TRAKYA – CHATEAU KALPAK BAĞLARI

Bülent Kalpak ve Chateau Kalpak Şarapları

Şarköy’den tepelere tırmanarak ufukta enfes deniz, orman, dağ manzaraları ve önümüzde yemyeşil bağların uzandığı, kaptan köşkü gibi modern ve görkemli bir bina olan Chateau Kalpak’a ulaşıyoruz.

 

Chateau Kalpak’ın yaratıcısı Bülent Kalpaklıoğlu, kesinlikle bugüne kadar tanıdığım en titiz, özenli, disiplinli ve profesyönel butik şarap üreticisi.

 

Gerçekten son derece bilgili, akıllı, mükemmelliyetçi, odaklı ve janti bir kişiliği var. Tarzı belki ilk tanışmada biraz bilgiç ve gururlu gelebilir. Genelde şarap üreticilerinden, şarabın akışkan ruhu ve yumuşaklığını yansıtmalarını beklerim. Bülent Bey’de ise biraz sert, net ve hata kabul etmez bir tarz var. Ancak yarattığı bağları ve şarap eserlerini görüp, tanıyınca böyle olmak için her türlü hakkı olduğunu anlıyorsunuz.

chateaukalpak (4)

Bülent Bey için, mühendis titizliği ile odaklandığı bağcılık ve şarapçılık, tutkulu bir bilim adeta. Bağlardan şaraba, şişeden müşteriye, şarabın tüm üretim, satış ve pazarlama süreçlerinin her aşamasına maksimum derecede hakim.

 

‘Bağcılık, bilim ve sanatın buluşması’ diyor Bülent Bey ve ‘şarabın % 80’i bağda oluşur’ diye de ekliyor. ‘Doğanın armağanın keyfine varın’ mottosu ile Chateau Kalpak bağlarını yaratırken de, bu sözün hakkını da vermiş.

 

Uzun yıllar Amerika ve Fransa’da yaşayan endüstri mühendisi Bülent Bey, 1991 yılında Amerika’dan Türkiye’ye dönmüş. Üç yıllık detaylı bir araştırmanın sonunda, bağcılık ve şarapçılığa en elverişli bulduğu Şarköy’de, denizden 324 metre yükseklikte, ormanlar ve denize uzanan vadi ile çevrili bu araziyi almış. Arazi öğle vaktinden akşama kadar güneş alacak şekilde, güney ve güneybatıya bakan konumu ile özellikle seçilmiş. Üzümlerin en sevdiği ışık ne de olsa. Toprak analizleri ile de çok katmanlı killi toprağın verimi teyit edilmiş.

 

2003’de, Fransa’dan cins klon Cabarnet Sauvignon, Merlot, Cabarnet Franc ve Petit Verdot fidanları seçilerek getirilmiş ve ekilmiş. Toplamda 330 dönüm arazinin, yeşil alan yönetimi ve yük prensibine uygun olarak 100 dönümü bağ. Üzerine titrediği bağlar gerçekten şiir gibi özenli, pırıl pırıl. Bordeaux yöresinin dünyaca ünlü üreticilerinin bağlarını aratmayacak mükemmellikte olan bağların arasında dolaşsanız tek bir falso bulamazsınız. 2003’den 2010’a kadar hem asmaların köklenmesi ve olgunlaşması için hem de üzümlerin kalitesini yükseltmek için titizlikle iyileştirmeler gerçekleştirmiş.

chateaukalpak (5)

Ve 4 farklı üzümün değişik kombinasyonlarından ‘bordeaux’ usulü blendler yapmak hedefi ile, tek bağdan şato tipi şarap üreticiliğine başlanmış. Bülent Bey Bordeaux bölgesinde yeni nesil şarapçılık stili olan, %70 Fransız geleneklerine sadık kalırken % 30 Yeni Dünya teknik ve yöntemlerini uygulayan, Garajist usulü şarapçılığı benimsemiş. Bağların her bir parseli ayrı ayrı takip ediliyor, parsellerden alınan şaraplar birbirine karıştırılmıyor.

