak uçuyor. 2010 senesinde 2.4 milyar uçak yolcusu varken, 2050’de bu sayının 16 milyara yükselmesi bekleniyor. Uçakların karbon salımındaki payı %3 ve bu oranın 2050 yılında %5’i bulacağı düşünülüyor.
- Türkiye karbon salımında dünyada 15. sırada yer alıyor.
2)Yanlış Toprak Kullanımı ve Ormansızlaşma:
Nüfus ile gıda ihtiyacı artışı sebebi ile orman, sulak alan, kırlık alanlar ve topraklar tarım arazilerine çevriliyor, ayrıca hayvanların yem üretimini sağlamak için ormanlık araziler yok edilerek soya tarımı yapılıyor, ve yine maden çalışmaları için ormanlar yok ediliyor.
- Ormanlar ve toprakların zayıflaması dünyanın karbon emiliminin azalmasına sebep oluyor.
- Sera gazı emisyonlarının %17’si ormansızlaşmadan kaynaklanmakta.
3)Yanlış Tarım uygulamaları ve Gıda tüketimi:
Tarımda kullanılan gübrenin içeriğindeki azot ve fosfor, kimyasal ilaçlar, ve de fabrikalardan doğaya karışan zehirli atıklar, tatlı ve tuzlu su kaynaklarında geri dönülemez bir hasar yaratıyor.
Ayrıca verimsiz toprakları tarım için kullanmaya çalışmak, tatlı su kaynaklarının tükenmesine yol açıyor:
- Tarımda kullanılan tatlı su dünya kaynaklarının %70’ini tüketiyor.
- Küresel enerjinin %7’si suya ulaşmak için kullanılıyor
- 1 kilo tahıl için 1.200 litre su gerekiyor.
- Bir avokado yetiştirmek için tüketilen su 250-270 litre arası
- Karbon salımında yiyecek endüstrisinin payı %22
- Her yıl 1 trilyon dolar değerinde 3 milyar ton yiyecek ziyan ediliyor. Ve dünyada 2 milyar insan açlık çekerken 2 milyar insan şişmanlık ve ‘obezite’ den yakınıyor. Gıdaların %13.8’si ise tedarik zincirinde ziyan oluyor.
4)Yanlış Hayvancılık Uygulamaları:
- Çok sayıda hayvan yetiştirmeye çalışan üretim çiftliklerinde hayvanların sindirimi atmosferdeki metan gazı salımına neden olurken, gübre üretimi de karbondioksit yayıyor. Ayrıca hayvanların üretim, ulaşım ve dağıtım gibi lojistik süreçlerinde kullanılan fosil yakıt da eklenince, hayvancılık dünyadaki sera gazı emisyonlarının %15’inin kaynağı oluyor.
- Et üretimi için ayrıca çok su tüketiliyor: 500 gram inek eti üretimi için ortalama 7 bin litre su kullanılması gerekiyor. Bu sayı buğday ve pirinç üretimi için kullanılan su miktarının tam 10 katı.
5)Atıklarımız Artıyor
- Dünya çapında üretilen madde atıklarının ayak izi 85.9 milyar ton, ve bu sayı son 10 senede %20 arttı.
- Türkiye’de senede 104,8 milyon ton atık ortaya çıkıyor. Ve kendi ürettiğimiz atık yetmezmiş gibi yurt dışından atıklar Türkiye’ye geliyor.
- Giyim
- Dünyada haftada 11 milyon kıyafet çöpe gidiyor. Senede 13 milyon ton kıyafet atılıyor.
- Giysilerin % 86’sı atık haline geliyor. Ya katı atık sahalarına gönderiliyor ya da yakılıyor.
- Giysi geri dönüşüm oranı çok düşük sadece % 1’i giysi endüstrisinde % 13’ü başka alanlarda kullanılmak için geri dönüştürülebiliyor.
- Atık suyun %20’si giyim endüstrisinden kaynaklanıyor.
- Her sene okyanusa yarım milyar ton giysilerden gelen plastik mikro-fiber atılıyor.
- Gıda
- Dünyada 1,3 milyar ton yiyecek çöpe atılıyor ve dünyada 1 milyar insan açlık sınırında.
- Türkiye’de ise yılda 18.8 milyon ton gıda çöpe gidiyor.
- Üretilen meyve ve sebzenin yüzde 50’si israf oluyor.
- Her gün 4.9 milyon ekmek çöp oluyor.
- Plastik
- Her yıl dünyada 300 milyon ton plastik üretiliyor
- Her yıl 20 milyon tondan fazla plastik denize karışıyor.
- Elektronik
- Kişi başına düşen elektronik atık son 5 yılda %38 artarak 3 kilograma ulaştı ve sadece %20si geri dönüştürülüyor.
6)Diğer Kimyasal Zehirli Gazların Kullanımı Artıyor
- Aerosol: İnsanın kullandığı zehirli ve kirli gazlar, ve endüstri alanlarında üretilen duman ve toz havaya karıştıkça atmosferdeki aerosol yükü artıyor, yüksek hava kirliliğine dayalı ölümler, sanayi bölgelerinde musonların şiddeti, güneşin radyasyonunun zararları artıyor.
