DOYUMLUK ŞEHİR
Post-modern olmaktan sakınıp gün ışığında Baudelaire-vari bakır bir renge bürünen, renklerini sakındığında ciddiyete çağıran, azıcık ciddi olduğunda küçük ve doğal muzipliklerle gülümseten, mesafeli görünüp canı istediğinde sarıp sarmalayan, zıtlıkları idrak etmiş ama karşıtlıkları olmayan su yeşili bir şehir Vancouver.
Yürürken The Morning Benders, hızlandığında Stevie Wonder, uyurken ağır aksak tonlardan ninnileşmeyi tercih eden Tord Gustavssen Trio şehrin gayri resmî müzisyenleri.
Şehri akrep-yelkovan usulü yaşarken zaman zaman bünyeye galip gelen ve iç sesi dinlemeyi zorlaştıran bas vuruşları yüksek müziğin ve şehrin kendi elleriyle dağlardan & sulardan topladığı oksijenin kana karışması bu şehrin insanlarının üzerine sinen sükûnet etkisinin aksine misafirlerine çarpıcı ama canlı bir hoş geldin ikramı gibi.
Bir Ağustos öğleninde Viktoryel binalara, sıfır beden sarışın siluetlere, Uzakdoğulu bedeninde Kanadalı kızların Kovboy çizmelerine, atletik zihinli Kuzeylilerin su mataralarına ve geniş yapraklı tüm ağaç âlemine çarpan güneş, tahminlerin aksine şaşırtıcı derecede sıcak.
Şehrin kurallarına sorgu sual gerektirmeyen bir metanetle uyan Skoda marka araçların içinden kovboy şarkıları yükselirken, maddiyatını ifade etmek için gereğinden fazla çaba sarfettiği gözlerden kaçmayan Range Rover’ların içinde oturanlarsa büyük çerçeveli gözlüklerin arkasına saklanan “büyük konuşan” yüzler. Hangisinden banknot sesleri geldiğini anlamak zor değil; zira barksız da, yurtsuz da, Whistler yolu üzerindeki ya da şehrin kuzeyindeki saray yavrularını dolduran ve pahalı saatlerini kolundan çıkarmayan da ceplerdeki banknot sayısının yaşam kalitesinin kalibresiyle ve kanunlarla düzenlenmiş temiz (!) zihinlerle doğru orantılı olduğunun bir şekilde farkında.
Tüm bunlar, aç olduğunu iştahlı lakin utangaç bir tavırla ifade edip sizden 25 sent isteyen evsizin samimiyetinin gerçekliğine ya da parlak sandaletlerinin üzerinde tabir-i caizse süzülen güzel ve yabancı bir kızın ikinci kez önünüzden geçerken “Komik biliyorum ama yönümü şaşırmışım.” diyerek gülümsemesine – bir diğer deyişle her tip insanın oldukça ‘beşeri’ bir temasla sizi şaşırtmasına – engel değil. O yüzden, bu şehri bir banka oturup çıt çıkarmadan izlemek ve şehrin insana & insanın şehre dokunuşunu suya sabuna dokunmayan ırak bir noktadan gözlemleyebilmek bile nispeten ‘yeni’ bir his. Bu durum insana şunu dedirtiyor: ” Bu şehrin huyu güzel.”
Nasılsın diye sormak elzem değildir ya birçoğumuz için, insanı insan olmaktan alıkoyan her şey, farklı coğrafyalara gelip Kanada’nın batısındaki bu afilli görünmekten uzak lakin süslerini gözler önüne seren şehri vatanı bilmiş insanların ellerinden parça parça okyanusa salınmış gibi.
