İlk kez 25 sene önce gittiğim Viyana, ihtişamlı dev binaları ile beni derinden etkilemiş, ve de ilk Avrupa keşfim olarak kalbimde özel bir yere oturmuştu. Yüksek tavanlı binalarında ve görkemli dev bahçelerinde, kendimi küçücük hissederek, büyülenmiş bir şekilde dolaşmıştım.
25 yıl sonra yine aynı şekilde etkiledi beni Viyana. Aynı görkemi buldum şehirde. Boyum uzasa da, içlerinde yine ufacık hissettiğim binalarını, saraylarını ve bahçelerini aynı saygıyla ziyaret ettim. Bu sefer cıvıl cıvıl sokaklarında, kafe ve restoranlarında yetişkinliğimin tadını çıkardım.
Avrupa’nın en önemli sanat koleksiyonlarından birisine ev sahipliği yapan Viyana, müzelerinde kültür miraslarını sergiliyor, saray ve bahçelerinde ise kraliyet döneminin asaletini yaşatıyor.
Hangi birisine gitsem diye şaşırıp kalıyorsunuz, tabii ki Viyana sadece gündüzleri değil geceleri de konserleri, operaları, dansları baloları ile birçok seçenek sunuyor.
Viyana heryeri rahatlıkta yürünerek keşfedilebilen düzayak bir şehir. Uzak mesafeler için Viyana kart alırsanız, 72 saat boyunca tüm tramvay, metro, otobüs gibi toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanıp, birçok müzeyi indirimli ziyaret edebiliyorsunuz.
*Eğer çok kaliteli bir rehberlik hizmeti eşliğinde temalı Viyana yürüyüşleri yapmak isterseniz Vienna Walks & Talks (www.viennawalks.com) ile irtibata geçebilirsiniz.
VİYANA MÜZELERİ
Museum Quartier ise Viyana’nın müze vahası. Eskiden kraliyet ahırlarının olduğu 60.000 metrekarelik alan müzeler bölgesine dönüştürülmüş. 1998’de başlayan 150 milyon Euroluk renovasyon çalışması, 2001’de tamamlanıp açılmış. Tarihi Barok binalar, Ortner & Ortner Baukunst’un modern mimarideki binaları ile güzelce harmanlanmış.
Müzeler deyince aklınıza mesafeli ve durağan bir atmosfer gelmesin. Sürekli değişen sergileri, avlusundaki birbirinden güzel kafeleri, festivalleri, yaz partileri ile cıvıl cıvıl yaşayan bir alan MQ.
Bu keyifli alan Leopold Müzesi, MUMOK Modern Sanat Müzesi, çağdaş sanat galerisi Kunsthalle Wien, dans sanat merkezi Tanzquartier, mimarlık ve sanat stüdyosu Architekturzentrum Wien, muhteşem bir çocuk müzesi olan Zoom, ve quartier21 sanat galerilerine ev sahipliği yapıyor.
Ayrıca yıl boyunca Wiener Festwochen yaz festivali, Viyana film festivali, uluslararası dans festivali ImPulsTanz Vienna ve müzik festivali Techno Sensual gibi festivaller sırasında konserper ve performans ile dolup taşıyor.
İlk durak, modern Avusturya sanatının en geniş koleksiyonu ve Egon Schiele’nin en önemli eserlerini sergileyen Leopold Müzesi. Elisabeth ve Rudolf Leopold çiftinin kişisel koleksiyonunu sergileyen müze, Viyana menşeyli Secession akımının eserlerini de sergiliyor. (Salı günleri kapalı, Perş. Günleri 21’e kadar açık, diğer günler 10:00-19:00)
Leopold Müzesi
Modern Avusturya sanatının en geniş koleksiyonu ve Egon Schiele’nin en önemli eserleri burada. Elisabeth ve Rudolf Leopold çiftinin kişisel koleksiyonunu sergileyen müze Viyana doğumlu bir akım olan Secession grubuna ait eserleri de sergiliyor. Viyana’da sadece bir müzeye gidecekseniz Leopold Müzesini seçin derim. (Salı günleri kapalı, Perş. Günleri 21’e kadar açık, diğer günler 10:00-19:00)
MUMOK
Mumok ise bir çağdaş sanat mabedi. Ludwig ve Hahn kişisel koleksiyonlarına ait 1000’den fazla eserin yer aldığı müzede, Avangard ve Viyana Actionism (Herman Nitsch, vs) akımlarına ait geniş koleksyonlar, Jasper Johns, Robert Rauschenberg, Roy Lichtenstein, Andy Warhol, Tom Wesselmann’ın pop art akımlarına ait eserleri, Dick Higgins, Yoko Ono, Claes Oldenburg’un fluxus akımına ait resim ve heykelleri yer alıyor. Bazalt lav kayalarından inşaa edilmiş gri bir küpü andıran, sade ancak çarpıcı çağdaş bir mimariye sahip binanın üstündeki ironik Pinokyo enstelasyonunu kaçırmayın. (Pzt: 14:00-19.00 Perş: 10:00-21.00, diğer günler 10:00-19:00 arası açık)
Kunsthistorisches, Maria Theresian Platz