- Klorofloro karbon kimyasal gazları ozon tabakasını inceltiyor, güneşin ultraviyole radyasyonunun yer seviyesine ulaşmasına, insanlarda cilt kanserinin artması, kara ve deniz biyolojik sistemlerinin tehlike altına girmesine yol açıyor.
7)Nüfusumuz artıyor
Dünya nüfusunun 2030 yılında 8.3 milyara , 2050 yılına kadar da 9,6 milyara ulaşması tahmin ediliyor. Bugünkü üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı devam ettirirsek artan enerji, su ve gıda kaynakları, artan nüfusun ihtiyacına kesinlikle yetemeyecek ve enerji, su, gıda ve temiz hava kıtlığı yaşanacak.
2030’da:
- su ihtiyacımız %40 artacak: Temiz su kaynaklarının tükenmesi ile su kıtlığı yaşanacak. Dünya çapında su kaynaklarının sadece %3’ü taze su kaynağı ve bunun 3/4ü buzullar içinde saklı. Diğer yer altı ve yer üstü su kaynakları ise hızla tükeniyor.
- gıda ihtiyacı %35 artacak: Eski verimli bölgelerde tarım, avlanma, hayvancılık ve balıkçılığı imkansız hale getiriyor. 2030 yılında küresel gıda talebinde beklenen artış sonucu gıda kıtlığı büyük bir sorun haline gelecek.
- enerji ihtiyacı %50 artacak: Fosil yakıtlar yerine biyo yakıtlar hem çok daha az karbon salımı hem de çok daha fazla enerji üretilmesini sağlıyor. 1 birim Biyoyakıt = 7 birim fosil yakıt enerjisi gücünde. Ancak biyo yakıt için elimizdeki tek kaynak olan toprak ve su, gıda üretimi için acilen gerekiyor. Bu çelişkiler sebebi ile enerji kıtlığı insanlığı bekleyen büyük bir sorun.
- Temiz hava kıtlığı: Yanan kömür, gaz, ve petrol gibi fosil yakıtlarının yarattığı karbon emisyonu dünyada 2030 yılında %16 artış gösterecek.
- Artan nüfus ile enerji, gıda , suyun yanı sıra, barınma, eğitim ve iş ihtiyaçları da artacak.
8)Az gelişmiş ülkeleri sömürü artıyor
Endüstrileşmiş ülkeler, yaşam biçimlerini sürdürmek adına, üretimlerini, tehlikeli atıklarını, kirli, riskli, eski teknolojilerini en yoksul ve savunmasız ülkelere aktarıyor. Ve bu ülkelerde yaptıkları üretimde sosyal güvenlik, sağlık gibi temel insan haklarını göz ardı ederek çocuk işçiler ve sağlıksız koşullarda işçi çalıştırıyorlar.
İnsanın Dünyanın Kaderini Belirlediği Antroposen Çağındayız:
İnsanın sürekli büyüme hırsı sebebi ile gezegenin yaşam destek ünitelerini yok ettiğimiz hız ve haz çağındayız.
Öyle bir hızla iklimi değiştiriyoruz ki, insanın dünyanın eko sisteminin yıkımdan sorumlu olacağı çağdayız:
- 1970 den bu yana canlıların nüfusunun %60’ını kaybettik. Ancak bizim nüfusumuz 1970’de 3.7 milyardan 2022’de 7.9 milyara çıktı. 2030’da 8.5 milyar, 2050’de ise 10 milyara ulaşması bekleniyor.
- 1 milyona yakın canlı türü artık yok. Bunun etkisini şu anda anlayamasak da Einstein’ın sözlerini hatırlayalım: ‘Arı yoksa insan da yok’. (Neden mi? Bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri ve hem çeşitlilik hem de verim sağlamaları, arıların çiçeklerin tozlaşmasını sağlamasına bağlı. Beslenmenin yüzde 90’ından fazlasını oluşturan 100 bitki türünden 3/4ü, arıların polinasyonu sayesinde elde ediliyor. Arıların yok olması besinlerin yok olması demek)
- Günde 100 milyon varil petrol, Yılda 8 milyar ton kömür tüketiyoruz.
- Plastik kullanımı son 10 yılda 20 katına çıktı. Her yıl dünyada 300 milyon ton plastik üretiliyor. Ve bir plastik şişe ancak 1000 yılda çözünebiliyor.
- 1 elma 85, 1 avokado 250-270, 1 kilo tahıl 1.200, 1 kot pantolon (pamuk ekininden mağaza rafına ulaşana kadar) 3,781 litre su harcanıyor.
- Dünyada 1,3 milyar ton yiyecek çöpe atılıyor ve dünyada 1 milyar insan açlık sınırında.
- Kişi başına düşen elektronik atık son 5 yılda %38 artarak 7.3 kilograma ulaştı
- Dünya çapında üretilen madde atıklarının ayak izi 85.9 milyar ton, ve bu sayı son 10 senede %20 arttı.