Birleşmiş Milletler’in toprağına bu kadar yakın olup da ellerinden geldiğince “country” kalabilmek muhtemelen yeni çağın kafa karıştırabilecek meziyetlerinden. Vancouver’da bu fenomen şehrin sabaha erken uyanan zihinler ve çalışkan ama bir o kadar da rahat görünen insanlarının peyderpey inşaa ediyor olduğu tanıdık görünmeye çalışan bir modernizmle ve ultra-steril kentsel yapılaşmayla birleşince; tütünü seven, efkârını her daim bünyede barındıran ve bunu fırsat buldukça dışa vuran biz Türkiyeliler gibi insanlarca bu ikircikli durum yadırganabilir – zira Vancouver, binalara ancak 9 metre mesafede sigara içilebilen, karbondioksit salınımına dur diyen her türlü uygulamanın kanunlarca mubah sayıldığı ve kamu alanlarında içki şişesiyle boy göstermenin hem hukuken hem yazısız kurallarca yasak görüldüğü; buna rağmen insanların Avrupa’dan yakınen tanıdığımız bir “club önü” tarzı eğlence stilini kavgasız gürültüsüz benimsediği; lakin Indo-Kanadalı Bollywood yıldızlarına da ev sahipliği yapabilen şaşırtmacalarla dolu bir kent.
Şehir ne kadar uzun soluklu tecrübe edilirse o kadar tatmin edecek dolgunlukta. Örneğin, Paris gibi, Viyana gibi rafine şehirlerin “tadımlık” anlarına karşın, Vancouver insanlara ‘doyumluk’ tecrübeler sunabilecek kadar cömert. Bu eli açıklık, hızlı tüketim toplumlarının alamet-i farikası olan ve her 50 metrede bir karşınıza çıkan Starbucks’larla ve hatta onlara organik kılıçlarını çeken Blenz Coffee’lerle ölçümlenebiliyor gibi görünse de, gustonuzu ölçmek için cetveli Vietnam mutfağından Thai’ye, oldukça Amerika kokan steakhouse’lardan Kantaron restoranlarına kadar çok farklı yelpazedeki restoran seçeneklerine yatay olarak tutabilirsiniz.
Cetveli ister dikey, ister yatay tutun, Vancouver kimsenin boyunun ölçüsünü almak niyetinde değil; zira ruha iyi gelen alternatifleri ziyaretçilerine sunarak da dem vurduğumuz bu huy güzelliğini kanıtlıyor. İşte bedeni doyuran, kulağı doyuran, gözü doyuran ve en nihayetinde ruhu doyuran Vancouver deneyimleri:
• Robson Street üzerinde Lost Lagoon istikametinde giderken Burrard Street’i geçince sağda göreceğiniz Cafe Crepe’in krepleri kahvaltıyla güne başlamayı sevmeyenler için bile akıl çelici. Tuzlulardan ‘Ham/egg/cheese crepe’ , tatlılardan ‘bitter chocolote & strawberry crepe’, ekşilerden ‘lemon/cinnamon crepe’ tadılmalı.
• Gastown’daki Mo-Mo Sushi öğlen atıştırması için birebir. Benim gibi sushiyle arası nispeten limoni olanları bile sashimilerle kısmen barıştırabiliyor ya da en azından Edamame’siyle bile sempati toplayabiliyor.
• Deniz ürünleriyle mesafesini her koşulda koruyanlar içinse Water Street üzerindeki Boneta hem “Boneta loves you” mottosuyla, hem de kısık ateşte pişirilmiş pirzolası & yanında hem ismen hem tadıyla (Pont-Neuf) Fransız usulü servis edilen parmak patatesiyle bir öğle vakti kalpleri çalabilir.
• Şehrin en göz alıcı bölgelerinden biri olan False Creek’teki C Restaurant, ünlü şefler Robert Clark ve Lee Humpries’in ‘deneysel sanateserleri’ diye tabir edilebilecek kadar cüretkâr, yaratıcı, taze ve bir o kadar da şaşırtıcı & lezzetli mönülerini tatmayı elzem kılan bir deneyim vadediyor. Restoranın Burrard Köprüsü ve Granville Köprüsü’nün tam ortasındaki büyüleyici konumda ‘resmen nefes alıyor’ olması da cabası.
