Kocabahçe: Derin zümrüt ve lacivert renkli denizi ile derin ve korunaklı bir koy olan Kocabahçe gerçekten doğası muhteşem sakin, huzurlu ve dingin bir yer. Ancak derin denizde bizim gibi ufak teknelerin demirlemesi zor olduğu için geceleme ve duraklama için iskeleye bağlanmak gerekiyor. Berraklık 4, Temizlik 5
Kocabahçe Glamping: Denizin kıyısında sırtını tepeye yaslamış bir vadide, nefis çamların, narenciye, muz ve limon ağaçlarının, günebakan çiçeklerinin arasında yer alan Kocabahçe Glamping, bedeninizi, damaklarınızı ve ruhunuzu beslemek, göz kamaştıran doğanın güzelliklerini doya doya yaşamak ve doğa ana ile bütünleşmek için nefis bir ekolojik kamp. Havanın, suyun, yeşilin, keçinin, balığın, balın, sakızın, zeytinin, horoz ve cırcır böceği seslerinin ve daha nice doğa nimetinin bolca bulunduğu bu kamp gerçekten bir doğa cenneti.
Doğa ile bütünleşmiş ahşap bungalovlarda konaklayabiliyor, isterseniz kendi çadırınızı kurup bu harika bahçelerden ve denizinden faydalanabiliyorsunuz.
Bostanlar ve bahçelerinde yetişen tüm doğal sebze ve meyveler, Sabahat Hanımın elinden çıkan ev yemekleri, denizden Erol beyin oltasından taptaze mahsuller sofralarınızı renklendirip midenizi şenlendiriyor. Sade ve doğal atmosferde çıtır kabak, mücver, biber dolması, çerkez mezeleri, balık, tavuk, kavurma gibi lezzetlerin tadına vardığınız kamp ve restoranda gerçek bir sürdürülebilir turizm örneği.
Çevre dostu Kocabahçe Glamping’de sadece güneş enerjisi kullanılıyor, tüm yemek atıkları civardaki evcil ve yabani hayvanlar ile paylaşılıyor, su kaynaktan geliyor, mahsüllerin çoğu kendi yetiştirdikleri ürünler, diğer mahsüller de yerel, doğal ve taze temin ediliyor.
Size de sadece, sabah uyanır uyanmaz kendinizi denize atmak, denizin kıyısında güneşlenmek, hamaklarda kitabınızı okuyup uykuya dalmak, gün batımlarını izlemek, ailenin sevgi dolu köpek ve kedilerini sevmek düşüyor.
Doğanın koynuna sığınmak, tüm dertlerinizi unutmak için birebir bir yeryüzü cenneti Kocabahçe.
Kocabahçe Koyu’na hem denizden hem de önce kara yolu üstüne kısa bir tekne yolculuğu ile ulaşabiliyorsunuz. (Karadan gitmek için Bozburun´dan yaklaşık 2 km lik mesafede yer alan Germe Koyu´na aracınızı park ettikten sonra tekne ile yarım saatlik bir deniz yolculuğu sonrası bir cennete ulaşacaksınız)
Kocabahçe Sailors Paradise: En sevdiğimiz restoran olan Dirsekbükü Restoranın sahibi Levent Şengül’ün babası Mehmet Bey’in yeri Kocabahçe Restoran. Biz daha iskeleyi boş bulamadığımız için yemek yeme şansını bulamadık. Restoranda yemek koşulu ile iskeleye bağlanabiliyorsunuz. Elektrik ve su ikmali imkanı yok. Duş ve restoran hizmeti var. Sadece tekne ile ulaşabileceğiniz bu aile işletmesini genel olarak kalabalık ve geleneksel buluyor gidenler. Balıkları ve mezeleri için fiyat kalite oranı iyi diyorlar.
