Afrika’nın uçsuz bucaksız el değmemiş doğasının içerisinde sadece bir misafirim;
asıl sahipleri filler, aslanlar, çitalar, leoparlar, bufalolar, zürafalar,
sürüler halinde ceylanlar, çeşit çeşit antiloplar, gnular ve zebralar,
kartallar, atmacalar, akbabalar, rengarenk kuşlar, otlar ve ağaçlar,
güneş ve rüzgar,
gece ve gündüz…
Her şey yatay düzlemde;
Manzaraya hakim olan göz alabildiğine toprak ve gökyüzü…
Toprak ve gökyüzü arasındaki en yüksek görüntü enine çizgisel yaprakları ile akasya ağaçlarından oluşan bir çizgi…
Görüntüyü bozan insan eli ile yapılmış tek bir bina bile yok…
Kesintisiz manzarada tüm renkelerini görebildiğiniz ve hissedebildiğiniz gün batımı ve gün doğumunu heybetli seramoniler şeklinde yaşıyoruz.
Ve mutlak sessizlikte neredeyse güneşin yükselişini duyduğuma inanıyorum…
Bu mutlak sessizlik geceleri sadece hayvanların ayak sesleri, kükremeleri, bağrışmaları ve sesleri ile bölünüyor…
Hayvanların ve doğanın kanunlarının yarattığı bir çemberin içinde bir yabancı olarak ben sadece bunlara şahit olabiliyorum;
Zaman kavramı tamamen kendi alışkanlıklarım ve yapay dünyanın elinden çıkıyor ve doğanın eline teslim ediliyor.
Tek merakımız hayvanların kendilerine has ritüelleri, içgüdüsel hareketlerini öğrenmek, tek meşgalemiz onların dünyasından enstanteneleri görebilmek anlayabilmek.
Algılarımız ve sezilerimiz, tek bir sese, tek bir kıpırdayışa, tek bir değişime odaklı, tam konsantre ilerlerken, kafamın içindeki tüm düşünceler, kaygılar, bağlantılar, birer birer siliniyor…
Bu sonucun ne olacağını bilemediğim arayışta, alıştığım tüm modern dünya insan sabırsızlığı, güç, güven inanışları ve kavramlarım değişiyor.
Gerçek ve düş, doğru ve yanlış, vahşi ve evcil, bildiğimi sandıklarım ve bilmediklerim hepsi birbirine karışıyor…
Düşünürek değil hissederek algılıyor ve yaşıyorum…
Bin yılların içgüdüsel denge ve düzenine teslim olmanın verdiği huzur ve telaşsızlık kaplıyor içimi…
Ve sonunda onların zamanına geçiyorum, ve bekleyiş yerini yolculuğa bırakıyor….
Saatlerce seyrediyoruz, dinliyoruz;
Anne hayvanın koruma içgüdüsü ile yırtıcı bakışları ve çığlıkları,
Avlanan hayvanın derin konsantrasyonu ve incecik süzülüşü,
Uyuyan yırtıcı hayvanların sakin ve masum görüntüsü,
Yavruların tehlikelerden habersiz oyunları,
Düşmanı hisseden hayvanların savunmasız korku dolu bakışları,
Avların vargücü ile kaçışı ve ölüm kalım savaşı…
Tabi bu bir oyun;
bizler biliyoruz ki tüm bu şahitliği ancak arabanın içinde olduğumuz için yaşayabiliyoruz,
Arabadan dışarı atılacak tek bir adım, tüm kaderimizi değiştirecek…Bizleri yokedecek…
Ve sonunda Safari’nin anlamını kavrıyorum galiba, hedef yok, sonuç yok, sadece yolda olmak ve yolculuk var hayatta…
Yaşam yolculuğunun gerçekliği ve güzelliği…
–
KENYA ROTALARI
Kenya, Orta Afrika’nın doğusunda, vahşi hayvan popülasyonun en çok bulunduğu ülke. Yıllarca Batı ülkelerinin sömürgesi altında yaşayan Kenya, Avrupa, Amerika ve İngiltere’nin av beldesi olarak doğal yaşamından çok şey kaybetti. Şimdi avlanmak yasak, ancak modern hayatın ve sanayileşmenin getirdiği yan etkiler, kıtanın doğal hayatının ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Hayvan rezervlerini ve bitki örtüsünü korumak adına ‘geride kalanlar’ Ulusal Parklar haline dönüştürüldü. Avlanmanın ve serbest dolaşımın yasak olduğu Ulusal Parklar’da ‘gerçek Afrika’yı deneyimleyebilirsiniz.
