ZANZİBAR – MNEMBA ADASI | Yolculuk Terapisi

CENNET ADASI : MNEMBA – ZANZİBAR

Gözlerinizi kapatın, bembeyaz kumsalları, turkuaz denizi, pırıl pırıl parlayan güneşi, yemyeşil ağaçları ile tropik bir ada hayal edin. Mis gibi deniz kokusunu ve de dalgaların sakinleştirici sesini size taşıyan hafif bir meltem esiyor. Çıplak ayaklarınız ile kumda yürürken, kıyıya vuran dalgaların köpüklerini ve pıtır pıtır koşuşturan yengeçleri kovalayıp, renk renk kabukları toplayıp, kuma yazılar yazıp, kaleler yapma isteğiniz ile, kendinizi yeniden özgür bir çocuk gibi hissediyorsunuz. Tüm fazlalıklardan arınmış, yalınayak adanın etrafını yürüyorsunuz. Gel-git ile genişleyen kumsalda, suların üzerinde rüzgarın titreşimi ile oluşan kıvrımları seyrederken, bir anda iki siyah yunus, denizden fırlıyor ve oynamaya başlıyor. İşte bu büyülü cennet parçası, Zanzibar’daki Mnemba adası!

Çıplak Ayaklı Lüks

Adeta ufacık bir Robinson Crusoe adası burası. Doğanın içinde tamamen doğal malzemeler ile yapılmış kapısız ve penceresiz bungalowlarda dalgaların sesi ile uykuya dalıp, okyanus manzarası ile güne uyanıyorsunuz.

Adanın benim için en etkileyici yönü, hiçbirşeye ihtiyaç duymama deneyimini uzun yıllar sonra yeniden yaşatmış olması. 3 gün süresince ayağınıza terlik bile giymeden gece gündüz ayaklarınız kumlarda özgürce çıplak dolaşabiliyorsunuz… Kilit, kapı ve pencere gibi bir korunma derdi ve doğa ile aranızda hiçbir bariyer almadan uyuyabiliyorsunuz… Yağmurdan kaçma ihtiyacı hissetmeden damlaları kucaklayabiliyorsunuz… Cüzdan, pasaport, telefonları adaya indiğinizde mühürlü bir zarf ile teslim edip, tamamen unutabiliyorsunuz… Aslında tamamen kendinizi doğaya ve doğallığınıza bırakıyorsunuz.

10 adet bungalow, birbirinin gizliliğine yeteri kadar saygılı bir mesafede inşaa edildiği için, adada sanki sadece siz varmış gibi hissediyorsunuz. Odalar muz yaprakları, ağaç kütükleri, cam boncuklar gibi tamamen doğal malzemeler dekore edildiği için, ‘yapay bir tasarım’ duygusu yerine, ham ve yapmacıksız bir doğallık hissi yaşıyorsunuz. Ancak bir insanın ihtiyaç duyabileceği her türlü konfor düşünülmüş: kocaman yatağınızdan, rahat dinlenme koltuklarınıza, odaya girmeden önce ayaklarınızı yıkayacağınız minik çeşmenizden, cam boncuklardan duş perdenize, yumuşacık banyo havlularınızdan, deniz kabukları toplama sepetinize, peştemallerinizden yoga minderlerinize, mini barınızdan, tavla ve scrabble oyunlarınıza, cibinnikten sivrisinek spreyine, size özel şezlonglarınızdan hasır şapkalarınıza… Ve lambalardan mobilyalara gördüğünüz herşey lokal malzemelerden büyük bir estetik ustalığı ile yapılmış.

Ancak televizyon gibi modern dünya ile bağlantı kuracak hiçbirşey yok, yapay hiçbir ibareye rastlamıyorsunuz. Kafanızdaki tüm dertleri, işi gücü, koşuşturmaları hemencecik bırakıveriyorsunuz. İşte uzun zamandır özlemini çektiğiniz özgürlük ve doğallık duygusu ile buluşmak en güzeli. Bir nevi çıplak ayaklı lüks!

Doğanın Döngüsüne Uyumlanmak

Neler mi yapabiliyorsunuz adada? Bir kere defalarca adanın etrfında yürüyebilirsiniz, günün her saati ada bir başka güzel. Hasır sepetinizi alıp kıyıya vurmuş renk renk deniz kabuları ve mercanları toplayabilirsiniz, gel git zamanı çekilen suları kovalayabilirsiniz. (En son ne zaman çıplak ayak şapır şupur sularda koşmuştunuz?) Toprağa kazdıkları minik yuvalarından çıkıp denize koşan yengeçleri izleyebilirsiniz. Normalde adanın etrafını dönmek 20 dakika sürüyor, ancak biz her seferinde yeni bir keşif yaptığımız ya da zaman zaman kendimizi sularda serinleyeme bıraktığımız için yürüyüşlerimiz hep daha uzun sürdü.