- Her yıl 160 milyar adet yeni giysi piyasaya sürülüyor. Satın alınan giyim eşyalarının %40’ı giyilmiyor, %50’si bir kez giyilip atılıyor, üretilip elde kalanlar yakılıyor. Dünyada haftada 11 milyon kıyafet çöpe gidiyor. Senede 13 milyon ton kıyafet atılıyor.
- 1 saatlik uçuş 250 kg kilogram karbon salımına yol açıyor. Normal bir günde dünyada yaklaşık 100 bin uçak uçuyor. Yılda 20 milyon saat uçuş demek.
- 1 Bitcoin ortalama 102.38, karbon salınımına yol açıyor. Ve 2040’da kripto para madenciliği, dijital veri depolama ve meta-verse gibi yeni teknolojik uygulamaların dünyanın toplam karbon emisyonundaki payının % 14 lere ulaşması bekleniyor.
- Elektronik ticaretin paketleme, lojistik, kargo ve geri iade süreçlerinin yarattığı karbon ayak izinin 2030’da 25 milyon metrik ton karbon salımına ulaşması bekleniyor.
- 29 temmuz 2021 dünyanın yıllık kaynağın tüketildiği tarih. 2022’de bu daha erken olacak
- İnsanlığı 2030 yılından sonra çok büyük bir gıda, temiz su, enerji krizleri, temiz hava kıtlığı, barınma, eğitim ve iş kıtlıkları, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, savaşlar bekliyor,
- 2034 yılında temiz içilebilir su kaynağı kalmayacağı tahmin ediliyor.
Tüm bu krizlerden en çok hasar gören ve kırılgan olanlar kadınlar, çiftçiler, orman köylüleri, gelir seviyesi düşük kesimler, bodrum katlarda yaşayanlar.
Yani hem insan yaşamının devamı tehlike altında hem de tüm dünyadaki canlıların!
Devamı: Bu Faaliyerler Nasıl Küresel Isınmaya, Ekolojik ve İklim Krizine Yol Açıyor?
Zeynep Atılgan Boneval
İKLİM KRİZİ – SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYA – SÜRDÜRÜLEBİLİR SEYAHAT – YAZI SERİSİ
- Herşey Nasıl Başladı – İnsanın İklimi ve Doğayı Tehdit Eden Faaliyerleri Neler?
- Bu Faaliyerler Nasıl Küresel Isınmaya, Ekolojik ve İklim Krizine Yol Açıyor?
- İklim Krizi sebebiyle Dünyamızı, İnsanlığı ve Tüm Canlıları Bekleyen Sorunlar Nedir?
- İklim Krizini Önlemek İçin Neler Yapmamız Gerekiyor? Bugüne Kadar Neler Yapıldı? Glasgow Cop26’da alınan kararlar neler?
- Sürdürülebilir Dünya Ne demek? Bireyler Olarak Sürdürülebilir bir Dünya için neler yapabiliriz?
- Pandemi sırasında insanlar ‘Evde Kal’dığında doğada ne gibi değişimler yaşandı? Pandemi Sonrası Dünya İklim Krizi Bilinci ve Tüketim Alışkanlıkları Değişimi Anketleri Neler Söylüyor?
- Neden Seyahat Ediyoruz ve Pandemi Seyahat Algımızı ve Alışkanlıklarımız nasıl değiştirdi?
- Sürdürülebilir & Sorumlu & Ekolojik Turizm Ne Demek? Biyolojik çeşitliliğin ve Doğanın Değeri Nedir?
- SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜNYA GEZGİNİ OLMAK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?:
- 1)SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTİNASYONLARI ZİYARET ETMEK
- 2) KARBON AYAKİZİ DÜŞÜK, ALTERNATİF ULAŞIM ARAÇLARINI KULLANMAK
- 3) KARBON AYAKİZİ DÜŞÜK YEŞİL UÇUŞLAR YAPARAK
- 4) EKOLOJİK, DOĞAYA DUYARLI & ÇEVRE DOSTU KONAKLAMA, RESTORAN VE ACENTALARI TERCİH ETMEK
- 5) YEREL KÜLTÜRE VE DOĞAYA SAYGILI VE DESTEK OLAN TATİLLER YAPMAK
- 6) DOĞAYI & BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUYAN SÜRDÜRÜLEBİLİR TATİLLER YAPMAK
- 7) ATIKLARI SIFIRLAYAN VE DUYARLILIK GÖSTEREN TATİLLER YAPMAK
- 8) GÖNÜLLÜ EKOLOJİK SEYAHATLER ve SOSYAL SORUMLULUK SEYAHATLERİ YAPMAK
- 9) YAVAŞ SEYAHATLER & DOĞA İLE ÖZLEM GİDERECEK SEYAHATLER YAPMAK
- 10)YEREL DENEYİMLER SUNAN DESTİNASTONLARI VE FESTİVALLERİ TERCİH ETMEK
*Yazıdaki bilgilerin kaynakları İKLİM KRİZİ – SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYA – SÜRDÜRÜLEBİLİR SEYAHAT giriş yazısının en altında yer alıyor.