Kaş, İçinde Aşk Var…
Herkesin kendini bulduğu adaları, şehirleri, sahil kasabaları, adresleri var. İçten içe sahiplendiği, her fırsatta gittiği, belki orada yaşama hayalleri kurduğu ya da hayallerini gerçekleştirerek ve her gittiğinde biraz daha ‘oralı’ olarak en sonunda yerleştiği.
Kaş, kendisiyle ‘aşk’ yaşatan ve kendine özgü auraya sahip yerlerden biri. Burayla haşır neşir olmuş herkesin bir başkasıyla paylaşmak istemediği, kendine sakladığı bir Kaş’ı var. Seneler öncesinin yolu bile olmayan Kaş’ına şimdi havaalanı yapılma olasılığı, buraya gelmenin zahmetli olmasından dolayı bu korunmuş halini bozulmasını hızlandıracağından sevdikleri köşelerin ve doğasının hep ‘bildikleri’ Kaş gibi kalmasını isteyen Kaşseverlerin vazgeçilmesini umdukları bir karar.
Kaş’ın ‘havaalansız’ kalmasını umarak, en yakın havaalanı olan Dalaman Havalimanı’na iniyorum. Buradan Kaş’a direk ulaşım için iki alternatif bulunmakta; araç kiralamak veya transferinizi yapacak bir şirket bulmak. Ben ikincisini tercih ettim. Alandan çıktığımda Kaş’a transferimi yapacak olan aracın sürücüsü ile buluşuyorum. 2 saatlik yolun son yarım saatlik virajlı kıvrımları nefis manzaralara açılıyor. Kaş’a yaklaşık yarım saat mesafede olan Kaputaş Plajı’nın akşam üzeri saatlerdeki çivit mavisi tonu hipnotize edici. Ancak tavsiyem, buraya sabah erken saatlerde gelinmesi yönünde:)
Vardığımda hava sıcaklığı ve nem yüksek. Odaya eşyalarımı bırakıp neredeyse birkaç adım ötedeki Küçükçakıl Plajı’na kendimi atıyorum. Kaş’la gözgöze gelmem ilk bu anlara rastlıyor.
Ertesi sabah erkenciyim. Küçükçakıl’da Derya Beach sezon itibariyle oldukça kalabalık. Boş yer gözükmüyor ancak çeşitli akıl oyunlarıyla:) bir şezlong bulup havlumu bırakmam ve buz gibi turkuaz sulara kendimi atmam arasında kısacık bir zaman geçiyor. Buz gibi nefis deniz suyu arındırıcı. Derya Beach ya da yanında sıralanan diğer yerlerde bu şezlong sorunsalı elbette bayram haftası gibi zamanlarda söz konusu. Diğer zamanlarda, hele ki mayıs- eylül gibi aylarda deniz de şezlonglar da size kalacak, suyla buluşup ruhunuzun detoksunu hızlandıracak.
Derya Beach derken, buranın Bodrum veya Çeşme’deki beach konseptleri gibi olmadığı konusunda içiniz rahat olsun. ‘Bu alanda müzik yayını vardır’ denilen bölümde akşam üzeri saatlerde serin içkiler yudumlamak için bara takılanlar dışında herkes kendi havasında. Bar demişken, Panorama ve DejaVu’da güneşi batırmak Kaş’ın popüler aktiviteleri arasında.
Sonra ister Şako’da mezeler ve günbatımı eşliğinde demlenin, ister Uzunçarşı’yı kesen minik ara sokaklarda son derece sevimli restoranların bahçelerinde nefis lezzetler keşfedin. Burada herkesin Kaş’ı kendine. Bira alıp, ünlü Mavi Bar’ın karşısındaki alçak duvara dizilenlere katılıp gelen geçenle çene çalmak, Gülşen Pansiyon’un nefis Akdeniz ferahlığına bakan bahçesindeki salıncakta uzanıp, bir kadeh karadut şarabı içerek yıldızlara bakmak ve pansiyonun kedisi Atom’un bahçede, yıldızların altında huzurla uyumasını izlemek güzel bir Kaş akşamını sonsuz anılara dönüştürebilir.