Dünya tarihinin 1000 senelik geçmişini kapsayan 2100 adet eseri ile dünyanın 4. büyük sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan Kunsthistorisches, Viyana’nın Louvre Müzesi muadili. Eski Mısır, Antik Yunan ve Roma eserleri ve antikaları, Ortaçağ, Rönesans ve Barok eserleri sergiliyor. Resim galerisi dünyanın en geniş Pieter Bruegel koleksiyonuna, Titian, Veronese, Tintoretto, Peter Paul Rubens, Sir Anthony van Dyck, Jan van Eyck, Rogier van der Weyden, Vermeer, Rembrandt, Raphael, Caravaggio, Velázquez, Albrecht Dürer ve Lucas Cranach gibi ustaların resimlerine ev sahipliği yapıyor. Binanın ana merdivenlerinin üzerinde Gustav Klimt tarafından resmedilmiş, sanatın farklı dönemlerini betimleyen freskleri kaçırmayın. (Yazın her gün 10:00-18:00 arası açık, kışları ise Pazartesi hariç hergün açık)
Albertina Müzesi
Habsburg hanedanlığının başka bir sarayı olan Albertina, dünyanın en geniş ve değerli grafik koleksiyonunu sergileyen bir müze. 1776 yılında İmparatoriçe Maria Theresia’nin damadı olan Albert of Saxony Düki tarafından başlatılan koleksiyon, bugün 1 milyon baskı ve 60,000 resmi kapsıyor.
Albertina, orijinal antika mobilyalarını koruduğu salonlarında, Fransız Empresyonistlerinden Alman Ekspresyonistlere, Rus avangardlardan günümüze modern sanat eserleri sergileyen bir müze. Dürer’in “Hare” ve “Hands folded in prayer”, Klimt’in ‘Women in Study’, Monet’nin “Water Lily Pond”, Degas’nın “Dancers”, Renoir’ın “Girl” gibi başyapıtları ve Rubens, Monet, Cézanne, Picasso, Baselitz, Beckmann, Macke, Chagall, Malevich, Rothko, Rainer, Katz, Schiele, Kokoschka, Picasso ve Rauschenberg gibi ressamların eserleri’ni Albertina’da görebilirsiniz. (Her gün 10:00-18:00 arası açık)
Secession
Yeniliklere kapalı Viyana okulundan ayrılan Koloman Moser, Max Kurzwal, Joseph Olbrich, Joseph Hoffman ve Gustav Klimt’in birlikte kurduğu sembolist sanatçılar birliğinin adeta bir manifestosu olan bu muhteşem bina, 1897’de 30 yaşındaki mimar Joseph Maria Olbrich tarafından avangard bir mimaride inşaa edilmiş.
20.yy’ın trajedisine gebe 1897’de Klimt ve Schiele’nin aralarında bulunduğu bu grup, artık sanatın betimleyici tanımının geçerli olmadığına inarak fırçayı ve renkleri büyülü birer kelime gibi görerek, duygu yüklü avangard resimler yapmışlar.
Secession’ın tepesinde yer alan, altın yapraklardan yapılmış küp şeklindeki kubbe, gerçekten çok göz alıcı ve etkileyici bir kubbe. Secession grubuna ait sanatçıların eserlerini ve dönemsel olarak değişen çağdaş sanat eserlerini sunan müzenin bir odasının duvarlarındaki Gustav Klimt’in yaptığı, insanın mutluluğunun yolculuğunu sembolize eden freskleri gerçekten görülmeye değer.
Klimt bu freski Beethoven onuruna 1901’de 14. Vienna Secession Sergisi için resmetmiş. 2.2 metre yüksekliğinde 35 metre uzunluğunda, tüm salonun duvarlarını dönen fresk, acı, çalkantılı ve baştan çıkarıcı dünyada, insanın mutluluk arayışını simgeleyen bir hikayeyi anlatıyor. İnsanın hem şeytani dış güçler hem de içindeki zayıflıklar ile yüzleştiği bu yolculuk, coşku ve mutluluğa, sevgi, tevazü ve sanatla ulaşılacağını simgeleyen kucaklayıcı bir öpücük ile tamamlanıyor.
Bina II. Dünya Savaşı sırasında bombalanmış, yanmış ve yıkıntı haline gelmiş. 1963’de yeniden restore edilmiş. (Pzt. hariç hergün 10:00-19:00 arası açık)
MAK (Museum for Applied Art)
Tasarım meraklıları için ise adres Uygulamalı Çağdaş Sanat Müzesi MAK. 1864’de inşaa edilmiş tarihi binada yer alan müze, Orta Çağdan günümüze farklı dönemlere ait orjinal mobilya, tekstil ve el işlerine, art nouveau gümüşlere ve 19. yüzyıl Secession akımının lideri olan Koloman Moser’in porselen işlerine ev sahipliği yaparken, çağdaş bölümünde ise Frank Ghery, James Turrell, Lebbeus Woods, Donald Judd, Zaha Hadid, Aneesh Kapur gibi dünyaca ünlü tasarımcılara ait geniş, yenilikçi ve yaratıcı geniş bir tasarım koleksiyonu sergileniyor. MAK’ın dükkanı ise mükemmel çağdaş ev tasarımları satıyor. Müzenin kafe & barı Österreicher im MAK ise çok ‘in’ bir mekan. (Pazartesi hariç hergün 10:00-18:00 arası açık)
Hundertwasser House
- bölgede yer alan Hundertwasser House Viyana’nın en yaratıcı isimlerinden, dahi ressam, şair ve mimar Friedensreich Hundertwasser’in sıradışı evi.