Dalmayı sevenler için harika bir deniz altı dünyası var. Adanın etrafı mercan kayalıkları ile çevrili, dalış kulübünün tekneleri ile 5 dakikada ulaştığınız mercanda ister scuba ister snorkel ile dalabiliyorsunuz. Aslanbalığı, klarnet ve trompet balığı, deniz salatalığı ve renk renk deniz yıldızları bizim gördüklerimizden bazıları. Şanslıysanız siyah renkli yunusları takip edip onlar ile yüzebiliyorsunuz.

Gün batımları ise ayrı bir keyif. Güneşin batma saatine yakın, arzu ettiğiniz bir içkiyi, adanın arzu ettiğiniz bir yerinde size özel bir köşe hazırlayarak size servis ediyor ve başbaşa bırakıyorlar. Gün batımında gökyüzünün, denizin ve kumsalın aldığı turuncu, kızıl ve mor renkler ise nefes kesici.

Adanın yerlileri, Suna’lar, yengeçler, cırcır böcekleri, tropik balıklar ve kuşlar. Minicik bir ceylan türü olan Sunalar, 10 bungalowda misafir olan 20 kişinin gelip gitmesine o kadar alışmış olsalar ki, siz banyo yaparken ya da güneşlenirken sessiz sessiz dolaşıp otluyorlar ortalıkta. Eğer çok meraklısıysanız adanın orman bölümünde yaşayan coconut crab yengeçlerini görmeye gidebilirsiniz. Dev boyutlardaki bu yengeçler kıskaçları ile hindistan cevizi ağaçlarının gövdesine vurup meyveleri düşürüp yedikleri için bu ismi almışlar.

Cırcır böceklerini dinleyerek güneşlenmek, adanın etrafında kano yapmak, adanın farklı köşelerinden denize girmek, odanızın içine giren meltemin serinliği ile uykuya dalmak, ayaklarınız serin kumlarda lokal malzemeler ile pişirilen lezzetli yemeklerin tadına varmak ise diğer aktiviteler… İnanın 3 gün ayağınıza hiçbirşey giymeden, akşam yemeğine bile çıplak ayak gitmek büyük bir lüks!

Konaklama ucuz değil ancak her kuruşuna değiyor. &beyond Mnemba’nın müdürünün dediği gibi ‘you pay for what you don’t get’. Yani asıl ücreti ‘doğallık’ ve ‘hiçbirşeye ihtiyaç duymama’ lüksü için ödüyorsunuz. Eğer ihtiyacınız büyülü ve egzotik bir cennete adım atmak ise, mayonuzu, kameranızı ve güneş kreminizi alın ve hemen Mnemba’ya uçun…

–

NE ZAMAN GİDİLİR?

En iyi zaman Haziran ve Ekim arası, Aralık ortası ile Şubat ortası arasında hava epey sıcak ve kısa yağmurlar olsada, kışın ortasında yazı yaşayabilmek epey keyifli.

ZANZİBAR HAKKINDA

Dünyanın en güzel 10 adası arasında gösterilen Zanzibar, bembeyaz kumsalları, turkuaz suları ve yıl boyu sıcak iklimi ile deniz güneş tatilinin ideal adresi. 30 adadan oluşan bir takımadalar ülkesi olan Zanzibar’ın en büyük adaları Unguja ve Pemba. Zanzibar baharat adası olarak da biliniyor, dünyanın en iyi baharatlarının burada yetiştiği söyleniyor. Unguja’da yer alan 19yy’dan kalma eski şehir ‘Stone Town’ UNESCO dünya mirasları arasında yer alıyor. Uzun dönem Arap sömürgesi olduğu için bugün hala Zanzibar sokaklarında Arap kültürünün etkisi yoğun olarak hissediliyor. Nüfusun tamamı Müslüman. Birçok ara sokakta tarihi camilere rastlanıyor.

KÜLTÜR KARMASI TANZANYA

145’den fazla yerel kabilenin hala yaşamaya devam ettiği Tanzanya farklı etnik kökenlere, farklı dinlere ve dillere ev sahipliği yapan bir kültür karması. Aslında Tanzanya, ana karadaki Tanganika ülkesi ve takım adalardan oluşan Zanzibar ülkesinin 1964’de birleşmesi sonucu kurulan bir birleşik cumhuriyetin ismi. İki ülkenin ilk hecelerinin sonuna ‘nia’ yani ‘niyet’ kelimesi eklenerek Tanzania ismini almış. 45 milyon nüfuslu ülkenin 1.3 milyonu Zanzibar’da yaşıyor. Ana karanın yüzde 35’i Müslüman, yüzde 35’i Hıristiyan, yüzde 30’u yerel dinlere inanıyorken, Zanzibar’ın %99’u Müslüman %1’i Hristiyan.