Bozburun Adaboğazı: Kızıl ada, Kiseli Adası ve Larymna Lorima kalıntılarının yer aldığı burun arasındaki sığlık, turkuaz renkli akvaryum gibi pırıl pırıl denizi, yine kaplumbağaları ve deniz altı yaşamı ile büyüleyici bir nokta. Burada adacıklara ve Lorima antik kalıntılarına yüzüp keşfedebiliyorsunuz. Kiseli Adası sığlığa demirleyip kıçtan kar yapmak için, Kızıl ada tarafı da yemyeşil çamları lacivert denizi ile kıçtan kara yapmak için çok ideal noktalar. Berraklık 4, Temizlik 5
Bozburun Adatepe Koyu: Bozburun adaboğazındaki sığ geçitten geçip veya Kiseli Adasını dönüp Bozburun koyuna doğru içeri devam edince, sağda Adatepe karşınıza çıkacak. Burası sadece denizden ulaşılabilen, temiz denizi ve Adaboğazı’daki adacıklara, antik kalıntılara ve enfes gün batımlarına nazır güzel otelleri ile yıllardır meşhur.
Bozburun Yat Kulübü: İskelesine bağlanabileceğiniz Bozburun Yat Kulübü, su, elektirik, çamaşır yıkama, konaklama, restoran, kütüphane ve internet hizmetleri sunuyor. Adatepe denince ilk akla gelen yer şüphesiz Bozburun Yat Kulübü. Pırıl pırıl deniz kıyısında yemyeşil doğası ile adeta bir cennet bahçesi burası. Badem, incir ve muz ağaçları, arıları coşturan çiçekler, pembe kırmızı begonviller, mis gibi kokan karabaş otları, kekikler, tertemiz masmavi denizin kıyıda turkuaza çalan cezbedici çağrısı, denizde milim milim ilerleyen balıkçıların ufacık yelkenlileri ile yaşadığınız her ana şükrettiğiniz bir yer.
Sahibesi Zeynep Hanım ve oğlu Edhem Dirvana ve eşi Sinem’in el emeği göz nuru olan bu özel mekan, tazecik yerel mahsüller ile hazırlanan nefis kahvaltıları, öğle ve akşam yemekleri ile ve sıcacık misafirperverliğin hüküm sürdüğü oteli ile Adatepe’nin ilk konaklama adresi.
Tonozlarına bağlanığ konaklayabileceğiniz veya yemek yiyebileceğiniz, huzurla denize doyabileceğiniz diğer önerilerimiz ise:
- Karia Bel: Suyun kıyısında denizin ve doğanın ortasında hissettiğiniz, her tarafı çiçekler ile çevrili zarif bir taş binada konakladığınız, iskele üzerinde fenerler ile aydınlatılmış bembeyaz örtülü masalarında harika lezzetler yediğiniz, sabah uyanır uyanmaz kendinizi tertemiz denizin sularına bıraktığınız, karşınızda esrarengiz kalıntıların yer aldığı adacıklara yüzdüğünüz, taraça taraça inen ağaç altı gölgelikler, teraslar, mini bahçelerde dinlendiğiniz, tüm yüklerinizden arındığınız bir konaklama adresi. Esra Toros yorumları ile Karia Bel: Marmaris’te bir koy, Simi’ye komşu neredeyse… Şans bu ya, ulaşmak için denizi kullanmak zorunda kaldığın ve daha Bozburun’dan küçük bir kayıkla salına salına yaklaşırken yüklerinden arınmaya başladığın bir mekana yolculuk. Bir kaç katlı, sekmeli taş bir yapı ve sağında solunda çiçekler… Aynı sağ ve sol, bir de mekanın önü tümüyle deniz. Nerede durursan dur, orası denizin orta yeri. Sabah uyandığında turkuvaz bir su içine girip çıkamadığın. Gece o suyun üzerinde, tahta bir iskelede fenerlerle ışıklandırılmış bembeyaz masalar ve o masaların üzerinde servis edilen tarifsiz lezzetler doyamadığın. Uçsuz bucaksız bir karaltıdan ibaret denizin rüzgarla birleşip seni içine usulca bıraktığı özgürlük hissi. “Şimdi sen denizsin, rüzgarsın, balıksın” dedirten bir tatil kafası, bir ruh dinginliği. Kapısını kapadığında ya da balkonundayken uçsuz bucaksızlığı hissettmeye devam ettiğin, sade ve sakin havasıyla seni biraz daha hafifleten apaydınlık odalar. O odalardan seyrettiğin aynı eşsiz manzara. Çevrende hep gülümseyen çalışanlar ve çalışanlara gülümseme coşkusunda keyifli konuklar. Beliz Hanım’ın konuklarına gösterdiği mesafeli ve samimi özen. Her ihtiyacına duyarlı bir konukseverlik. Karia Bel İstanbul’a uzak. Uzaklığı, fiziksel mesafesinden ziyade huzur dolu havasından ve ruhundan… Yunan adalarına kaçma olasılığından, Bozburun’un çarşısında farklı akan zamandan ya da sadece akşam üstü yastıkların üzerinde fırından taze çıkmış böreklerine eşlik eden taptaze çayından… Karia Bel senin içinden, ruhundan, en yakınından. Öyle bir deneyim işte, en hasından.
