Balayı yeni evli çiftler için çok önemli bir tatil. Çünkü evlilik teklifi ile başlayan yorucu bir sürecin sonunda, çiftin yeni birlikteliğini ödüllendirdiği bir deneyim balayı. Kimileri için gün seçimi, resmi hazırlıklar, gelinlik, damatlık alışverişi, nikah memuru seçimi ve nikah günü heyecanı, kimileri için düğün için mekan seçimi, davetiye tasarımı ve metni, davetli sayısı ve listesi, gecenin akışı, müzikleri, süslemeleri gibi düğün organizasyonu hazırlıkları, herkes için yeni ev hazırlıkları derken verilmesi gereken kararlar, yapılması gereken kalem kalem işlerden oluşan maratonun sonunda tünelin ucundaki ışık gibi adeta ‘Balayı’.
Hem çiftin yorgunluğunu atabilmesi, huzur verici ve sakin bir ortamda dinlenerek romantizm yaşabilmesi hem de yeni evliliğin heyecanı ve enerjisini, ilginç ve zevkli etkinliklere kanalize edebilmesi; İşte ideal bir ‘balayı’ iksiri bu iki bileşenin dengeli harmanından oluşuyor.
Bal’den Maldivler’e, Santorini’den Napa Vadisi’ne, Mnemba Adası’ndan Kapadokya’ya, Afrika’da Safari’den Roma’ya, farklı zevklere sahip yeni evli çiftler için, yepyeni bir hayat yolcuğunun ilk anlarını baş başa paylaşmak ve birlikte hikayelerini yazmaya başlamak için ideal balayı destinasyonlarını kaleme aldım.
SUYLA BULUŞMAK İSTEYEN ÇİFTLER İÇİN: MALDİVLER
Hint Okyanusu’nda rengarenk mercanlarla çevrili, 1192 adadan oluşan Maldivler, gerçek bir su ülkesi. Öyleki, ülkenin yüzölçümünün sadece %4’ü kara, geri kalanı ise deniz, mercanlar, kayalıklar ve lagünlerden oluşuyor. İşte bu sebeple Maldivler# suya doyamayan, suyun arındırıcı gücüyle huzur bulmak isteyen yeni evli çiftler için biçilmiş kaftan. Kalabalıklardan ve gözlerden uzak, baş başa vakit geçirmek isteyen balayı çiftimiz için ideal bir destinasyon Maldivler. Çünkü doğal lagünlerle çevrili bu küçük adaların her birinde sadece tek bir otel yer alıyor. ‘Medeniyetten uzak, sonsuz denizin ortasında ufacık ve ıssız bir tropik adada günlerce ne yapacağız, sıkılır mıyız? diye hiç merak etmeyin, balayı öncesi yaşadığınz tüm koşuşturmalardan uzaklaşmak, iletişim bombardımanından arınmak, yalınayak kalmak ve durmak ruhunuza öyle iyi gelecek ki, tüm pillerinizi şarj edeceksiniz. Turkuvaz sularıyla okyanusun ortasında bir cenneti andıran lagünlere kendinizi bırakmak, ehil ellerde masajlar yaptırmak, gün batımında kumsal yürüyüşleri yapmak sizi dinçleştirecek. Sabah suyun içinde uyanıp, mis gibi deniz kokan meltemi içinize çekip, gün boyu suyla bütünleşip, deniz altının yüzlerce farklı balık ve su kaplumbağasıyla dolu rengarenk yaşamı, ve gökyüzünün gün içerisindeki renk oyunlarını izleyerken zamanın nasıl akıp gittiğine inanamayacaksınız. Gözlerden uzak başbaşa bir deneyim yaşamak isteyecek balayı çifti için özellikle suyun üzerinde yer alan ‘su üstü bungalow’lar, denizle kesintisiz bir buluşma sağlayacak. Kısacası balayı hayaliniz bembeyaz kumsallar, palmiyeler, güneş, turkuaz sular ve rengarenk mercan ve balıklar ise Maldivler sizin için biçilmiş kaftan.