Etrafındaki klasik mimarideki binalardan sıyrılan cesur, renkli, hareketli mimarideki bu ev, dünya vatandaşı olan sanatçının bağımsız ve yaratıcı ruhunun adeta bir manifestosu.
Kunst Haus Wien
Hundertwasser House’un çok yakınında yer alan ve yine Hundertwasser imzası taşıyan Kunst Haus Wien ise sanatçının eserlerini sergileyen bir müze. Bu idealist sanatçının enerji ve coşku dolu eserlerinde renklerin geometrik dünyasına yolculuk yapıyorsunuz. Şiirleri ve yazıları ise insanı derinden çarpıyor. Bütün dünyayı dolaşmış Hundertwasser, doğadan ilham alan, kapitalist tüketim toplumununa ve betonlaşmaya isyan eden bir sanatçı. Yarattığı grafik ve renk denizinde sizi alternatif ve bambaşka bir dünyaya taşıyor.
Hiçbir akıma dahil olmayan Hundertwasser’in eserleri, evrensel bir felsefe ve duyarlılığı yansıtan kendisine has bir tarza sahip. Son derece cesur ve yaratıcı bir tatlı kaçık olan Hundertwasser’in tüm resimleri, dizeleri, kilimleri, mimari projeleri, doğa ve insana dair bütüncül felsefesi bizi derinden etkiledi. (Hergün 10:00-19:00 arası açık)
Mozarthaus, Domgasse 5 / Ünlü müzisyen ve bestecinin evi, mobilya ve şahsi eşyalarını, beste çalışmalarını ve piyanosunu sergileyen bir müze.
Sigmund Freud müzesi, Bergasse 19 /Ünlü psikolog ve yazar Freud’un ofis ve evi şimdi şahsi eşyalarını sergileyen bir müze, ancak çok fazla bir beklentiniz olmasın. Freud II. Dünya Savaşı sırasında tüm kitap koleksiyonunu sattığı için çok az görülecek şey var.
Franz Schubert Evi, Ünlü bestecinin mobilayaları, kişisel eşyaları, ve beste çalışmalarının yer aldığı ev-müzede kırık gözlükleri kutsal bir emanet gibi sergileniyor.
Film müzesi, Augustiner Strasse 1 / 22.000 filmden oluşan dev bir koleksiyona ev sahipliği yapan müze dünyanın önemli sinema müzeleri arasında sayılıyor.
VİYANA SARAYLARI
Hofburg Sarayı, Michaelerplatz
13.yyda yapımına başlanan ve sürekli yeni bölümler eklenerek 9 kanatlı dev görünümünü kazanan saray, ‘Habsburg labirenti’ olarak da anılıyor. 2600 odayı, 19 avluyu ve 5000 personeli barındıran 240.000 metrekareye yayılarak bu ismi de hak ediyor. Marie Antoinette’in doğduğu sarayda bugün Cumhurbaşkanı yaşıyor.
Görkemli dev yeşil kubbesi ve çatısındaki dizi dizi Herkül heykelleri ile dışarıdan görülmeye değer.
Eğer sarayın içini gezmek istiyorsanız I. Josef ve Sisi’nin yaşadığı Kaiserappartements ile başlayın, ardından imparatorluk altın ve gümüşlerini, mücevherlerini, dini ikonaları ve de 2,860 karatlık yeşim taşını sergileyen Weltliche und Geistliche Schatzkammer’i ziyaret edebilirsiniz.
Sarayın bir kısmında ise Efes’ten gelen eserler ve İmparatoriçe Sisi’nin gümüş koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzeler gibi farklı müze seçenekleri var. İlgi alanınıza göre ziyaret etmek istediğinizi seçebilirsiniz.
Sarayın farklı dönemlerde tamamlanan mimarisi ve de içinde yer alan bölüm & müzeler hakkında bilgi edinmek isteyenler için biraz araştırdık:
- 1438-1583 ve 1612-1806 arasında imparatorluk sarayı olan Hofburg’un en eski bölümü 13.yydan kalan İsviçre kanadı Am Hof; 15. yydan kalma gotik şapel Burgkapelle ve Schatzkammer hazine salonu ve imparatorluk müzik şapeli Hofmusikkapelle’e ev sahipliği yapıyor. Bu kanat dev kırmız & siyah kapısı Schweizertor ile meşhur. Burgkapelle şapelinde Vienna Boys’ Choir Pazar ayinlerinde şarkılar söylüyor.