Masai Mara Ulusal Parkı
Her yıl, Ağustos ekim aylarında taze ot bulmak amacıyla komşu ülke Tanzanya’daki Serengeti ovalarından Masai Maraya büyük göç yaşanıyor. Yaklaşık 2.000 000 Afrika antilopu (gnu) ve zebradan oluşan bu göç dünyanın en büyük otçul hayvan göçü. Bu göç esnasında devasa sürüler, onları yakından takip eden sırtlan, çakal, leopar ve arslan gibi yırtıcı hayvanlara ve nehirleri geçerken de timsahlara yem olmaktalar. Göç, Kasım ayındaki kısa yağmur mevsiminin başlamasıyla Tanzanya’da bulunan Serengeti ve Ngorongoro Koruma Parkına geri dönmekte. Göçün getirdiği şöhretin yanısıra, bu park aynızamanda yıl boyunca safari kampı için de çok uygun. Kuş meraklıları için bölgede 500 farklıtürün yaşadığı kaydedilmiş. Masai Mara ayrıca muhteşem güzellikteki aslanı, çok yakından gözleme şansı bulabileceğiniz çitalarıyla da popüler. Masai Mara’dan Victoria Gölü’ne muhteşem gün batımları yaşanıyor.
Samburu Ulusal Parkı
Samburu, leoparların yaşadığı, kayalık yamaçlara doğru uzanan dar bir ova. Gerenuk, ‘grevy’ zebrası, ‘beisa oryx’ türü antilop, ‘reticulate’ zürafası gibi vahşi doğanın ender bulunan cinsleri, ziyaretçileri bu bölgeye çekiyor. Samburu Ulusal Parkı’nın can alıcı noktalarından biri de, Ewasa Nyiro Nehri’nde yıkanan çok sayıda fili izleme ayrıcalığı sunması. Parkın doğusunda, şelaleler arasından akan Shaba Nehri’nin göz alıcıbir manzarası var.
Amboseli Ulusal Parkı
Kilimandjaro Dağının ayaklarındaki Amboseli Ulusal Parkı’nda fil, manda ve ceylan sürülerini sıklıkla görebilirsiniz. Burada aslan, leopar, çita ve çakala da rastlamak mümkün. Bataklıklar ve mevsimlik göllerin arasında, farklı türlerdeki kuş ve balık türleri de barınıyor. Ülkenin en büyük parklarından olan Amboseli’de konaklamak mümkün.
Meru Ulusal Parkı
Ormandan çayıra, bataklıktan etrafında Afrika palmiyelerinin sıralandığı onlarca nehre kadar, farklı habitatların içinde yer aldığı Meru Ulusal Parkı’nda vahşi hayat da çok çeşitli. Aslan, leopar, çita, fil ve manda en çok görünen türler… Ayrıca nehirde birçok su aygırı ve timsah görmek de mümkün.
Tsavo Ulusal Parkı
Tsavo Ulusal Parkı; batı yakasında vahşi doğanın güzelliklerine alternatif olarak, volkanik kayalıklar arasından fışkıran pırıl pırıl bir akarsu da sunuyor. Ziyaretçiler, Mzima İçmeleri’nin kaynağına kadar yürüyerek, nehir kenarında, vahşi hayvanların su içmelerine tanık olabiliyor. Ayrıca gözlem deposuyla sualtına inip, oradan vahşi doğanın kahramanlarının susuzluklarını nasıl giderdiğini izleyebilir, nehirdeki farklı balık türlerini daha yakından görebilirsiniz.
Nakuru Gölü
Kenya’nın güney-batısında ve Doğu Afrika Rift Vadisinin kalbinde yer alan Nakuru Gölü bir flamingo cenneti Bu bölgede binlerce pembe flamingonun yanı sıra çeşitli kuş, bufalo ve de soyu azalan türler arasında yer alan siyah ve beyaz gergedanları görmek mümkün.