- Miamai Butik Otel: Bozburun’un yeni gizli cevheri Mia Mai. Denize uyanmak, Bozburun Koyu’nun berrak sularında yüzmek ve de doğa ile içiçe sakin, huzurlu ve dinlendirici bir tatil yapmak için muhteşem bir alternatif. Mimar Berke de Bensason’un imzasını taşıyan sade ve şık mimarideki otelin odaları doğaya saygılı, her biri ayrı girişli, tek katlı, bağımsız yapılar olarak tasarlanmış. Odalar, deniz manzarasından ve ağaçların gölgesinden maksimum ölçüde yararlanılacak şekilde konumlandırılırken, inşaat sürecinde tek bir ağaç dahi kesilmemiş. Esti Haviyo’nun odaları ve ortak alanları dekore ederken seçtiği rafine ve şık tasarımlı objeler, aydınlatmalar, mobilyalar, Emre Rende imzalı seyahat fotoğrafları, 3rd Culture Tasarım Mağazası’nın renkli kırlentler, yalın mimari ile bütünleşerek gösterişten uzak zevkli bir atmosfer yaratmış. Rahat bir uyku sunmak için odalarda, son derece rahat yataklar ve kişiye özel yastık menüleri yer alıyor.
- Sabrina’s Haus: Bozburun’da sadece tekne ile ulaşılan Sabrina’s Haus’a portakal ve limon ağaçlarıyla sarılmış odalarında huzuru, deniz ile iç içe konumunda güneşin, denizin ve doğanın keyfini yaşatıyor. En keyifli aktivite kano ile etraftaki ıssız adacıkları keşfederek güneşi denizde batırmak.
Bozburun Marina: Bozburun koyunun en iç köşesinde yer alan belediye limanından iskeleye bağlanma, elektrik ve su ikmali hizmetleri yer alıyor.
Bozburun’da keşif, restoran ve otel önerileri için: www.yolculukterapisi.com/bozburun-kesifleri
Saksılı Koyu ve Çomçalık Koyları: Turkuaz ve lacivert renkli temiz denizleri ile seyir halindeyken güzel yüzme molası yerleri.
Çomçalık koyu karşısındaki minik adalı yanyana iki koy ise aslında turkuaz ve lacivert renkli denizi ile muhteşem bir yüzme ve geceleme yeri olabilecekken ne yazık ki çok kalabalık, denizin berraklığı ve temizliği biraz bozulmuş. Berraklık 3, Temizlik 2
Zeytin (Zettin) Ada – Söğüt Ada arası sığlık: Turkuaz renkli akvaryum gibi denizi ile bizim bayıldığımız başka bir nokta oldu burası. Ancak sabahları burada gecelemiş guletleri ve akşamüzerleri de Söğüt’e dönmeden önce son durak bellemiş günü birlik tekneleri ile kalabalık oluyor. Keyfini sürebilmek için doğru saatler öğlen 13:00-16:00 arası. Berraklık 5, Temizlik 5
Söğüt: Söğüt Adası ile Adatepe burnu arasındaki daracık boğazdan geçince karşınıza Söğüt’ün geniş ama korunaklı koyu çıkıyor. Lacivert derin denizi ve sahile sıralanmış mütevazi restoran, pansiyon ve otelleri ile zamanda asılı kalmış bir sahil beldesi Söğüt. Berraklık 4, Temizlik 4.