- Amalienburg kanadının kulesinin ön cephesinde tarihi astronomik saat yer alıyor.
- 1660larda eklenen geç Rönesans stilinde Leopold kanadında bugün Cumhurbaşkanlık ofisi bulunuyor. Ayrıca bu kanadın altında Hofburg’ların dünyanın en geniş şarap mahsenlerinden birisi olan şarap mahseni yer alıyor.
- Barok Augustinian kanadı sarayı İmparator Franz Joseph I ve ünlü imparatoriçe Sisi’nin evlendiği Augustinian Kilisine bağlıyor.
- 1814’de Beethoven’ın 8. Senfonisinin prömiyerinin gerçekleştiği opera, konser ve balo salonu Redouten kanadında yer alıyor. Salon Johann Strauss, Joseph Haydn, Nicolo Paganini ve Franz Liszt’i ağırlamış.
- Napoleon’un Marie Louise’e evlenme teklif ettiği Montoyer kanadındaki kutlama salonu “Nose of the Hofburg”, işlemeli tavanından sarkan 1,300 mumluklu 26 görkemli kristal avizesi ve 24 adet korint tarzı sütunu ile tam bir asalet salonu.
- Şehir surlarının yıkıldığı 1860larda saraya en son eklenen Neue Burg kanadı ise bugün Viyana’nın Louvre müzesi muadili olan Kunsthistorisches Müzesine, doğa tarihi müzesi Naturhistorisches’e, Efes Müzesi, Silah Müzesi, Antika Müzik Esntrumanları Müzesi ve Etnoloji Müzesi, Avusturya Ulusal Kütüphanesi ve Hofburg Kongre Sarayına ev sahipliği yapıyor. Avusturya Ulusal Kütüphanesiyüzyılda İmparator 6. Charles döneminde inşaa edilmiş. Freskler ile kaplı tavanı, antika avizeleri, 1500’lerden günümüze uzanan 200.000 kitabı ile gerçekten görkemli bir imparatorluk kütüphanesi.
- Reichskanzleitrakt kanadında, Kaisersappartementen bölümünde ise Sisi Müzesi yer alıyor. Müze Sisi’nin orijinal mücevherlerine, Swarowski aksesuarlarına, gümüş koleksiyonuna, gelinliğine, minyatür çalışma masası ve el boyaması zarflara, tüm aksesuarları seyahat makyaj çantası, 63 parçalı seyahat ecza dolabı ev sahipliği yapıyor
- Ayrıca sarayın içinde Michael‘s kanadı ve imparatorluk tiyatrosu Burgtheater yer alıyor.
- Josefsplatz’da ise İmparator Joseph II’in heykeli yer alıyor.
Belvedere Sarayı
Savoy Prensi Eugene’nin kışlık sarayı olan Belvedere, mimar Hildebrant’ın 18.yy’da Barok stilde tasarladığı binalara ve harika bahçelere ev sahipliği yapan bir müze-saray. İki bölümden oluşan müzenin Ortaçağ sergi kısmını atlayıp, geniş bir Gustav Klimt koleksiyonuna ev sahipliği yapan modern sergi bölümünü gezebilirsiniz. Gustav Klimt’in efsanevi başyapıtı ‘The Kiss’ ve diğer 19 şaheserinin yanı sıra, Egon Schiele, Oscar Kokoschka, Franz Xaver Messerschmidt gibi Avusturyalı sanatçıların resimleri ve de az sayıda Monet, Renoir, Van Gogh gibi ustların eserini göreceksiniz. Klimt ve Schiele’nin eserlerinin yanı sıra Avusturyalı sanatçılardan favorilerimiz Franz Lerch’in ‘open window’, Herbert Proberger’in ‘Still life’ ve Giovanni Segantini’nin ‘The Bad Mothers’ resimleri oldu. Klimt hayranıysanız Viyana’nın olmazsa olmaz müzesi diyebilirim. (Hergün 10:00-18:00 arası açık)
Schönbrunn Sarayı
Habsburg Hanedanı’nın gösterişli yaşamını sergileyen Schönbrunn Sarayının özellikle görkemli bahçesi görülmeye değer. 65.000 metrekarelik alana yayılmış saray bahçesi bir peyzaj ve simetri harikası. Saraya ismini – Schönbruun: Güzel Çeşme demekmiş – veren Neptün Çeşmesi ve muhteşem bitki labirenti, taraça taraça inen saray bahçelerinde sizi karşılayan sürprizlerden bazıları\ tepe noktasında ise muhteşem Viyana şehir manzaraları sizi bekliyor.
Paris’teki Versaille sarayının Viyana muadili olan Schönbrunn sarayının içi, o dönemin mobilyalarına meraklılar için ziyarete değer. Varaklı koltuk, kanepe ve yatakları, dünyanın birçok yerinden hediye edilmiş aksesuar ve paravanları, porselenler ve gümüş takımlar ile donatılmış ziyafet ve çay sofraları, duvarları süsleyen portre ve resimleri gördüğünüz ‘Imperial Tour’ u almanız yeterli.