 

2010 yılında ilk Chateau Kalpak blendi yapılmış ve ardından yıllanması için 3 yıl meşe fıçıya yatırıldıktan sonra, 2013’de piyasaya sürülmüş. Bülent Bey’in mükemmelliyetçiliğini anlamak için, satışa sunduğu ilk şarabın 2010 rekoltesi olduğunu, yani bağların 7. yılındaki üzümlerden yapıldığını bilmek yeterli.

chateaukalpak (11)

Kalpak bağları Tekirdağ rotasındaki bağlara göre daha yüksekte olduğu için hasat aşağıdaki bağlardan 45 gün sonra yapılıyor, yani bağbozumu Ekim ortasını buluyor. Bu geç olgunlaşma, asmaların köklerinin daha fazla çalışması ve üzümdeki aroma kapasitesinin arttırmasını sağlıyor. Ancak hasat öncesi üzümdeki şekerin artmaması ve meyve reçeli kıvamına dönüşmemesi için sıkı takipte tutuyorlar üzümleri.

 

Üzümler hasattan sonra yerçekimi (üzümlerin hep yerçekimi yönünde aşağı doğru hareket ederek işlenmesi) sistemi ile saplarından ayıklama ve üretim tesisindeki tanklara aktarma işlemine tabii tutuluyor.

 

Yerin altındaki, mühendis titizliği ile işlenmiş üretim tesisine iniyoruz. Bülent Bey’in nasıl bir nizam ve inzitam delisi olduğunu üretim tesisinde daha iyi anlıyoruz. Dışardan gelen mikro organizmaları içeri taşımayalım diye ayaklarımıza galoşlarımızı giymeden tesise giremiyoruz. Meşe fıçılar içinde dinlenen şarapların olduğu mahzene yaklaşamıyoruz bile.

 

 

Ancak tavandan yere kadar cam cepheli mahzeni dışarıdan görebiliyoruz. Mahzende duvarın bir bölümü, toprağın katmanlarını görebilecek şekilde açık bırakılmış. Toprakta yüzlerce yılın izini katman katman görmek gerçekten çok etkileyici. Köklerin derine indikçe besleneceği toprak işte bu!

chateaukalpak (12)

Burada, 21 gün önce hasat edilmiş ve fermentasyona alınmış bir meşe tanktan Cabarnet Franc deniyoruz. Şaşırtıcı derecede olgun, tam kıvamında tatlı. Resmen alıp eve götürüp içilebilecek kalitede.

 

Diğer şarap üreticilerinden farklı olarak fermentasyon meşe fıçılarda gerçekleştiriliyor. Fermentasyonu tamamlanan üzümlerin suyu da, özel sensörleri ile hava basıncını otomatik algılayarak, üzümleri ve kabuklarını incitmeyecek şekilde hafif basınç uygulayan, özel ‘basket press’ler ile sıkılıyor.

 

Özel klon fidanlardan, Türkiye’de eşi olmayan meşe fermentasyon tanklarına, nazik ‘basket press’lerden, Fransız ve Macar meşe fıçılara, şişelerin mantarlarından etiketlerine, şarap tesisinin mimarisinden her bir taşına kadar, Bülent Bey’in herşeyi titizlikle seçtiği bir ortamdayız.

 

Belki bu örnek, ‘titiz mükemmelliyetçiliği’ daha iyi tarif eder: satın alınacak meşe fıçıların ağaçlarını, büyüdüğü ormanın konumu ve koşullarına kadar araştırıp, fıçıların da mutlaka önceden çok iyi kurutulmuş ağaçlardan yapıldığına emin oluyor Bülent Bey. Bunu Türkiye’de yapan başka hiçkimse olduğunu sanmıyorum!