–
KONAKLAMA
KENYA’NIN EN İYİ LODGE’LARI
Elsa’s Kopje, Meru
Governors’ Camp, Masai Mara
Bateleur Camp, Masai Mara
Kichwa Tembo Camp , Masai Mara
Amboseli Serena Safari Lodge, Amboselli
Loisaba, Laikipia, Samburu
Samburu Intrepids, Samburu
Finch Hattons Camp, Tsavo West
Galdessa Camp, Tsavo East
Little Shompole, Lake Natron
BÖLGELER GÖRE KONAKLAMA ALTERNATİFLERİ
Masai Mara:
• Bateleur Camp
• Governor’s Camp
• Kichwa Tembo Camp
• Little Governor’s Camp
• Ol Seki Mara Camp
• Mara Explorer
• Mara Interpids Camp
• Cottars 1920’s Safari Camp
• Mara Bushtops
• Saruni
• Naibor Luxury Camp
Masai Mara & Meru:
• Elsa’s Kopje
Samburu:
• Samburu Intrepids
• Larsen’s Tented Camp
• Sasaab
• Loisaba
• Saruni
Tsavo West:
• Finch Hattons Camp
• Severin Safari Camp
Tsavo East:
• Galdessa Camp
• Satao Camp
Amboselli:
• Tortilis Camp
• Amboselli Porini Camp
• Ol Tukai Lodge
Great Rift Valley – Lake Natron
• Little Shompole
• Shompole Lodge
Chyulu Hills
• Campi Ya Kanzi
• Ol Donyo Wuas
Lamu Island:
• Peponi Beach Hotel
• The Island Hotel
• Manda Bay
Diani beach
• Alfajiri
Nairobi
• Ngong House
–
SAFARİ İÇİN ÖNEMLİ NOTLAR :
*Safari için doğa’ya yakın renkli giysileri tercih ediniz. Kırmızı gibi, mavi, hatta beyaz ve parlak renklerinden kaçının. Yeşil, bej ve kahve renkler hayvanların dikkatini çekmeyen ve toza karşı ideal renklerdir.
*Akşam ve Sabah serinlikleri için sweatshirt, hırka, mont, atkı, eldiven tavsiye edilir.
*Mutlaka öğle saatlerinin yakıcı güneşi için güneş gözlüğü, şapka, güneş kremi bulundurun.
*Hayvanları daha iyi gözlemeyebilmek için dürbün gerekli.
* Mutlaka yanınızda sivrisinek ilacı bulundurun
* Gitmeden Sarı humma aşısı yaptırmak lazım.
* Gitmeden önce Safari sırasında sürekli kullanmanız gereken sıtma ilacı için doktora danışın.
*Safarilerde sessizlik ve vahşi hayvanlara rastlanıldığı zamanlarda sakinlik mecburi olduğu için 7 yaşın altındaki çocuklar için tavsiye edilmiyor.
* Ara uçuşlar küçük uçaklar ile yapılıyor ve yumuşak valizde çok hafif bagaj kabul ediyorlar.
* Çadır kamplarda konaklamalarda bazen elektrik kesintisi sebebi ile el lambası faydalı oluyor.
–
AFRİKA YOLCULUK TERAPİSİ YAZILARI
- Kenya hakkında daha detaylı bilgi için: https://www.yolculukterapisi.com/kenya/
- Botswana: https://www.yolculukterapisi.com/botswana/
- Namibya: https://www.yolculukterapisi.com/namibya/
- Tanzanya: https://www.yolculukterapisi.com/tanzanya/
- Zanzibar – Mnemba Adası: https://www.yolculukterapisi.com/zanzibar-mnemba/
- Etiyopya İzlenimleri için: https://www.yolculukterapisi.com/etiyopya/
- Etiyopya Rota ve Otel Rehberi için: https://www.yolculukterapisi.com/etiyopya-rotalarrehber/
- Afrika’da safari destinasyonları için:https://www.yolculukterapisi.com/afrikayasafari/
- Cape Town İzlenimleri ve Rotaları için: https://www.yolculukterapisi.com/capetown/
- Cape Town Otel, Restoran, Kulüp ve Alışveriş Rehberi için: https://www.yolculukterapisi.com/cape-town-rehberi/
- Cape Townyakınlarındaki Şarap rotaları için: https://www.yolculukterapisi.com/cape-town-sarap-rotalari/
- Johannesburg izlenim, rota ve rehberi için: https://www.yolculukterapisi.com/johannesburg/ https://www.yolculukterapisi.com/johannesburg-rehber-otelrestoranbaralisveris/
- Durban izlenim, rota ve rehberi için: https://www.yolculukterapisi.com/durban/
Yazının başına dönmek için tıklayınız
Zeynep Atılgan Boneval
Pingback: Yolculuk Terapisi | Yolculuk Terapisi