Eğer gitmişken tüm gününüzü bu sarayda geçirmek art nouveau stili Palmiye Evi, Gloriette panaroma terası, Bitki Labirent Bahçesi, Kelebek Bahçesi, romantik çardak ve bahçe Privy, egzotik bitki bahçe ve serası Orangery, Çöl Evi, dünyanın en eski hayvanat bahçesini, İmparatorluk Arabaları (Carriage Museum) müzesini de görmek ve istiyorsanız ‘Gold Pass’ de alabilirsiniz. Carriage Museum’da Sindirella’nın bal kabağı arabasını andıran Sisi’nin masalsı düğün arabasını, Budapeşte taç giyme töreni için hazırlanan altın kaplı büyüleyici arabayı, ve sihirli birer oyuncağı andıran çocuk arabalarını görebilirsiniz. (Hergün 10:00-18:00 arası açık )
KİLİSELER ve BİNALAR
St Stephans Katedrali
1360-1440 yılları arasında Aziz Stephan onuruna inşaa edilen gotik bina Viyana’nın tarihi merkezinin kalbinde yer alıyor. Avusturya’nın en görkemli ve büyük kilisesi olan katedralin 137 metre uzunluğundaki Güney kulesi şehrin dört bir köşesinden görülebiliyor. Avusturya’nın en büyük çanı olan 21 tonluk Pummerin Bell katedralin kuzey kulesinde yer alıyor. Tepeden panaromik şehir manzaraları muhteşem gerçekten. 2. Dünya Savaşında çıkan büyük yangında hasar gören kilise büyük bir restorasyondan geçerek günümüze ulaşmış.
Peter Kilisesi
Aziz Petrus’a adanmış yeşil bakır çatılı görkemli kilisenin içinde, azizler ve melekleri temsil eden birçok heykel, fresk, kabartma ve yaldızlı süsleme yer alıyor.
Votiv Kilisesi
Viyana’nın önemli kiliselerinden Neogotik stilde Adak Kilisesi Rathaus ve Viyana ünivesitesi’nin ilerisinde yer alıyor
Augustiner Kilisesi
Josefsplatz’ın güneyinde yer alan Augustinerkirche, şehrin en eski kiliselerinden birisi. Pazar sabah ayinlerinde ünlü orkestra şefleri tarafından yönetilen Mozart konserlerini dinleyebilirsiniz.
Yüksek tavanı ve gotik kolonları, opak camlarından süzülen ışıklar, kilise orgu, orkestra ve koronun ile tüyler ürpertici müziği ile gerçekten kutsal bir mabed atmosferine bürünüyor.
Maria am Gestade Kilisesi
Gotik mimarideki kilise Viyana’nın en eski kiliselerinden
Trinity Anıtı
Graben meydanında yaya yolu üzerinde yer alan 1687 yılında kalma anıt çok estetik bir görünüme sahip.
Burgtheater
1741’den beri faaliyet gösteren Avrupa’nın ikinci en eski tiyatrosu harika bir neo-barok mimariye sahip.
Rathaus
Burgtheater’ın tam karşısında yer alan neo-gotik stilde yapılmış görkemli belediye binası.
BULVARLAR, MEYDANLAR ve PARKLAR
Ringstrasse
Ringstrasse caddesi 1 Mayıs 1865 yılında İmparator Franz Joseph tarafından açılmış. Viyana’nın imparatorluk merkezini şehir surları ile çevreleyen caddede, parlemento, belediye binası Ratthaus, üniversite ve varlıklı Viyana’lıların feodal sarayları inşaa edilmiş. Şehir surları yıkıldıktan sonra tarihi şehir ile birleşen bulvarın görkemli binaları tüm ihtişamı ile parlıyor. Asilzadelerin gezinti yolu olan 150 yıllık ‘Ring’, bugün Gökkuşağı yürüyüşü, Life Ball açılış kutlamaları, Viyana Maratonunu gibi etkinliklerin gerçekleştiği, herkesi kucaklayan modern bir bulvar. 2015 yılında birçok özel performans ile 150 yılını kutlayacak olan bulvarın etkinlik takvimine www.ringstrasse2015.info ’dan bakabilirsiniz.
Hoher Markt Meydanı
Bu meydan Evlilik Çeşmesi (Hoher Markt Vermählungsbrunnen) ve Anker Saatine (Anker Uhr) ev sahipliği yapıyor. Anker Sigorta Şirketi’nin iki yönetim binası arasında köprü şeklinde yapılmış bu saatte, her saat başında Viyana tarihi için önemli 12 kişinin figürleri yer değiştiriyor ve her bir saat boyunca bu figür dakikayı gösteriyor.
Buradan sonra Lichtensteg Caddesi’nde ilerlerseniz Gutenberg Anıtı’nı, sonra Aziz Peter Kilisesi (Peterskirche) ve Veba Sütununu (Pestsäule) göreceksiniz. Veba Sütunu 1679 yılındaki veba salgınının sona ermesiyle vebadan ölenler anısına yaptırılmış bir heykel.