Tarih boyunca birçok kez istila edilen Tanganika, 1880-1919 yılları arasında Alman kolonisi, 1919-1961 yılları arasında İngiliz kolonisi olmuş. 1961 yılında kendi bağımsızlığını ilan etmiş. Şiraz’dan gelen Persli göçmenler tarafından kurulan Zanzibar, Hint Okyanusu deniz ticareti yolu üzerindeki stratejik konumu sebebi ile ilkçağlarda Perslilerin deniz üssü, ardından Arap deniz korsanların üssü iken 1500’lerde Portekizliler’in kolonisi haline gelmiş. 1698’de ise Umman Sultanlığı tarafından işgal edilen ülke, Arapların köle ticaret merkezi haline gelmiş. Bir dönem Umman krallığının merkezi olarak sultan’ın sarayına ev sahipliği yapmış. 1896 – 1963 yılları arasında İngiliz kolonisi olan ülke, 1963’de bağımsızlığına kavuşup 1964’de Tanganika ile birleşmiş.

& BEYOND İLE FAYDALI VE ANLAMLI SEYAHAT

Dünyamız kalabalıklaştıkça, yaşamımız hızlandıkça, hayatımız teknoloji ve koşuşturmaca ile dolup taştıkça, doğanın huzuruna ve sakinliğine ihtiyacımız giderek artıyor. El değmemiş doğası ve büyüleyici vahşi yaşamı ile Afrika, şüphesiz doğa ile buluşmak için en doğru adres. Afrika doğallığı, sıcaklığı, misafirperverliği, enerjisi, çalgıları, şarkıları, dansları, ritüelleri, lezzetleri, gelenekleri ile tüm duyularınıza hitap eden çok geniş bir çeşitlilik sunuyor. Hele doğayı, biyolojik çeşitliliği ve kültürleri koruma ve geliştirme misyonu üstlenmiş &beyond gibi eko-turizm öncüleri ile seyahat ediyorsanız, gittiğiniz bölgenin korumasına katkıda bulunmanın iç huzurunu da yaşıyorsunuz. Afrika’da 16 ülkede, Hindistan, Bhutan ve Sri Lanka’da kişiye özel safari organizasyonları yapan ve de Afrika ve Asya’da 32 safari kampı sahibi olan &beyond, nesli tükenmekte olan hayvanların korunması ve üremesine katkıda bulunmaktan, yerel halkın eğitim ve yiyecek gibi ihtiyaçlarının sürdürülebilir şekilde karşılanması, kültürlerinin korunabilmesi için projelere yatırımlar yapan bir şirket. &beyond doğanın ortasında en güzel lokasyonlarda yer alan harika lodge ve kampları’ları, gurme lezzetleri, güleryüzlü ekibi, uzman rehber ve iz sürücüleri ile muhteşem bir misafirperverlik sunuyor. İşte bu yüzden Afrika seyahatlerimizde unutulmaz deneyimler için &beyond’u tercih ediyoruz. Far N’away Travel’a bizi &beyond ile tanıştırdığı için teşekkürler.

–

ZANZİBAR KONAKLAMA ALTERNATİFLERİ

Mnemba Island Lodge, Mnemba, Zanzibar

The Residence Zanzibar, Kizimkazi, Zanzibar

Matemwe Retreat, Matemwe, Zanzibar

Fundu Lagoon, Pemba Island, Zanzibar

Baraza Resort & Spa, Zanzibar

Kilindi, Zanzibar

Essque Zalu, Zanzibar

Uygun Fiyatlı Alternatifler

Domokuchu Pansion, Paje, Zanzibar

Chumbe Island Chicop, Chumbe Island, Zanzibar

Sunrise, Paje-Bwejuu, Zanzibar

Breezes Beach Club, Paje-Bwejuu, Zanzibar

Ras Nungwi, Nungwi-Matemwe, Zanzibar

Aman Bungalows, Nungwi-Matemwe, Zanzibar

–

Not: Zanzibar ikinci derece sıtma bölgesi olarak geçtiği için önlem olarak sıtma ilacı öneriliyor. Ve tabi ki yanınızda yüksek korumalı güneş kremi ve sivrisinek losyonu götürmeyi ihmal etmeyin. Bir kitap önerisi isterseniz Abdulrazak Gurnah’ın Paradise – Cennet kitabı Zanzibar’da geçen bir hikayeyi anlatıyor.

–

AFRİKA YOLCULUK TERAPİSİ YAZILARI