CENNET BAHÇESİNDE DOĞAYLA İÇİÇE BALAYI: BALİ
Eğer yeni evil çiftimiz, havuzlarından tropik ormanlar ve ulu ağaçların yemyeşil manzaralarını seyretmek, orkide, nilüfer ve cennet çiçeklerinin renkleri ile coşmak, frangipani çiçeklerinin mis gibi kokuları ile ferahlamak, pirinç tarlalarında manzaralara nazır yürüyüşler yapıp, rüzgar ile salınan pirinç başakları arasından güneşi batırmak, ismini hiç duymadığı meyvelerin ve özenle hazırlanan tropik lezzetlerin tadına varmak hatta aromatik baharatlarlar ile damak sürprizleri yaşamak, doğaya doymak, huzuru koklamak, dinginliği sindirmek istiyorsa adeta bir cennet bahçesi olan Bali biçilmiş kaftan. Muz yaprağının binbir çeşit yemeği sarıp sarmaladığı gibi, Bali’de sizi, gür ağaçları, rengarenk çiçekleri, yediveren meyveleri, pirinçleri, baharatları, kuşları, kelebekleri, nehirleri, şelaleleri, dağları, gölleri, okyanusu, güler yüzlü içten insanları ile şefkatle sarmalayacak. Bolluk ve bereketle kutsanmış bu adada doğaya ve doğala bu kadar yakın olmak, ruhunuzu hafifletecek. Masmavi gökyüzü, pamuk bulutlar, palmiyeler, bambular, hindistan cevizi, banyan ağaçlarıyla kaplı teraslar, enfes manzaralar, her köşede rastladığınız canlı ve parlak renklerde çiçekli sunular, yumuşak ve armonik sesler, canlandırıcı kokular, göz alıcı parlak renkler, coşkulu çiçekler, iştah açıcı eşsiz tatlar, kibar, saf ve içten insanlar, dingin ve sakin bir enerji ile adeta bir rüya alemi yaşayacaksınız. Sürekli romantizm mi yaşayacağız diye soranlar için 25.000 tapınak ve 3 milyon sunağa ev sahipliği yapan Bali’de, sayısız tapınak keşifleri, pirinç tarlası ve şelale yürüyüşleri mümkün.
MACERA SEVER ÇİFTLER İÇİN AFRİKA’DA SAFARİ
Doğayla buluşmanın en macera dolu yeri şüphesiz Afrika. Safari deneyimi, her gün güneşin doğuşu ve batışına şahit olup, uçsuz bucaksız manzaralar ile büyülenmek, vahşi hayvanların şaşırtıcı ve hayranlık uyandıran yaşam döngülerine tanık olmak demek. Maceraperest bir çift gün boyunca gördüğü aslan, leopar, çita, bufalo, hipopotam, ceylan, zebra, fil, zürafa, renk renk kuşlar veya goril ve şempanzeler ile bambaşka bir dünyaya adım atarken, muhteşem bir gün batımı ve de ardından gökyüzündeki binlerce yıldızın şovu ile öyle etkileyici ve hayret verici deneyimler yaşar ki, bir sonraki günün sürprizlerinin merakıyla, ertesi günü heyecanla bekler. İşte macera severlerin bu duyguları yaşayacağı safari deneyimleri; Kenya ve Tanzanya’da Afrika kıtasındaki en heyecanlı ve önemli doğa oalyı olan ‘Büyük Göç’e şahit olmak, el değmemiş bir doğa harikası olan Namibya’nın çöl ve kum tepelerinin göz kamaştırıcı manzaralarının tadına varmak, Uganda veya Rwanda’da unutulmaz goril ve şempanze yürüyüşleri yapmak. Safari sadece macera mı demek diye soran çiftlerin içini rahatlalayım: Afrika bir yandan heyecan verici deneyimler sunarken, doğanın kucağındaki zevkli, keyifli ve özgün tasarımlı lodgelar, yeni evli çifti pamuklara sararak dinlendiğinden emin oluyor.