Buradan Musevi mahallesinde yer alan Judenplatz’a ilerleyin. Meydanda II. Dünya Savaşında ve soykırımda hayatını kaybeden Museviler için Rachel Whiteread’in tasarladığı Holokast Anıtı ve Ortaçağ’dan kalma Sinagogun kalıntıları yer alıyor.
Ardından Viyana’nın en eski meydanlarından birisi olan Am Hof ‘a ulaşacaksınız. En güzel Christmas pazarının kurulduğu Am Hof meydanı, görkemli binalara ve Roma kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Meydanda yer alan Kirche am Hof, barok cephesi gotik iç mimarisi ile çok güzel bir kilise.
Nashmarkt
Nehir kıyısında Karlsplatz ile Kettenbrückengasse arasında nehir boyunca uzanan 1.5 kilometrelik alanı kaplayan Naschmarkt, Viyana’nın en büyük açık hava pazarı. Tüm şehrin taze sebze, meyve, balık, et ve süt ürünleri burada günlük olarak yerini alıyor. Eğer günlerden Cumartesi ise bit pazarına denk geleceksiniz. Birçok tezgah şarap ve istiridye barlarına, mini bistrolara dönüştürülmüş durumda. Çok keyifli bir gezinti, öğle yemeği ve akşam eğlence bölgesi.
Augarten Park
Bir Cumartesi günü Viyana’nın en eski barok parkı Augarten’ı ziyaret edebilirsiniz. 1803’de Beethoven ünlü Kreutzar Sonatının prömiyerini bu parkta yapmış. Muhteşem porselenler alabileceğiniz Augarten Porselen Mağazası ve ev yapımı çukulatalı keki ile ünlü Décor kafe, Augarten Park’ta iken uğrayabileceğiniz adresler.
Prater Parkı ve Dönme Dolap
Yemyeşil bir park olan Prater içinde Wurstelprater eğlence parkı ve tarihi uzanan ahşap Wiener Riesenrad dönme dolabı yer alıyor. Parkın yeni gözdesi ise döner salıncak PraterTurm. 122 metre yükseklikte sizi saate 61 kilometre hızla döndüren bu salıncakta gözlerinizi açabilirseniz, şehrin 360 derecelik panaromik manzaraları nefes kesici.
Tuna Kulesi
Tuna Nehri kıyısında yer alan 170 metre yüksekliği ile Viyana’nın en yüksek kulesi olan Tuna Kulesinin tepesindeki restoran şehrin panaromik manzalarını sunuyor. 1960’da Hans Lintl tarafından tasaralan kule 20 ay kadar kısa bir zamanda tamamlanmış.
VİYANA MANZARA NOKTALARI: Tuna Kulesi, Kahlenberg ve Cobelz
VİYANA BİSİKLET VE YÜRÜYÜŞ ROTALARI: Tuna nehri boyunca işaretli bisiklet ve yürüyüş rotaları yer alıyor.
VİYANA’DA BUZ PATENİ: Tuna adasındaki Yeni Tune ve Eski Tuna parkuru kışları buz pateni alanına dönüşüyor.
VİYANA ORMAN VE DOĞAL PARKLARI: Şehrin doğal güzelliklerini deneyimlemek isteyenler için doğu yakasında balta girmemiş Tuna Vadisi Ulusal Parkı, batı yakasında ise şehrin akciğeri olan yemyeşil Viyana Ormanı yer alıyor.
ŞEHİR DIŞI KEŞİFLER VE HEURIGEN GELENEĞİ
Eğer biraz da şehir dışında kırsal bir bölge göreyim, Viyana’lıların geleneksel şarap evleri Heurigen’lerde farklı şaraplar tadarak akşamüstü keyfi yapayım derseniz, istikamet 19. bölgedeki Grinzing. (38 nolu tramvay ile gidebilirsiniz) Grinzing, daracık sokaklarında çiçekler ile bezenmiş iki katlı şirin evleri, yemyeşil bahçeleri ile Hansel Gretel masallarını andıran çok sevimli bir bölge.
Şarap aslında Viyana’nın çok önemli bir geleneği, ve şehir üzüm bağları ile içiçe yaşıyor.
Viyana şehir sınırları içinde 680 hektarlık alanı kaplayan bağlarda 2.5 milyon şişe şarap üretiliyor. Gelensek Heurigen Avusturya İmparatorus II. Josef 1784’de her üzüm üreticisinin kendi mekanında kendi şarabını satabilmesini onayladıktan sonra şehrin kırsal çemberinde bir bir minik aile taverna & şarap evleri olan Heuriger’ler açılmaya başlamış. Hem şehirleşmeye hem de pazara giren güçlü uluslararası şarap üreticilerine direnerek, bir ‘aile şarap evi’ konseptini bir Viyana geleneği olarak yüzlerce yıldır sürdürmeyi başaran Heuriger Viyana’nın bir vazgeçilmezi. Heuriger aslında bu senenin hasatı olan üzümlerden yapılan genç şaraplara verilen isim. Günümüzde ise aile bağlarından elde edilen üzümleri işleyen lokal üreticinin kendisine ait şarap barlarına Heuriger deniyor. Şirin iç mekanlarında ve bahçelerinde yer alan ahşap piknik masalarında, sadece kendi üretimleri olan şaraplarını ve de ev yapımı yemekleri sunan rahat ve samimi aile işletmesi tavernalar.