Keçibükü Restoran: İskeleye bağlanma, su ve elektrik ikmali, duş, restoran hizmetleri mevcut. Kumsalında yer alan tiny house’larda konaklama imkanı da sunuyor. 4 yıllık çiçeği burnunda bir aile işletmesi olan Keçibükü, Söğüt’te eskiden beri guletçilik yapan Cengiz Bey’in oğlu Sabri ve kızı Kardelen tarafından hayata geçirilmiş. Yöreyi, koyları, denizi, rüzgarı, denizciliği çok iyi bilen bir aile olarak, kendi deniz kıyısındaki arsalarında, Söğüt’ün son yıllarda yelken ve yat rotasına daha çok girmesi sonucunda, teknelere tam teşekküllü hizmet veren bir iskele ve restoran işletmesi inşa etmişler. Biz buraya bağlandık, elektrik ve su ikmalimizi yaptık, duşumuzu alıp, denizin üzerindeki iskelede nefis bir konumda koyu seyrederek yemeğimizi yedik. Temiz, mütevazi, canla başla çalışan bir işletme. Mezelerin lezzetini biraz eksik bulsak da, balık, kalamar ve salata gayet başarılı idi. Fiyat kalite oranı gayet uygun.
Octopus Restoran: İskeleye bağlanma, su ve elektrik ikmali, duş, restoran hizmetleri mevcut. Arkasındaki yemyeşil bahçedeki Aşkın Otel’de, oda ve villa seçenekleri ile konaklama imkanı da sunuyor. Denize nazır restoranın yemeklerini, Söğüt’ü karadan keşfettiğimiz sırada tatmıştık, tazecik salataları, mezeleri, balıkları, mücveri, kabak çiçeği dolması ve kalamar tavası gerçekten çok güzeldi. Aşkın Motel’i doktorum Yavuz Berkol 25 yıl önce ‘eğer dünyadan kopmak istiyorsan buraya git’ diye tavsiye etmişti. Gerçekten Söğüt’te, denizin kıyısında, kendine ait ufacık çakıllı plajı, pırıl pırl denizi ile bir türlü denizden kopamadığınız huzurlu tatlı bir aile işletmesi Aşkın Motel. Söğüt’ün yerlisi olan Aşkın ailesinin 50 yıllık işletmesi, yörenin en eskisi ve en saygın yeri. Önce deniz kıyısında ufacık bir balıkçı ile başlayan, ardından misafirlerinin ısrarı ile yemyeşil ağaçlar arasındaki bahçeye odalar ekleye ekleye sevimli küçük bir otele dönüşen, ardından iskelesi ile yelken ve yatseverlere hizmet vermeye başlayan pırıl pırıl bu işletmesinin mimarı Eren Aşkın’ı Söğüt’te herkes örnek alıyor. Küçücük, tertemiz, özenli mütevazi bir işletmeden, rafine lezzetler sunan bir restoran dönüşme hikayesi takdire şayan.
Yürüyüş Rotası: Yanyana iki koy olan Söğüt ve Saranda arasında, Keçibükü, Octopus, İşgali’den devam edip, zaman zaman taşlık sahilden zaman zaman çalılar arasında daracık toprak yoldan ilerleyen, Saranda koyundan önceki burnu tepeden seyrederek yürüyüp Saranda’ya indiğiniz daracık bir tarihi Karya yolu patikası var. Yürümek istediğiniz mesafe ve süreye göre gidiş dönüş 5-10 kilometre arası yürüyebiliyorsunuz. Yolda tarihi şapeller, denizin içinde kaya mezarları, kale kalıntıları, kayalar arasında gizli minik koylar göreceksiniz. Likya Yolu gibi biraz inişli çıkışlı, yer yer taşlık ve dar bir patika ancak gerçekten nefis manzaraları var.