 

Bülent Bey’in en büyük şansı ise danışmanı Akın Gürbüz. Tekirdağ’da aile topraklarını kaliteli bağlara ve şaraplara dönüştürmek tutkusu ile, tüm maddi imkansızlıklara rağmen, Amerika’ya giden, uzun yıllar okul parasını biriktirmek için farklı işlerde çalışan, ve sonunda University of Kaliforniya’da UC Davis’de 4 yıllık şarap eğitimini tamamlayan, ardından Kaliforniya Napa Vadisi’nde yaptı ve Yeni Zelanda’da Marlborough’da çok iyi şarapevlerinde çalışan Akın Bey, gerçeken müstesna bir önolog.

 

Türkiye’ye döndükten sonra, Barbare ve Urla Şarapçılık gibi şarapevlerinin çok başarılı şaraplar geliştirmesinde imzası olan Akın Bey, şimdi Chateau Kalpak’ta uzmanlığı ve ustalığını sergiliyor. Bilgisi, ilgisi, özeni ile her gün şaraphanede bilfiil rol alıyor. Şarapların gelişimini takip ediyor, her üzümün ve her parselin tankına çocuğu gibi bakıyor, üzerine titrediği şarapların doğru zamanda doğru lezzete ulaşması için çabalıyor. Bülent Bey ve Akın Bey takıntılı şarap tutkuları, engin bilgileri, gönülden gelen şarap sevgileri, ve şaraba olan bağlılıkları ile benzersiz bir takım olmuşlar.

Şaraba gönülden ve tutku ile bağlı olan Akın Gürbüz’ün, ileride bir gün kendi bağlarından mükemmel kalitede şaraplar yapacağına eminim.

 

Bülent Bey, Akın Bey ve gıda mühendisi Sevgi Hanım, farklı oranlarda karışımları test edip, tadımlar sonucu mükemmel kıvamdaki blend’e ulaşmak için hummalı bir ekip çalışması yapıyor. Özellikle şarapevinin imzası olan Şato Kalpak için, bazen birisinin beğendiği ile diğerinin ki tutmuyor. Ancak potansiyel vaad ettiği düşünülen blendler, başka uzmanlara da tattırılıyor ve öne çıkan bir yeni blend varsa, yani Şato Kalpak’ın ikiz kardeşi Twin olarak hazırlanıyor.

 

Blendler hazırlandıktan sonra, 3 yıl meşe fıçılarda bekletiliyor. Ancak öyle boş boş oturmuyorlar mahzende. 6 ayda bir şaraplar fıçılardan tanklara aktarılıyor, hem bu süreçte şaraplar havalanıyor ve tortularını bırakıyor hem de meşe fıçılar temizlendikten sonra taze ve ferah bir şekilde yeniden şaraplara ev sahipliği yapıyor.

chateaukalpak (2)

Bülent Bey ‘tek bağdan tek şarap yapma’ arzusunu Türkiye’nin en iyi bordo blend kırmızları olmaya aday şaraplara imza atarak hayata geçirmeye başarmış.  Hem de bu kadar emek, özen, masraf ve azim, yılda sadece 40-50.000 şişe şarap için. Delilik değil de nedir bu?

 

Önce insanın kendisini tatmin edecek şarap yapmak bir yaşam biçimidir, yaşam gustosudur, yaşam tutkusudur, yaşam zevkidir aslında…

 

‘Şarabı kendi damağıma ve zevkime göre yapıyorum. Beyaz, roze veya tek üzümden mono-sepaj şarap yapmıyorum, sevdiğim tek bir stile odaklandım’ diyor Bülent Bey. Bülent Bey’in tek üzümden mono-sepaj şarap yapmak istememesinin sebebi, kupajın yarattığı geniş ve zengin paleti sevmesi.

 

Merlot’un az tanenli yapısı ve kırmızı orman meyvesi aromaları, Cabarnet Sauvignon’un bol tanenli, koyu, gövdeli ve kuvvetli yapısı ve çikolata, trüf ve baharat aromaları, Cabarnet Franc’ın baharat ve toprak tonları ve Petit Verdot’nun canlılık ve ıslaklığı arasında her yıl mükemmel bir denge yakalamaya uğraşıyorlar. ‘Monosepaj çok zordur, Merlot monosepaj’ı olarak Petrus bir istisna’ diyor Bülent Bey.