Viyana civarında en yaygın üzüm, Avusturyaya has hafif gövdeli, sek, biberiye aromalı kolay içimli Grüner Veltliner. Avusturya’ya has az bilinen gövdeli & yağlı Neuburger ve kayısı & meyve aromalı Rotgipfler’de yetiştirilen üzümler. Ayrıca Riesling, Pinot Blanc, Chardonnay üzümleri de yetiştiriliyor. Viyana’ya özgü şarap karışımı ise aynı bağa ekilen farklı beyaz üzümlerin birlikte fermentasyonundan doğan Gemischter Satz. Bu karışımın yüzde elliyeyakını Grüner Veltliner, kalanı da farklı üzümlerden yapılıyor.
Grinzig’de Viyana’nın en önemli blendi olan Gemischter Satz’ı tadabileceğiniz Heuriger önerilerimiz ise:
- Steinschaden
- Kierlinger
- Schubel- Auer
- Grinzinger Hof
Şarapların yanı sıra beyaz şarap spritzeri olan ‘gespritzer’in tadına bakabilirsiniz.
–
VİYANA’DA II. DÜNYA SAVAŞININ İZLERİ
2.Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın kaderinin belirlendiği ve Avrupa haritasının sınırlarının çizildiği şehir olan Viyana, tarihte politik bir öneme sahip. 1945-1955 yılları arasında Viyana, Fransız, İngiliz, Amerika, Rus karargahları, ve ortada tarafsız bölge olarak 5 ayrı bölgeye ayrılmış. Soğuk savaşı kışkırtan Ruslar ve Fransız, İngiliz, Amerika ittifakı arasında ne casusluklar ne pazarlıklara şahit olmuş şehir. Bugün o dönemi hatırlatacak Flaktum savunma kuleleri ve Sovyet Savaş Heykeli haricinde hiçbirşey kalmamış. Tüm kontrol noktaları Rus Ordusu 1955’de şehirden ayrıldıktan sonra yıkılmış. Sovyet Savaş Heykeli Stalin’in emri ile Kızıl Ordu’nun Viyana’yı nasıl müttefiklerden kurtardığını hatırlatmak için dikilen bu korkunç heykel Viyana’lır tarafından nefretle karşılanıyor. Graham Greene’in romanından esinlenen yönetmen Carol Reed’in 1949 yapımı 3. Adam filmini izlediğinizde, dönemin soğuk, gergin ve iç kapayıcı atmosferini yaşayabiliyorsunuz. Ancak Viyana’lılar unutmak istedikleri günleri hatırlattığı için bu filmi de pek sevmiyor.
Bu dönemde Imperial Otel Rusların karargahı ve KGB’nin merkezi olarak kullanılmış. Ruslar 1955’de şehri terk ederken otelin tüm geçmiş kayıtlarını yok ederek, resmen tarihini silmişler. Hotel Sacher Sachertorte’nin icad edildiği, Staatsoper izleyicilerinin favori mekanı 1945-1955 arası İngilizlerin karargahı olarak kullanılmış. Nashmarkt, Viyana işgali sırasında karaborsa pazarıymış. Tarafsız bölgede kalan Cafe Landtmann ise işgal altında olmadığı için altın dönemini yaşamış.
BİR VİYANA GELENEĞİ: CHRISTMAS PAZARLARI
13.yüzyıla uzanan geçmişi ile Christmas pazarları çok renkli bir Viyana geleneği. Freyung, Spittelberg, Am Hof, Karlskirche, Hoher Markt meydanlarında kurulan pazarlarda ışıklar ile süslenmiş hediyelik eşya ve sosis tezgahları arasında dolaşırken burnunuza çalınan kızarmış kestane ve elma şekeri kokuları ile adeta çocukluğunuza dönüyorsunuz.
VİYANA MÜZİSYENLERİNİ ZİYARET: SANATÇILARIN MEZARLARI
Dünya klasik müzik tarihine ismini altın harfler ile yazdırmış birçok besteci son uykularına Viyana’da kavuşmuş. Çok sevdiğiniz bestecilerin mezarlarını ziyaret etmek isterseniz, 2.5 milyon mezara ev sahipliği yapan Avrupa’nın en büyük mezarlığı olan Zentralfriedhof, Brahms, baba oğul Strausslar, Beethoven, Schubert, Mahler ve Zemlinsky’nin mezarlarına ev sahipliği yapıyor. St marx’da yer alan Biedermeier mezarlığı ise kraliyet mezarlarının yanı sıra efsanevi müzisyen Mozart’ın mezarına ev sahipliği yapıyor.
