Orhaniye Keşifleri

Orhaniye Keşifleri

 

Şimdi istikamet, Hisarönü’ne 15 dakika sürüş mesafesindeki Orhaniye koyu. Ufacık bir sahil beldesi olan Orhaniye, sırtını antik kente yaslamış nefis bir koyda yer alıyor. Sevimli bir yat limanı olan Martı Marina ile başlayan koy, sahil boyunca sıra sıra dizilmiş bungalov pansiyonlar ve restoranlar ile kıvrılarak devam ediyor.

 

  • Koyun çok enteresan bir doğa oluşumu var, akıntıların taşıdığı kumlar birikerek upuzun bir sığlık oluşturmuş. Kızkumu ismi verilen bu kırmızı renkli sığlık kumlarda denizin üzerinde yürüyormuş hissi yaşıyorsunuz.
  • Koyun ortasında yer alan adacığın (Tavşan Adası olarak biliniyor) tepesinde, korsanlara karşı gözcülük yapmak amacıyla inşa edilmiş kale kalıntıları, bölgede kurulu Baybassos antik kentine ait. Geceleri aydınlatılan ada nefis bir manzara sunuyor.
  • Martı Marina’nın içindeki Hemithea Otel’in hemen yanı başında yer alan tarihi manastır kalıntılarının bahçesindeki mozaikler de görmeye değer.

 

Orhaniye Adresleri:

 

  • Orhaniye Koyu’nda 25 yıldır aile sıcaklığıyla konuklarını ağırlayan Doğan Otel, Martı Grubu tarafından ele alınarak yenilendi ve 2018’den beri Baraka Hisarönü ismi ile misafirlerini ağırlıyor. Denizin kıyısında, palmiyelerin altında, çimenlerin üzerinde doğa ile içiçe harika bir konaklama adresi Baraka. Doğal ve sade bir huzur sunan odalarında, baykuşların sesleri ile uyuyup, yanı başınızdaki denize uyanıp, otelin bahçesinden toplanan taze meyve ve sebzelerle hazırlanan kahvaltıların tadına varıp, palmiye, zeytin ve narenciye ağaçlarının gölgesinde kitabınızı okuyup, çimenlerde yoganızı yapabileceğiniz, gün batımlarınızı Ege mutfağının taptaze ve sağlıklı lezzetleri ile taçlandırıp, zamanı yavaşlatabileceğiniz nefis bir otel.

Doğal yaşamı destekleyen, genç ruhlu Baraka’da yoga & meditasyon, sağlıklı yaşam kampları, boyama atölyeleri gerçekleşiyor. Dilerseniz civardaki Karia Yolu trekking rotalarını yürüyebiliyor, tekne ile civar koylarda deniz keyfi yapabiliyor, kamp ateşi etrafında şarkılar söyleyebiliyor, hava rüzgarlı ve serin ise havuzda, sıcacık ise denizde yüzebiliyor, kanolar ile koyu denizden keşfe çıkabiliyor, açık hava sinemasında filmler izleyebiliyor, pin pon ve bilardo oynayabiliyorsunuz. 30 adet standard odasında TV bulunmuyor, dediğim gibi otelin mottosu doğa, amaç doğada olmak ve doğayı yaşamak.

Biz Baraka’da Alexis Guliver ile 5 gün süren nefis bir yoga kampına katıldık. Baraka’nın doğasına, ortamına, konumuna, huzuruna, atmosferine, ruhuna bayıldık. Özellikle de ekibin güler yüzlü, içten, sıcacık misafirperverliğine, pervane gibi mutlu dağıtmasına, her işi sahiplenişine. 4 gün boyunca deli gibi esen rüzgar bizi kapalı alanlara mahkum etti, Ancak otelin lobisi, restoranı, oturma salonu ve barı o kadar zevkli, ferah ve keyifli ki, kendinizi hiç sıkışmış hissetmiyorsunuz.

Ayrıca Dudu, Özlem, Günay, Kubilay, Sercan ve diğer tüm ekip bize kendimizi evde gibi hissettirdi. Burhan ustanın pidelerine, Mazhar ustanın enfes lezzetlerine doyamadık. Otelin müdürü Şakir Bey özenle ve titizlikle misafirler ile tek tek ilgilendi. Kısacası 17 bayan ve 1 erkek Baraka’dan büyülendik.  Baraka hediyesi hasır şapkalarımız ile eve harika hatıralar ile döndük. (Hasır şapkalar tüm konaklayan misafirlere hediye)