Kaş’ı merkez alarak yaptığımız Orta Likya yürüyüşü bilgileri için: https://www.yolculukterapisi.com/orta-likya-yuruyus-rotasi/
Orta Likya yürüyüşümüzde kendimize merkez aldığımız Kaş kasabası izlenim ve rehberi için: https://www.yolculukterapisi.com/kas-izlenimleri-ve-rehberi/
Ertesi gün Kekova tekne turu için Üçağız’a kadar yarım saatlik bir yolumuz var. Üçağız’da indiğimizde nefis begonvillerin görsel şölen sunduğu çay bahçeleri ve restoranların önüne dizili tekneler tekne turu yapacakları bekliyor. Üçağız Köyü es geçilecek bir yer değil, ancak bu seferlik tekne kalkış, varış noktası olarak kendisiyle haşır neşir oluyorum. Başka bir zamanda kendisi ile daha uzun bir sohbette buluşmak isterim.
Tekne turu yapmak için Kaş merkezde sıralalanan teknecilere kalırsa çıkış noktası olarak Kaş’tan başlayan bir rota yapmak gerekiyor. Ancak bizdeki bilginin kaynağı sağlam:) Daha mantıklı ve iyi bir rota, teknenin seyrinin Üçağız’dan başladığı bir rota. Böylece teknenin 2-3 saatte alacağı yolu, karayoluyla 30-40 dakikada alıyor ve tekneye bindikten yarım saat sonra muhteşem Akvaryum Koyu‘nun turkuaz rengi sularının keyfini çıkarmaya başlıyorsunuz.
Tekne turlarının kalabalığından ve müzik seçimlerinden genel olarak hoşlanmayan biri olarak bu defa memnun kaldığım, müzik yayınının yapılmadığı ve sevmediğim tarz müziklerle kafamın yorulmadığı bir gün olduğundan dolayı bu defa rahatsızlık duymadığım, bilakis memnun kaldığım bir tekne turu oldu.
Yüzme molası verilen Akvaryum, Tersane gibi koyları, güneşin gözalıcı renkteki suları ve Batık Şehri ışıl ışıl aydınlattığı nefis koylardan geçip, akşamüzeri son durak olan Üçağız’ın hemen yakınındaki Kekova’da bir saat kadar duruyoruz ancak zaman yetmiyor. Oranın huzurunu daha fazla yaşamak, elişlerini, kendi yaptıkları bluzları, elbiseleri satan köydeki kadınlarla daha fazla laflamak ve günü orada batırmak için konaklamak gerekli.
Gözüme kestirdiğim ve bir sonraki gelişimde mutlaka kalmak istediğim pansiyonun üzerinde yer alan dondurmacıda hayatımda yediğim en iyi ‘gerçek’ dondurmalardan birini yiyorum. Ev yapımı, hiç bir katkı maddesi ve süt olmayan sorbe ve dondurma arası nefis fındıklı, şeftalili, muzlu dondurma için buraya tekrar gelinir.
Tekne Üçağız’a yaklaştığında bugünü zihnimdeki ‘yaşanmış güzel günler’ dosyasına atıyorum. Tekneden indikten sonra iskelede elinde kendi yaptığı ve minicik deniz kabukları dizdiği bileklikleri satan ufak kız çocuğundan günün anısına bir bileklik aldığımda ‘para kazandımmm’ diye sevincini unutmam mümkün değil. Benim için Kekova, insanların naifliği ve iyilik dolu kalplerinin yoğun şekilde hissedildiği bir yer oldu.
Kaş’a döndüğümüzde, hayattaki diğer sıradan günlere inat, tatilde en büyük sorun ‘akşam nerede ne yenilecek’ konusu olduğundan, meze mi balık mı, ev yapımı makarna mı soruları arasında tadı damağımızda kalan doğru adresi seçiyoruz. Sumanu Garden‘ın sevimli bahçesi ve ev yapımı enfes makarnaları bir sonraki akşam da orada olma isteği uyandırıyor.
Sonrası? Sonrası hep güzel akşamlar… Güneş batalı çok olmuş, denizin tuzu saçımızda, dilimizin ucunda kalmış, Akdeniz’in eşsiz renklerine bulanmış, hayata teşekkür etmişiz. Daha ne olsun:)
Kaş tavsiyeleri;
Tzatziki‘nin, Bahçe‘nin, İkbal‘in nefis meze ve deniz ürünleri,
Derya Beach‘in kokteylleri ve odun fırınında yapılan pizzaları,
Bi Lokma‘nın ev yemekleri,
Feride‘nin yanık sütlü dondurması,
Just Coffee‘nin kahve çeşitleri
Seçil Sağlam