2015’in YÜKSELEN DESTİNASYONLARI
Tüm dünyada, sosyal ve ekolojik sorgulamaların, kendini geliştirme ve ruhunu zenginleştirme ihtiyacının arttığı bir süreç yaşıyoruz. Artık sadece ‘gidip görmüş olmak için seyahat eden’ pasif birer yolcu olmak yetmiyor, kişisel ilgi alanlarımızda doyuma ulaşmak için yolculuklara çıkmak istiyoruz. Zaman’ın en büyük lüks haline geldiği çağımızda her deneyimimizin anlamlı olmasını arzu ediyoruz. Yepyeni yerler keşfederken, ruhumuzu ve algılarımızı besleyecek, unutulmaz ve özel destinasyonlar arıyoruz. Gittiğimiz yerlerin birer hikayesi olmasını arzu ediyor, yolculuklarda da kendi hikayelerimizi yazabilmek istiyoruz.
‘Sanat avcılığı’ yükselen bir seyahat trendi: Art Basel Miami ve Hong Kong, SOFA Chicago, Art Madrid , Venedik, Sao Paulo ve Shanghai Bienal’leri en gözde sanat etkinlikleri arasında. Bu etkinlikler sırasında yer alan diğer uydu fuarlar sayesinde şehirler adeta birer sanat üssüne dönüşüyor.
Damak tatlandırmak ise başka önemli bir trend, şarabın ve lezzetin izinde yapılan gurme yolculuklar artıyor. San Sebastian, Kopenhag, Tokyo, Londra, Hong Kong, Paris New York, dünyanın gurme şehirleri olarak ön plana çıkarken, Toskana, Provence, Loire, Rioja, Douro, Mendoza, Güney Afrika en çok tercih edilen şarap bölgeleri.
Şehrin yapaylığından, gürültü ve karmaşasından uzaklaşarak, doğa ve vahşi yaşam ile buluşma yaşamaya fırsat veren safari ise başka bir yükselen trend. Kenya, Tanzanya ve Botswana safarinin vazgeçilmez destinasyonları. Safari’nin yeni gözdesi Namibia, uçsuz bucaksız göz kamaştırıcı manzaraları, çölleri, kumulları, okyanus sahilleri, safari parkları ile eşi benzeri bulunmayan el değmemiş bir vahşi doğa deneyimi sunuyor. Başka bir yükselen safari destinasyonu ise Madagaskar. Lemurlar, baobab ağaçları, yağmur ormanları, nesli tükenmekte olan hayvan ve bitkileri, çöller, trekking ve dalış imkanları ile doğaseverler için büyülü bir destinasyon olan Madagaskar epik manzaralar sunuyor.
Farklı kültürleri tanımak ve yerel gelenekleri deneyimlemek için festivaller harika bir fırsat sunuyor. Her yıl Hindistan’da baharın ilk dolunayında kutlanan Holi Festivali, Rajastan bölgesini capcanlı renklere boyuyor. Yüzlerini rengarenk boyayan tüm halk sokaklara dökülüyor, coşkulu danslar, şarkılar ve dualar eşliğinde etrafa canlı renklerdeki kök boyalar saçarak yeniden doğuşu kutluyor. Mayıs ve Haziran’da Endonezya’nın incisi Bali’de Bali Sanat Festivali sırasında tüm ada geleneksel el sanatlarını sergilerken, müzikleri ve danslar ile canlanıyor. Moğolistan Nadaam Festivali, Bhutan Tshechu Festivali, Valensiya La Tomatina festivali, Sevilla La Feria de Abril Festivali, Verona Klasik Müzik ve Opera festivali diğer önemli festivaller.
Filantropi: sosyal sorumluluk ise başka bir yükselen seyahat trendi. Özellikle Asya’da doğal felaketlerden çok etkilenen ve de imkanları kısıtlı kasaba ve köylerde okul yapımına ve eğitime katkı amaçlı seyhat edenlerin sayısı artıyor. Vietnam, Kamboçya ve Laos ise bu amaçla en çok ziyaret edilen ülkeler. Uzak Doğu’nun gizemli dünyasında yükselen iki destinasyon ise el değmemiş budist kültürü, tapınakları ve manzaraları ile Myanmar ve de doğal parkları, ormanları, adaları ve doğal güzellikleri ile Sri Lanka.
Spor tutkunları için ise olimpiyatlar ve futbol karşılaşmaları destinasyon seçiminde önemli bir motivasyon haline geldi. 2014 World Cup ve 2016 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak Brezilya şimdiden dünyanın en gözde ülkesi. Kıpır kıpır canlı şehir ritmi için Rio de Janeiro, moda ve tasarım meraklıkları için Sao Paulo, lüks butik otel meraklıları için Florianopolis, deniz, kumsal ve güneş meraklıları için Trancoso, Brezilya’nın ideal destinasyonları.
Moda hala özellikle bayanların seyahat motivasyonu olmaya devam ediyor. Londra, Paris, New York ve Milano ilkbahar ve sonbahar moda haftaları sırasında meraklıları için yıllardır birer çekim merkezi. Ancak başka bir yükselen moda şehri Tokyo. Mart’ta Moda Haftası ve Livingroom Moda Fuar’ına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Mart sonu ve Nisan Tokyo’da ‘Cherry Blossom’ zamanı, kiraz çiçekleri ile bezenen tüm ağaçlar büyülü bir görüntü sergiliyor. Tokyo’da iken görülmesi gereken bir mimari harikası ise Louis Vouitton Ginza mağazası. Deneyim kültürünün en cesur örneği bu mağaza, içerden aydınlatılmış yarı şeffaf mermerler ile sanki yaşayan nefes alan bir bina izlenimi yaratıyor.
Deniz, güneş ve kumsal keyfi arayanlar için ise yükselen destinasyon Mozambik. Güney Afrika’dan kısacık bir uçuş ile ulaşılan Mozambik, el değmemiş bembeyaz kumsalları, muhteşem deniz altı dünyası, tropikal mangrov ağaçları ile muhteşem bir doğa deneyimi sunuyor. Başka bir deniz, güneş ve kumsal alternatif ise Mauritius. Harika plajları, saydam masmavi suları, akıl almaz günbatımları ile tropik bir mabet olan Mauritius, muhteşem bir servis anlayışı, eşsiz bir misafirperverlik, en taze ve leziz deniz mahsülleri ile kendinizi cennette hissetmenizi sağlarken, renkli festivalleri, özgün lokal mimarisi, doğal parkları, tropik ormanları ile kültürel ve doğal hazineler de sunuyor. Zanzibar ve Koh Samui ise diğer yükselen deniz tatili destinasyonları.
Artık seyahat tutkunları sadece uzun tatiller ile yetinmiyor. Avrupa şehirlerine senede 5-6 uzun haftasonu kaçamakları çok moda oldu. Stockholm, Kopenhag, Bilbao, Lizbon, Edinburgh, Dublin, Berlin, Hamburg, Bolgona, Basel, Rotterdam, Valensiya, Torino en önemli haftasonu kaçamakları.
Her zaman gözde olan destinasyonlar ile tabi ki yerinde saymıyor. Bu ‘en çok ziyaret edilen şehriler’ hep yeni bir bohem gözde mahalle yaratmayı başarıyor. Londra’da Shorditch, New York’ta Brooklyn, Paris’de Sopi, Roma’da Trastevere ve Brera, Sidney’de Surry Hils ve Potts Point, Buenos Aires’te Bodeo yeni keşiflere imkan tanıyan bölgeler.
Zeynep Atılgan Boneval