GASTRONOMİ VE SÜRÜŞSEVER ÇİFTLER İÇİN: NAPA VADİSİNDE BAĞ ROTASI
Napa Vadisi muhteşem doğası ve manzaraları, büyülü gün doğum ve gün batımları, damak şenlendiren bağ evleri ve gurme durakları ve de zamanda asılı masalsı atmoferiyle, gastornomi meraklı, sürüş yolculuklarını ve yürüyüşleri seven, aktif dinamil bir çifti kalbinden vuracak bir balayı rotası. Uçsuz bucaksız vadiler, alçalıp yükselen bağlarda sıra sıra dizilmiş üzüm fidanları, başaklarla bezenmiş çayırlar, rüzgarlı tepeler, ağaçların gölgesinde patikalar, daracık virajlı ancak müthiş manzaralı toprak yollar, çiftlik evleri, kolonyal stilde malikaneler, ahırlar, ufak kulübeler, doğal mağara mahzenler, ve tabii enfes lezzette gövdeli ve doygun Cabarnet Sauvignon kırmızıları, tereyağlı ballı meyvemsi Chardonnay beyazları, nefes kesici gün batımlarına nazır piknikler, bir balayı çiftini bekleyen deneyimler Napa’da. Kuzeyde Calistoga kasabası ardından sırası ile gelen St. Helena, Rutherford, Oakville, Yountville kadsabaları ve güneyde Napa şehri arasında, 50 kilometrelik Napa vadisinin ana hattı olan California Highway 29 yolu ve Silverado Trail uzanıyor. Bu yol üzerinde saydığım küçük ve kartpostal sevimliliğindeki kasabaların yanı sıra, atlar ve ineklerin otladığı çiftlikler, dizi dizi meşeler, taraça taraça inen bağlar, kaplıcalar, oteller, restoranlar ve 240’dan fazla şarapevi yer alıyor. Kalabalıklara karışmak istemeyen balayı çiftimiz için, Napa’da kıvrıla kıvrıla ilerleyen sessiz sakin arka yollar, ormanlar, kanyonlar, dağ köyleri ve ufacık aile bağ evleri arasından yürüyüş patikaları ve sürüş rotaları keşfetmek, vadiler boyunca uzana bağların sürpriz manzaralarını yaşamak mümkün. Çünkü Napa Vadisinde balayına özel oteller, bir çiftin ihtiyaç duyabileceği tüm konforu sağlarken, gözlerden uzak rotaları ve çifte özel deneyimleri sunuyor.
MANZARALARA NAZIR YÜRÜYÜŞ SEVER ÇİFTLER İÇİN: GÖRSEL ŞÖLEN SANTORİNİ
Doğa manzaralarına düşkün yürüyüş sever aktif dinamik bir balayı çiftiyseniz, denize 300 metre yukarıdan bakan heykelsi Santorini sizin için ideal bir balayı destinasyonu.
Volkanik coğrafi oluşumu sayesinde dimdik yükselen kayaların yarattığı vahşi görünüm ile, kayaların içine oyulmuş yumuşak hatlı bembeyaz evler, yuvarlak çivit mavisi kubbelerin uysal ve narin görünümü birbirine karışınca, adeta bir peri masallarında hissediyorsunuz Santorini’de. Adada yürüyüşler yaparken gerçekten büyüleyici bir masal yolunda hissedeceksiniz kendinizi. Tepe köyleri arasında yürürken, burnunuza çalınan kekik kokuları, sağlı sollu kaldera manzaraları, önünüzdeki volkan ve ufuktaki uçsuz bucaksız denizle, vahşi bir alemde hissedeceksiniz. Köylere vardığınızda ise, taraça taraça inen bembeyaz evlerin teraslarında masmavi parlayan ufacık havuzlar ve sardunyalar ile renklendirilmiş teraslarla şiir gibi bir mimari masala adım atacaksınız. Gün içerisinde çehresi sürekli değişen Santorini’de ışık ve gölgenin hiç bitmeyen dramatik oyununa şahit olacaksınız. Deniz sabah opalden safire, öğleyin altından gümüşe ve gün batımında ise kırmızıya dönüşecek. Ve şüphesiz güneşin ihtişamlı kızıllığı ile günün en muhteşem anı gün batımları olacak. Eşiniz ile el ele tutuşup, nefesinizi tutup güneşin yavaş yavaş büyüyerek ve kızararak denize inişi yaşadığınız en romantik deneyimlerden birisi olacak. Tabi ki Santorini sadece yürüyüş ve gün batımı demek değil. Kırmızı ve siyah volkanik plajları, şık restoranlarında gurme deneyimleri, hala aktif olan volkan gezisi gibi aktiviteler de yapabiliyorsunuz. İster aktif ister sakin vakit geçirin, Santorini saatlerinizi valize kaldırıp, pilleriniz şarj etmek üzere tüm yaşamınızı güneşe göre ayarlayacağınız, gün boyu şahit olduğunuz muhteşem manzaraların tadına vararak, ruhunuzu dinlendireceğiniz eşsiz bir balayı olarak hafızanıza kazınacak. Hel bir de gün batımına nazır kendinize özel havuzlu zarif ve zevkli bir tasarıma sahip bir otel odası seçerseniz.