 

Ve tüm özelliklerini bu kadar detaylıca anlattığım şarapları tatmaya geliyor sıra. Kör tadım için üst kattaki tadım bölümüne geçiyoruz. 2011 yılına ait 3 adet şarabı kadehlere koyuyorlar, ve ne olduklarını bilmeden ve hiçbir yönlendirme olmadan tadıp yorumluyoruz.  Hepsinin gerçekten sofistike ve karakterli şaraplar olduğu yönündeki yorumlarımız benzer, ancak her birimizden farklı beğeni sıralamaları çıkıyor. İşte farklı damak tatlarının güzelliği kendini gösteriyor. ‘En güzel şarap senin beğendiğin şaraptır’ sözü doğrulanıyor yeniden.

 

Merlot üzümü ağırlıklı kupaj olan 2011 BBK (Berk Bülen Kalpak şarabı), mürdüm eriği, böğürtlen, biber aromaları ile, tanen ve asit dengesi yerinde, orta gövdeli zarif bir şarap. Hemen açıp içilecek şekilde, damağınızdan ve boğazınıdan yumuşacık akıp gidiyor.

 

Cabarnet Savuignon (%55) ağırlıklı kupaj olan 2011 Şato Kalpak ise çukulata, kahve, kiraz, vişne aromaları ile, dengeli, gövdeli, yoğun tanenli bir şarap. Biraz sert ve kapalı olduğu için gerçek potansiyelini ortaya çıkaracak şekilde açılması için birkaç sene şarap dolabında beklemesinde fayda var.

 

Sadece bu seneye özel %63 Cabarnet Sauvignon ağırlıklı blend olan 2011 Twin ise mürdüm eriği, böğürtlen, çukulata, tütün, toprak, beyaz karabiber aromaları ile, yoğun tanenli, gövdeli, yoğun, uzun bitişli, rafine ve elegan bir şarap. İkizi Şato Kalpak’tan biraz daha kapalı olan bu şarabı daha uzun bekletmekte fayda var.

 

Uluslararası AWC Viyana 2014 şarap yarışmasında, BBK Altın madalya, Twin ise gümüş madalya layık görülmüş. Ayrıca bu yarışmada Chateau Kalpak Türkiye’nin en iyi üreticisi seçilmiş.  3 adet 2010 blendi ise Concours Mondial Bruxelles yarışmasından 3 altın madalya ile dönmüş. İnşallah bir gün 2010 yılı sınırlı üretimi olan 1500 şişelik altın madalyalı Petit Verdot’yu tatmak nasip olur.

 

Bülent Bey’in ‘önce kendi içine sinen şaraplar üretme’ prensibi ile harcadığı sabır, emek, zaman ve para, meyvelerini çok güzel vermiş. Chateau Kalpak şaraplarının her biri, kendisinin sağlam karakteri, uzmanlığı ve sofistikasyonunu yansıtan kalitede. Bu şahsına münhasır insanı tanımaktan mutluluk duydum ve çok takdir ettim.

 

Şaraplar çok kolay bulunmuyor. İstanbul’daki bazı Macro’larda satılıyor ve seçkin restoranlarda sunuluyor. 0 553 222 77 99 numaralı telefondan Chateau Kalpak’ın Gıda Mühendisi olan Sevgi Hanım’ı arayarak sipariş verebiliyor ve adrese teslim alabiliyorsunuz.

Chateau Kalpak bağları ve şarap evi Şarköy’den Gelibolu yönüne doğru giderken 7. km’de, Tekirdağ’dan yaklaşık 75 km uzaklıkta yer alıyor. Gelibolu Yolu 7.km http://www.kalpak.net/

 

YOLCULUK TERAPİSİ TRAKYA YAZILARIMIZ

Trakya bağ gezisi izlenim ve hikayeleri: www.yolculukterapisi.com/trakya-hikayeleri

Traka Şarap Tadım Rota Önerilerimiz: www.yolculukterapisi.com/trakya-saraprotalari