Saranda: Söğüt’ten sonraki koy olan Saranda biraz daha geniş bir koy olduğu için rüzhara ve soluğanlara daha açık. Bu sebeple burada tonoz harici pek bağlanma seçeneği mevcut değil. Ancak Saranda’nın restoranlarının tadına da doyum olmuyor. Esinti, Denizkızı ve Mehmet Usta’ya buradan selam yolluyoruz.
Söğüt ve Saranda’da diğer keşif, restoran ve otel önerileri için: www.yolculukterapisi.com/sogut-saranda-kesifleri
Oğlanboğuldu
Kızıl Burnu dönmeden önce karşısındaki ufacık adacık ve kumlu denizinin turkuaz suları ile adeta bir şiir gibi Oğlanboğuldu. Sabah erken giderseniz daha boş ve sakin oluyor, ve körfezin, yarımadanın en güzel denizini burada yakalayabilirsiniz.
Bozukkale
Kızıl ve Kara Burunları döndükten sonra ilk liman Bozukkale. Antik bir Karia yerleşimi olan Bozukkale ismini koyun hemen girişinde soldaki tepeler üzerinde hala sapasağlam ayakta duran kale burçlarından alıyor. Harabe halindeki şehrin antik kalıntıları ise koyun en içinde düzlük alanda bulunuyor. Koya girerken sol kolda ilk restoran Ali Baba Restoran. Biz buranın iskelesine bağlandık, yemek yedik ve denize girdik. Turkuaz renkli pırıl pırıl suları ile bizce koyun en güzel denizi burada. Az ileride solda Sailors House restoran yer alıyor, burası da güzel diye duyduk. Koyun en sonunda da ağaçların altında Loryma restoran ve bungalovları yer alıyor. Odalarda konaklayarak, antik kenti gezerek, biraz da rafine bir tatil istiyorsanız Loryma daha uygun. Koyun tek ağaçlık ve yeşil bölgesi burası.
Ali Baba’da iskeleye bağlı iken gün batımında Bozukkale’ye tırmandık. Önce Bozukkaleye tamamen hakim bir manzara karşıladı bizi. Sonra burçların tamamı üzerinde dolaştık ve Karaburun tarafında, solumuzda Rodos sağımızda Bozburun ve Simi adasını gören enfes manzaralar seyrettik.
Bozukkale daha açık denize baktığı için bu koyun suyu Bozburun ve Hisarönü körfezinden 2-3 derece daha soğuk. Biraz daha soğuk su sevenler için ideal.
Korsan Ada ve Serçe Liman
Bozukkale’den sonra Serçe Liman’a dönmeden Korsan Ada diye geçen adacığın karşısında sadece 1 teknenin durabileecği büyüklükteki koycuk gerçekten enfes bir durak. Gece rüzgara ve akıntıya açık olduğu için alargada kalmak için çok güvenli olmasa da mutlaka bir deniz molasını hak ediyor.
Serçe Limanı ise karadan içeri epey ilerleyen derin koyu ve turkuaz suları ile gerçekten bir başka bakir cennet. Burada koyun ortalarında solda bir iskele restoran ve de koyun sonunda bir iskele restoran yer alıyor. İkisi de tekneler için güvenli, ancak restoranlar epey salaş.
Daha keşfedilecek öyle çok koy ve ada var ki buralarda. Kızılca koyu, Tüysüzcü adası, Hıdırlık (Jesi) koyu listemizde.