DOĞASEVERLER İÇİN ROBİNSON CRUSOE ADASI: MNEMBA – ZANZİBAR
Gözlerinizi kapatın, bembeyaz kumsalları, turkuaz denizi, pırıl pırıl parlayan güneşi, yemyeşil ağaçları ile tropik bir ada hayal edin. Mis gibi deniz kokusunu ve de dalgaların sakinleştirici sesini size taşıyan hafif bir meltem esiyor. Çıplak ayaklarınız ile kumda yürürken, kıyıya vuran dalgaların köpüklerini ve pıtır pıtır koşuşturan yengeçleri kovalayıp, renk renk kabukları toplayıp, kuma yazılar yazıp, kaleler yapma isteğiniz ile, kendinizi yeniden özgür bir çocuk gibi hissediyorsunuz. Tüm fazlalıklardan arınmış, yalınayak adanın etrafını yürüyorsunuz. Gel-git ile genişleyen kumsalda, suların üzerinde rüzgarın titreşimi ile oluşan kıvrımları seyrederken, bir anda iki siyah yunus, denizden fırlıyor ve oynamaya başlıyor. İşte Zanzibar’daki Mnemba adasında, size özel büyülü bir diyardasınız! Doğanın içinde tamamen doğal malzemeler ile yapılmış kapısız ve penceresiz bungalowlarda dalgaların sesi ile uykuya dalıp, okyanus manzarası ile güne uyandığınız, kaldığınız sürece ayağınıza terlik bile giymeden gece gündüz ayaklarınız kumlarda özgürce çıplak dolaşabildiğiniz, kilit, kapı ve pencere gibi bir korunma derdi ve doğa ile aranızda hiçbir bariyer almadan uyuyabildiğiniz, cüzdan, pasaport, telefonları adaya indiğinizde mühürlü bir zarf ile teslim edip, tamamen unutabildiğiniz, yani kendinizi tamamen doğaya teslim ettiğiniz ufacık bir Robinson Crusoe adası burası. 10 adet bungalow, birbirinin gizliliğine yeteri kadar saygılı bir mesafede inşaa edildiği için, adada sanki sadece siz varmış gibi hissediyorsunuz. Peki bomboş bir adada çift olarak ne yapacağız diye sorarsanız; günün her saati bir başka güzel olan adanın etrafında defalarca yürüyebilir, kıyıya vurmuş renk renk deniz kabuları ve mercanları toplayabilir, gel git zamanı çekilen suları kovalayabilir, toprağa kazdıkları minik yuvalarından çıkıp denize koşan yengeçleri izleyebilir, adanın etrafındaki mercan kayalıklarında snorkel yapabilir, siyah yunuslarla yüzebilirsiniz. Gün batımında kumsalda size özel hazırlanmış piknik yemeği yemek ise yaşayacağınız en romantik lüks olacak.
PERİ BACALARI ARASINDA BİR PERİ MASALI: KAPADOKYA
Kapadokya’da, 60 milyon yıl önce lav ve küllerin rüzgar ve seller ile oluşturduğu, dünyanın doğa harikaları arasındaki peri bacaları arasında eşsiz bir balayı deneyimi yaşamak mümkün. Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi olarak anılan Kapadokya’da ata binmek, doğanın ve tarihin şaşkınlık verici izlerini seyretmek için gün doğumunda balonla gökyüzünde süzülmek, peri bacaları arasında unutulmaz manzaralar eşliğinde vadi yürüyüşleri yapmak, Göreme Açıkhava Müzesi, Zelve Açıkhava Müzesi, Karanlık Kilise, Çavuşin, Zemi Vadisi ve Uçhisar Kalesi gibi hazineleri keşfedip, Kızıl Vadi’den yola çıkılarak Güllüdere Vadisi’ne yürürken nefes kesen gün batımı izlemek Kapadokya’da hem romantik hem de macera dolu bir balayının aktiviteleri.
TARİHSEVERLER İÇİN ROMA
3000 yıllık etkileyici tarihi ile Roma, masallara layık bir kent. Sanatın, tarihin ve dinlerin bir arada geliştiği kentte, Pisa Kulesi ile başlayarak, Roma’nın renkli ve neşeli meydanlarından Pantheon’da, İmparator Adriano döneminden kalan kral mezarlığında orijinal mermerlerin güzelliğini seyredip, Piazza Navona, Campo dei Fiori, Piazza Farnese, Santa Maria in Trastevere, Piazza del Popolo gibi meydanları gezebilir, klahve molaları verebilir ve sanki zamanda yolculuk yapar gibi sahneler sunan hayatın akışını izleyebilirsiniz. Eşinizle Roma’nın aşk masalına katılmak için Fontana di Trevvi’ye gidebilir, bu Barok çşemede, yönetmen Felli’nin “la Dolce Vita” filmindeki ünlü sahnesindeki gibi dilek tutabilirsiniz.
Zeynep Atılgan Boneval / yolculukterapisi.com