  • Bozburun Yarımadasının en sevdiğimiz lezzet duraklarından birisi Orhaniye İncir Restoran. Denizin kıyısında, okaliptüs ve palmiye ağaçlarının gölgesinde oturup, şıpır şıpır suyun sesini dinleyerek, karşısındaki tavşan adasının antik kalıntılarını seyrederek, nefis Girit ve Ege lezzetlerinin tadına varabileceğiniz bir yer burası. 2015’de Orhaniye sevdalısı Hakan Özalp tarafından açılmış. Müdiresi Aysun Cücü’nün sıcacık ve güler yüzlü ev sahipliği, mutfaktaki ustaların maharetli ellerinden çıkan 70’e yakın meze, ot harmanları ve deniz mahsülleri ile kendinizden geçiyorsunuz. Neler mi var? Patlıcan, lorlu, dere otlu Rum böreği, yeşil zeytin, ızgara hellim peynir ve kurutulmuş domatesli Kalamata, biberli taze bakla salatası, ızgara enginar, asma yaprağına sardalya, pastırmalı peynirli paçanga, ızgara ahtapot ve kalamar, anneanne köftesi bizim tadına doyamadıklarımız. Öğlenleri ağaç gölgelerinde güneşi ve denizi selamlayarak, geceleri de ayın denize yansıyan ışıltısı eşliğinde yemek yemek çok keyifli. 12 ay açık olan Orhaniye İncir’de kışın şömine başında denize nazır da yemek yiyebiliyorsunuz.

  • Şirin, sevimli ve uygun fiyatlı bir otel arayanlar için ise yine Ohaniye İncir Otel‘in denizin kıyısnda dev okaliptüs ağaçlarının altında begonviller, sardunyalar ile bezenmiş bahçesinde, 7 adet minnak ahşap bungalovu var. Bungalov odalar mütevazi, sade ancak gayet yeterli. İsimlerini balıklardan alan odalardan biz en çok, Sokkan suiti ve Mercan, Trança, Lağos, Fangri odalarını beğendik.

  • Rakı, balık ve meze keyfi için başka bir adres ise Mavi Yengeç Restoran. Tam bir aile tipi pansiyon arayanlar için restoranın hemen yanı başında, deniz kıyısında Mavi Yengecin bungalovlar da mevcut.
  • Biraz daha geniş, konforlu bungalovlar isteyenler için ise Borina Yatch Club’ın ahşap modern geniş odalarını tavsiye ederiz.
  • Hep balık mı yiyeceğiz diyenler için tavsiyemiz et lezzetleri ile ünlü Denizin kıyısında dev okaliptüslerin altındaki bahçede yemek yemek çok keyifli.
  • Tatlı ve ufacık bir lezzet durağı olan Okaliptüs’de Ege lezzetleri için şirin bir adres.

  • Martı Marina’nın plajının yanı başında yer alan Mistral Restoran ise bu sene yepyeni Tayland esintili Akdeniz menüsü ile çok beğeni toplayacak gibi duruyor.
  • Lüks bir konaklama deneyimi isteyenler ise Martı Marina’nın içinde yer alan Martı Hemitia Otel’i tercih edebilir.

  • Orhaniye koyunun sonunda yer alan Palmiye Hotel & Marina, hem yelkenli kiralamak, hem de konaklamak için sade, tatlı bir alternatif.
  • Kıyıdan içerilerde yer alan Orhaniye köyünde ise yöresel ev yemeklerinin tadına bakabileceğiniz iki keyifli adres var: Begonvil ve Zuzu

 

 

Turgutköy Keşifleri

Orhaniye’ye çok yakın bir mesafede yer alan, organik tarım, arıcılık, balıkçılık ve hayvancılıkla uğraşan Turgut Köyü, balları ile ünlü.

Turgut Köyü yakınlarında, yaklaşık 300 metrelik bir tepede Baybassos (Bybassos) antik kentinden kalma Turgut Kalesi var. Kalenin 300 metre yakınına kadar toprak bir yoldan Subaru’muz ile çıkabildik. Epeyce dik olan ikinci bölümü yürüdük. Kalenin duvarları kısmen yıkılmış ancak Orhaniye ve Hisarönü koylarına bakan muhteşem manzaraları yokuşu tırmanmanıza değiyor.

Köyün biraz ilerisinde yemyeşil ağaçların arasında yer alan Turgut Şelalesi yer alıyor. Aracınızı şelalenin park alanına park ettikten sonra nehir kıyısındaki patikadan şelaleye 150 metre yürüyün. Yer yer oluşmuş mini göletlere vuran güneş ışıkları ile suyun aldığı turkuaz renk nefis. Şelaleye vardığınızda, dört metreden dökülen sularının altında oluşmuş minik göletin buz gibi sularına kendinizi bırakabilirsiniz. Şelale yakınlarında doğa yürüyüşleri yapabilir, doğanın içindeki bisiklet parkurunda pedal çevirebilirsiniz.

Turgut Köy merkezinden şelaleye giden yolun üzerinde ise yaklaşık 1 km mesafede sağ yamaçta kolay fark edilemeyen antik bir piramit mezar yer alıyor. Kısa bir süre önce arkeologlar bu yapının M.Ö.  3 – 4. yüzyıllara ait Diyagoras adında bir savaşçının anıt mezarı olduğunu belirlemişler.

 

 

 

YOLCULUK TERAPİSİ BOZBURUN YARIMADASI YAZILARI

 

 

 

Zeynep Atılgan Boneval