Yıllandıkça güzelleşen Trakya hakkında bilgiler ve diğer aktivite bilgileri: www.yolculukterapisi.com/trakya

Asmadan şarap evi ve Bengodi otel hikayesi ve şarap tadım notları: https://www.yolculukterapisi.com/bengodi/

Gali (Kavur) Bağları ve şaraplarının hikayesi ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-gali

Chateau Kalpak Bağları ve şaraplarının hikayesi ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-chateaukalpak

Chamlija Bağları ve şaraplarının hikayesi ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-chamlija

Umurbey Bağları ve şaraplarının hikayesi ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-umurbey

Barbare Bağları ve şaraplarının hikayesi ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-barbare

Porta Caeli bağları, şarapları ve Hotel Caeli bilgileri ve şarap tadım notları: https://www.yolculukterapisi.com/trakya-caeli

Arcadia Bağları, şarapları, Bakucha oteli bilgileri ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-arcadia

Barel Bağları, şarapları ve bağevi bilgileri ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-barel

Suvla Bağları, şarapları konsept mağaza bilgileri ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-suvla

Chateau Nuzun Bağları ve şarapları bilgileri ve şarap tadım notları: www.yolculukterapisi.com/trakya-satonuzun

 

 

Zeynep Atılgan Boneval

 

 

 

 

Chateau Kalpak Bağları – Trakya Bağ Rotası Bilgileri

 

Uzun seneler Amerika ve Paris’te yaşadıktan sonra, ‘tek bağ tek şato” düşüncesiyle toprağa yönelen ve kapsamlı bir toprak araştırmasından sonra Şarköy civarında karar kılan Bülent Kalpaklıoğlu, Chateau Kalpak serüvenini 1993’te başlatır.

 

İstediği arazileri toplamak için geçirdiği 12 sene boyunca, deneme bağlarında çeşitli anaçlar, üzüm klonları, dikim teknikleri ve tel/budama sistemleri araştırıp uygular.Bağların hazırlanmasına 2004 yılında başlasa da, tesisin kurulması ve ilk üretimin yapılması için 6 yıl daha geçmesi gerekir; 3 senelik olgunlaşma sürecinin ardından, ilk ürünler nihai tüketiciyle ancak 2013 yılında buluşur.Bu kısa hikaye, şato tipi üretimin olmazsa olmazlarının da özeti adeta bilgi, emek, sabır ve sevgi.

 

Hedefe ulaşmak için de Cabernet Sauvignon, Merlot, Cabernet Franc ve Petit Verdot üzümlerinde karar kılıp, en uygun anaç ve klonlarını dikip üst seviye bilimsel bir bağcılık uygular.Fransa’dan getirtilen anaçlar, denizden 300-320 m yükseklikte güney-güneybatı bakışlı, çakıllı, kireçli, bir araziye ve sadece yamaç bağcılığı yaklaşımı gözetilerek dikilmiş.Hem Marmara, hem de Ege Denizi’nin -Saros Körfezi’nin- esintilerini direkt alan bağlar için, rüzgarın taşıdığı deniz tuzunun olumsuz etkilerinden korunsun diye, en yakın kıyıdan 5 km uzakta bir arazi seçilmiş.Bu özel klima ve teruarın sağladığı avantajlar ve uygulanan bağcılık teknikleri sayesinde, üzümlerin olgunlaşma dönemini Ekim ayına kadar uzatabildiklerini, böylelikle de ürünlerin kalitesini yükselttiklerini söylüyor Bülent Kalpaklıoğlu.

 

Chateau Kalpak Bağ Gezileri

Ziyaretçi odaklı tasarlanmış modern Chateau Kalpak tesisi ve bağları rezervasyonla gezilebilir. Tesiste bulunan Kafe Kalpak’ta da Yunan Semadirek Adası’ndan, Marmara Adası’na kadar “deniz-orman-bağ” manzaralı terasta özel aperatifl er eşliğinde tadım yapabilirsiniz.

Tel: +90 532 277 11 37

Çorlu Havalimanı: 148 km

İstanbul Atatürk Havalimanı: 244 km

Şarköy