• Vancouver’ın bir yaz gününde: Granville Island’a doğru koşar adımlarla gidin, halk pazarındaki kırmızı meyveleri koklayın, somon balıklarını kucaklayın, Funk Shui mağazasına gidip Jessica da Haas’ın çılgın şapkalarından satın alın, Dockside Restaurant’da yemek molası verin, sevin, sevilin.
• Vancouver’ın bir yaz gecesinde: Malkin Bowl’daki konserlerden birini yakalayın. Ola ki bizim gibi gibi yakalayamazsanız ve bir Ben Harper konserinde “biletlerin tamamı satıldı” sendromundan muzdarip olursanız; hiç üzülmeyin; Stanley Park’ın çimenlerine uzanın ve çarşaf gibi geceye yüzünüzü verip ‘yıldızların altındavari’ alaturka ruh haliyle ücretsiz müzik şöleninin tadını çıkarın. Herhangi bir konser yakalayamamanız durumunda kulaklıklarınızı takın, arkanıza yaslanın ve bırakın David Bowie size “Rebel Rebel”i söylesin.
• Saat 23:00’ten itibaren Vogue Theatre önünde volta atan gençleri gözlemleyin, zira Vancouver gece hayatına ilişkin oldukça eğlenceli ipuçları taşıyorlar.
• Turistik eylemlerin de bol olduğu sabahın erken saatlerinde bu eylemleri gerçekleştirmeye meyilli benzerlerinizle birlikte Grouse Mountain yoluna doğru hareket edin. Elbette ki Grouse Mountain’daki doğal habitatı görmek, Grizzly Bear’lara sempati beslemek ve doğayı derinden hissetmek geleneksel bir check list öğesi. Lakin insanı ruhani bir yo-yo’nun üzerine oturtup bir aşağı bir yukarı hareket ettiren en ilkel ve en spiritüel deneyim yol üzerindeyken camı yarılayıp, başınızı geriye yaslayıp, “ulu” kelimesinin anlamını güçlendirecek kadar boylu poslu ve karakterli Sitka Ladinlerinin ve Kırmızı Ardıç’ların yer yer kendini gösteren gün ışığında peşi sıra rol aldıkları ışık oyunlarını izlemek.
• Grouse Mountain’ın dönüş yolunda uğranabilecek yaklaşık 450 metre uzunluğundaki Capilano Suspension Köprüsünün girişindeki Bridge House Restaurant’ta öğle vakti bir kadeh Chardonnay ile bir kadeh Long Island Ice Tea yarışabilir. Hangisi kazanır, bilemem; ama turistik köprü ziyareti sonrası bu masum yarış ya da yarışa mola vermenize sebep olacak bir grup Türkle karşılaşmak bünyeye iyi gelebiliyor.
• Chinatown’a gelirsek, Vietnam restoranı Phnom Penh’te tavuk kanadı yiyip, hemen yanındaki baharatçının eklektik tadlarını keşfetmek, East Pender Street’in köşesindeki binanın ilginç konstrüksiyonunu incelemek kubbede hoş bir seda. Bölgeye 92 yıldır köşesinden göz kırpan Kuomingtang binasının 1900’lü yılların başında Çin’de kurulan en güçlü partilerden birinin Vancouver şubesi olarak şehre 1920’lerde merhaba dediğini bilmek şu anki güçlü ruh halini anlamak için yeterli bir sebep.
• Robson Street’te alışverişe çıkıp alelacele ve el yordamıyla bile çok eğlenceli tişörtler ve ayakkabılar alabilmeye imkân tanıyan dükkanların içerisinde Blue Ruby’nin vitrininden dil çıkaran Alexis Bittar tasarımı yüzüklerden alamamış olmak biraz üzücü olabiliyor.
