TUĞÇE POSTOĞLU TAVİSYELERİ İLE MİLANO
Milano ziyaret etmekten en çok keyif aldığım şehirler arasında şüphesiz. Kaç kez gitmiş olduğumu gerçekten bilmiyorum ancak, hala her gidişimde yeni bir şeyler keşfedebildiğim için, her defasında farklı bir şehire gelmişim hissini veriyor. İstanbul’da yaşayan bir İzmirli olarak, deniz benim için nefes almak kadar önemli. Bu nedenle Milano’ya başta ısınamıyacağımı düşünmüştüm, ancak bu şehirde farklı bir büyü var. İlk defa deniz olmayan bir şehire aşık oldum, sanırım alışılmışın dışında aşk bizi yakalayabiliyor.
Milano deyince akla ilk alışveriş geliyor. İki caddeden ibaret olduğu düşünülüyor. Halbuki şehir çok daha fazla zenginlik sunuyor, siz yeter ki önyargılarınızdan vazgeçin. Milano’ya inip valizlerinizi bıraktıktan sonra ilk olarak kendinizi Duomo’ya atın. Havayı güneşli yakaladıysanız şanslısınız. Tarihin dokusunu muhteşem bir mimaride yansıtan kilisenin kusursuz güzelliğinin tadını cıkarın. Duomo’da bir dilek dileyip mum yakın. Bugüne kadar bu inancım beni hiç yanıltmadı. Sonra Duomo meydanındaki güzel İtalyan kafelerinden birisine oturun kahvenizi yudumlarken şehri seyredin. Gözlerinizle kalabalığa karışın. Benim seyahatlerde en cok keyif aldığım şeydir incelemek. İnsanları, kültürü, doğası, mimarisi, sanatı, yemekleri her şeyiyle deneyimlemek ve benimsediklerimi kendi hayatıma adapte etmeye çalışırım.
Milano tradisyonel mimarinin ve kültürün mükemmel bir harmanı bence. Bir kaç özel adresten bahsedecek olur isek, ben öncelikle Bvlgari Otel’i çok seviyorum. İster öğle yemeğinde ister akşamüstü aperatif saatinde çok keyifli bir seçim. Hava güzel ise terasında oturmayı tercih edin, çünkü bahçesi gerçekten muhteşem ve insana huzur veriyor. Şehir içerisinde güzel bir kaçış noktası. Kokteylleri leziz. Bellini ve Bloody Mary’i denemelisiniz, ayrıca hamburgeri ve de ev yapımı makarnaları da çok başarılı. Biraz zamanınız var ise SPA’sına mutlaka bir saatinizi ayırın derim; pişman olmazsınız.
Milano’da aperatif saatleri meşhur. Bvlgari’nin dışında Dolce&Gabbana Martini Bar aperarif almak için güzel bir seçim. Lychee ve Passion Fruit Martini’sini şiddetle tavsiye ederim.
Ögle yemeği için Il Salumaio klasik fakat rafine bir restoran. Yemekleri muhteşem. Makarnaları ve Burrata’sı çok çok güzel. Gitmeden önce rezervasyon yapmayı sakın unutmayın.
Akşam yemeği için La Briciola çok güzel bir mekan. Sıcak ve samimi atmosferde İtalyan lezzetleri sunuyor. Sıcak carpaccio’sunu mutlaka deneyin. Yemekten sonra masanıza gelen şeker kavanozlarıyla şımaracaksınız. Ayrıca Giacomo tercihlerimde ilk sırada gelir. Tasarmı çok güzel, içerideki şahane kütüphane eminim sizin de yüzünüzde bir gülümseme yaratacak. Trüflü makarnasını denemeniz lazım. Petit de son dönemin öne çıkan restoranları arasında. Mum ışıkları ile aydınlatılmış loş bir ortamda ve şahane müzikler. Müzik sesi biraz yüksek olduğu için belki sizi biraz rahatsız edebilir fakat beni çok mutlu etmişti. Kafanızda romantik bir mekan canlanmış olabilir ama aynı zamanda çok da dinamik ve genç ruhlu bir yer. Yemekten sonra içkiye devam etmek için güzel bir seçim. Uzak Doğu mutfağından hoşlanıyorsanız Armani Hotel’in içindeki Nobu şehrin en iyisi. Siyah morini balığı ve yellowtail sashimisi çok başarılı, ayrıca içeride sigara içilebilen tek yer.
Son dönemin en öne çıkan mekanı olan Dsquared2 HQ ya mutlaka uğrayın. İçerisinde bulunan Ceresio 7 muhteşem bir restoran. Binanın en üst katında açık bir yüzme havuzu etrafında kurulmuş. İçkiler ve müzik çok başarılı. Yemekten sonra rahatlıkla devam edebilirsiniz hatta yemeği pas geçip barında sadece aperatif de alabilirsiniz.
Gece çıkmak için Armani Prive, Cavalli, Hollywood, Byblos güzel seçimler. Ben genelde Byblos’dan yanayım cünkü diğerlerine göre daha rafine ve müzikleri çok güzel.
Geceden gündüze geçerken kahvaltı için California Bakery’e mutlaka ugrayin. Bagel’ları ve tatlıları çok başarılı. Sevimli ve sempatik bir mekan.
Biraz da alişverisden bahsedecek olursak Via Montenapoleone ilk akla gelen alışveriş caddesi. Tüm dünya markalarını bulabilirsiniz. Corso Como ve Excelsior benim gezmekten ve alışveriş yapmaktan en keyif alığım adresler. Corso Como’nun bahçesi ve kafesi de çok güzel. La Rinascente tüm markaları bulabileceginiz çok katlı ve en meşhur alışveriş merkezi. En üst katındaki ‘food court’u da çok güzel. Bir çok peynir, et, makarna, baharat ve sos çeşitlerini de satn alabilirsiniz.
Milano notlarım şimdilik bu kadar. “Long Weekend” için Milano çok güzel bir tercih. Hem uzaklaşmak hem güzel anılar biriktirmek için ister sevdiğiniz birkaç insanla ister tek başınıza mutlaka gidin. Gitmiş olsanız da bir defalığına benim notlarımla keyfini çikarın. şimdiden “Buon Viaggio”!
Tuğçe Postoğluna önerileri için teşekkürler…