Şimdiye kadar ki deneyimlerimiz gerçekten çok mutluluk verici idi. Çok sert rüzgarlarla ve dalgalarla karşılaşmadık şansımıza. Karadan, ekrandan, hayatın koşuşturmasından, kalabalıklardan kopmak, mayo ile yaşamak ve ne giyeceğini düşünmemek, denizle harmanlanmak ve doğa ile uyumlanmak bize çok iyi geldi. Eğer siz de, denizde güneşin doğuşu ve batışıyla, en doğal halinizle buluşmak istiyorsanız buraları tavsiye ederim.
Marmaris tarafına bakan koyları daha önce karadan keşfetmiştik, merak edenler için aşağıda bilgileri ekliyorum:
Karadan Bakir Bozburun Yarımadası Keşifleri
- Bozburun Yarımadasının içlerinde tepelerde yer alan Bayır köyü, birçok bakir koya gitmek için yolunuzun geçeceği bir köy. Dev bir çınar altı kahvesi, tepelere yayılmış evleri ile Karadeniz yaylalarını andırıyor.
- Bayır köyünden Çiftlik köyüne doğru çam, incir, söğüt ağaçları arasında giderken, yolda bir yanda Çiftlik koyunu ve arkanızda Hisarönü Körfezi’ni görebileceğiniz noktada kısa bir yol molası vererek temiz dağ havasını ciğerlerinize doldurup muhteşem manzaranın tadını çıkarabilir ve harika fotoğraflar çekebilirsiniz.
- Çiftlik Koyu pırıl pırıl denizi ile korunaklı nefis bakir bir koy. Karşısında Çiftlik Adası manzarasına nazır Azmak Restoran’da yemek yiyebilir, önündeki iskele yelkenlilerin favorisi. Ayrıca burada Deniz, Alarga, Refik Baba restoranları da yer alıyor.
- Kumlubük Koyu da pırıl pırıl denizi ile harika bakir bir koy. Koya, Bayır köyü tarafından gelirken tepede yer alan Dionysos Village Hotel gerçekten efsane bir manzaraya sahip. İnziva oteli isteyenler için ideal. Koyun içinde yer alan Maris Beach Hotel & Restoran veya Villa Florya Otel konaklamak ve yemek yemek için, Kumlubük Yatch Club’da denize girmek ve yemek yemek için güzel adresler.
- Kumlubük’ün yanı başındaki Hisar Burnu tepesinde denizden 85 metre yükseklikteki ise Amos Antik Kenti yer alıyor. Karia uygarlığı zamanında, kara ve deniz trafiğini kontrol etmek üzere kurulmuş antik yerleşkenin, sur duvarları, tiyatro, tapınak, sarnıç, anıt ve heykel kaideleri, yerleşim ve tarım teraslarının kalıntıları hala duruyor. Burun boyunca tepeden denize paralel ilerleyen patikada yürüdüğünüzde kuş bakışı Kumlubük koyunu, burnu döndüğünüzde de Marmaris koyu, Milli Parkı, Şehri ve Keçi Adasını seyredebiliyorsunuz. Gerçekten enfes manzaralar.
- Asardibi ve Serçe Limanı: Taşlıca Köyünden 10 km uzaklıktaki Asardibi koyu başka bakir bir koy. Burada yer alan Phoneix Restoran (şimdi kapalı diye duyduk, bakıcaz) denize girmek ve öğle yemeği yemek için tatlı bir alternatif.
YOLCULUK TERAPİSİ BOZBURUN YARIMADASI YAZILARI
- Bozburun Yarımadası İzlenimleri: yolculukterapisi.com/bozburun-yarimadasi-izlenimleri
- Hisarönü Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/hisaronu-kesifleri
- Orhaniye Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/orhaniye-kesifleri
- Selimiye Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/selimiye-kesifleri
- Bozburun Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/bozburun-kesifleri
- Söğüt & Saranda Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/sogut-saranda-kesifleri
- Sadece Denizden Ulaşılan Bozburun Yarımadası Keşif ve Önerilerimiz: yolculukterapisi.com/sadece-denizden-bozburun-kesifleri
Zeynep Atılgan Boneval