• Ve son olarak, Robson meydanındaki Picnurbia hem acı hem tatlı göndermelerle dolu. Öyle ki şehrin ortasına kurulmuş sanal bir mini-kırsal piknik alanı, bir yanınızda çiçek çocuklar, öbür yanınızda takım elbiseli broker’larla “Donair” kebap yerken gülümsemenize, öte yandan da şehirler büyüdükçe çocuk taraflarımızın ve en nihayetinde doğanın ta kendisinin küçülmek zorunda olduğunu hatırlamanıza sebep oluyor.
VANCOUVER YAKINLARINDA
Ağaç köprüleri ile ünlü Capilano Suspension Bridge & Park’ta tırmanış yaptıktan sonra, SkyRide Gondola’ya binerek Grouse Mountain Resort’un tepesine çıkıp panaromik manzaraları izlemek mümkün. Gitmişken suyun kenarındaki The Beach House at Dundarave Pier çay evini ziyaret edebilirsiniz.
Vancouver’dan Sea-to-Sky otobanını alarak, göz alıcı manzaralar eşliğinde 2 saat süren bir yolculuk ile dünyanın en güzel kayak merkezlerinden birisi olan Whistler’a ulaşabilirsiniz. Dönüşte Nairn Falls Parkında basalt kaya oluşumları arasından gürüldeyerek akan şelaleri ziyaret edebilirsiniz. Whisterler hakkında daha detaylı bilgi için: https://www.yolculukterapisi.com/whistler
Ne Zaman Gitmeli?
Kanada’nın en ılıman iklimine sahip Vancouver tüm yıl boyunca ziyaret edilebilir. Haziran’da Uluslarası Vancouver Caz Festivali , Temmuz’da ise Vancouver Folk Festivali gerçekleşiyor
ÖZGE ÖZTÜRK
MÜZELER, SANAT GALERİLERİ, MİMARİ VE BAHÇELER
Vancouver Museum, 1100 Chestnut Street
Vancouver Maritime Museum, 1905 Ogden Avenue
H.R. MacMillan Space Centre, 1100 Chestnut Street
Vancouver Art Gallery, 750 Hornby Street
Dr. Sun Yat Sen Chinese Garden, 578 Carrall Street
VanDusen Botanical Garden, 5241 Oak Street (37th and Oak Street)
Storyeum, Gastown
Steam Clock, Gastown
Vancouver Aquarium, 845 Avison Way
Harbor Cruises Marina, #1 North Foot of Denman Street
M & M Salmon Fishing Charter, 1500 Charland Ave, Coquitlam
OTELLER
Opus Hotel 322 Davie Street
The Fairmont Hotel Vancouver 900 West Georgia Street
The Pan Pacific Hotel 300-999 Canada Place
Fairmont Waterfront 900 Canada Place Way
Four Seasons Hotel, 791 W. Georgia St
Sutton Place Hotel 845 Burrard Street
The Wickaninnish Inn PO Box 250, Tofino, Vancouver Island
Westin Bayshore Resort & Marina 1601 Bayshore Drive
Uygun Fiyatlı Oteller
Wedgewood Hotel 845 Hornby Street
Sylvia Hotel 1154 Gilford Street
RESTORANLAR
Brunch ve Öğle Yemeği
Incendio, 103 Columbia St
Caffè Artigiano, 763 Hornby St
Annapurna, 1812 W. Fourth Ave. / Vejeteryan Mutfağı
Gurme ve Trendy Restoranlar
Lumière 2551 West Broadway /Şef Rob Feenie’nin Fransız mutfağı
West Restaurant And Bar 2881 Granville St. / Çağdaş Fransız deniz mahsülleri restoranı
Blue Water Cafe + Raw Bar, 1095 Hamilton St / Deniz mahsülleri restoranı
Bishop’s 2183 W. Fourth Ave. / Deniz Mahsülleri restoranı
C Restaurant 2-1600 Howe St. / Deniz Mahsülleri restoranı
Cin Cin 1154 Robson St. /Trendy İtalyan restoranı
Gotham Steakhouse, 615 Seymour St. 7 / Trendy et restoranı
Vij’s, 1480 11th Avenue West / Trendy Hint Mutfağı
Cioppino’s Mediterranean Grill & Enoteca, 1129-1133 Hamilton St / Akdeniz Mutfağı
Chambar, 562 Beatty St. / Bistro tarzında Belçika mutfağı
Tojo’s Restaurant 202-777 W. Broadway / Japon mutfağı
The Five Sails 999 Canada Place Way / Muhteşem manzaralı şık ve gurme restoran
Raincity Grill, 1193 Denman St. / Romantik akşam yemekleri için
Sequoia Grill at the Teahouse in Stanley Park, Ferguson Point / En güzel Al Fresco – açık hava restoranı
Joe Fortes Seafood and Chop House, 777 Thurlow St. / İstiridye
Sun Sui Wah, 3888 Main St. / Çin restoranı
Rahat ve Samimi Restoranlar
Feenie’s 2563 West Broadway /Rahat ve Samimi ortamda ‘comfort food’ restoranı
Lift Bar And Grill 333 Menchion Mews / Tadımlık Asya lezzetleri
Romano’s Macaroni Grill at the Mansion, 1523 Davie St. / Aileler için
Glowbal Grill and Satay Bar , 1079 Mainland St. / Rahat ve Samimi ‘comfort food’ restoranı
BAR VE KULÜPLER
Brewpub: The Dockside Brewing Company, Granville Island Hotel
AuBar, 674 Seymour Street
Bar None, 1222 Hamilton Street
Caprice, 967 Granville Street
Crush Champagne Lounge, 1180 Granville Street
Elixir, 50 Davie St
Lucy Mae Brown, 862 Richards Street
Ginger Sixty Two, 1219 Granville Street
Republic, 958 Granville Street
ALIŞVERİŞ
KONSEPT MAĞAZA: Bacci’s, 2788 Granville Street
KONSEPT MAĞAZA: Eugene Choo, 3683 Main Street
GİYİM: Bruce, 1038 Alberni Street
GİYİM: Aritzia, 110 Robson Street
GİYİM: Block, 350 West Cordova Street
HEDİYELİK EŞYA: The Regional Assembly of Text, 3934 Main Street
ÇUKULATA: Chocolat Debauve & Gallais, 1067 Hamilton Street
Pazar: Granville Island Public Market, 1669 Johnston St
SPALAR
Ethos, 2200 West 4th Avenue
Vida Spa, Sheraton Vancouver Wall Centre Hotel, 1088 Burrard St.
Le Petit Spa, 4-3701 West Broadway
Aveda Academy Salon, 228 Robson St
Opus Spa, Pan Pacific Hotel Vancouver, 300-999 Canada Place
YURT DIŞINDA İKEN İLETİŞİMİNİZ İÇİN
Her Sey Dahil Vodafone Pasaport ile Akıllı Ücretlendirme!
Her Sey Dahil Vodafone Pasaport hizmeti ile yurtdışında iken, tarifenizdeki her yöne dakikaların tamamını kullanarak konuşabilir, tarifenizdeki her yöne SMS’ler ile, ister Türkiye’deki ister yurtdışındaki numaralara mesaj gönderebilir, her gün 25 MB’a kadar tarifenizdeki internet hakkını kullanabilirsiniz. Sadece yurtdışında kullanım yapılan günlerde vergiler dahil 9,90 TL’den ücretlendirilirsiniz. Türkiye’de ve yurtdışında kullanım yapmadığınız günler için hiçbir ücret ödemezsiniz! Geçerli tarifeler ve abonelik koşulları için:www.vodafone.com.tr Her Şey Dahil Vodafone Pasaport’a, Akıllı Ücretlendirme ile abone olmak için HERSEYDAHIL = 7048!