VİYANA’NIN MODERN YÜZÜ
Viyana bir Barok ve Art Nouveau başkenti olarak sayılıyor ve şehrin sembolü St. Stephan Katedrali bir Gotik harikası. Ancak şehir son yıllarda dünyaca ünlü mimarların imzasını taşıyan orjinal çağdaş mimari örneklerini çehresine uyum ile katmayı başarmış. Çoğu Pritzker ödüllü bu yeni binalar, Viyanan’nın dinamizmini ve zamana direnen genç ruhunu yansıtıyor.
Şehrin tarihi merkezinin göbeğinde yer alan Haas Haus, şehirdeki çağdaş mimarinin en güzel örneklerinden birisi. Hans Hollein’ın tasarladığı 1990’da açılan Haas Haus, St. Stephan Katedrali’nin görüntüsünü cam yüzeyinden yansıtarak, modern mimarinin Barok geleneğe saygı duruşunu sergiliyor.
Viyana’da post-modern mimarinin diğer örnekleri ise:
- Otto Wagner‘in Postsparkasse banka binası
- Hans Hollein imzalı Albertina müzesi rampası, Schullin mücevher mağazası, Tuna kıyısındaki Mediatower binası,
- Herzog & Meuron imzalı Pilotengasse’deki yerleşim kompleksi,
- Zaha Hadid imzalı flamingolar bacakları üzerine tünemiş geometrik Spittelauer Lände binası,
- Zaha Hadid ve Hitoshi Abe imzalı Viyana Üniversitesi İktisat ve İşletme Fakültesi yeni binası
- Jean Nouvel imzalı Tuna nehri kıyısında Sofitel Stephansdom oteli, alışveriş merkezi Stilwerk, Simmering’deki Gasometer Kuleleri ve 21. Bölgedeki apartman kompleksi,
- güneş enerjisi ve yağmur suyu kullanan ekolojik otel Stadhalle,
- Hundertwasser tasarımlı Spittelau Çöp Fırını Fabrikası,
- Fuksas tasarımlı Uniqa kulesi ve İkiz Kuleler.
- Heinz Tesar imzalı krom & çelik harikası siyah küp şeklinde Christus Hoffnung kilisesi
- Karl Schwanzer tarafından tasarlanan 1958 yapımı 21er Haus (Arsenalstrasse 1) cam ve çelik konstrüksiyon mimarisi ile adeta bir modernizm harikası. Şu anda çağdaş sanat galerisi ve sergilerine ev sahipliği yapıyor.
- Sofitel otelin cephesinde botanist ve sanatçı Patrick Blanc tarafından tasarlanan 600metrekarelik dikey yeşil bahçe Green Wall, 20,000 farklı bitki ve çiçek çeşidi ile her mevsim farklı renklere bürünen bir sanat eseri gibi. Çağdaş mimarinin doğayı kucaklayıcı olabileceğine çok güzel bir örnek.
Viyana soyut ve sofistike atmosferini – kapitalizmin tüketmesine izin vermeden – ustaca koruyarak, geleneksel ile moderni harmanlayabilen zamansız bir şehir.
ŞEHİR DIŞI KEŞİFLER
Rogner Bad Blumau, Bad Blumau
Tatlı kaçık mimar, ressam, şair Hundertwasser’in, termal kaplıcalar üzerinde yarattığı çevre dostu otel, kurabiye evlerden oluşan bir Alice Harikalar Dünyası. Gaudi ve Egon Schiele’den ilham alan Hundertwasser sürrealist formları, canlı renkleri cesurca kullanarak, doğaya saygılı bir mimarinin 312 odalı bir otelde bile gerçekleşebileceğini göstermiş.
Langenlois
Viyana’ya bir saat uzaklıkta, UNESCO kültür mirası Wachau’nun bulunduğu şirin kasaba Krems’e birkaç dakika mesafede yer alan Langenlois, Avusturya’nın bağ ve şarapçılık bölgesi. Amerika’lı mimar Steven Holl imzası taşıyan 82 odalı tasarım otel Loisium ve şarap evi Weingut Fred Loimer ziyaret etmeye değer adresler.
Kunthaus, Graz
Viyana’nın iki saat güneyinde Unesco koruması altında olan Graz şehri, Peter Cook & Colin Fournier imzalı ‘friendly alien’ kültür & sanat müze ve etkinlik binasının muhteşem tasarımını görmek için ziyarete değer.
Zell am See
Kışın kayak merkezi, yazın trekking cenneti Zell am See Viyana’ya 3 saat uzaklıkta bir doğa & spor cenneti. 47 odalı tasarım otel Mavida ise konaklamak için doğru adres.
YOLCULUK TERAPİSİ VİYANA YAZILARI
- VİYANA İZLENİMLERİ: yolculukterapisi.com/viyana-izlenimleri
- 4 GÜN’DE VİYANA KEŞFİ: yolculukterapisi.com/4-gunde-viyana
- VİYANA ROTALARI: yolculukterapisi.com/viyana-rotalari
- VİYANA’DA MÜZİK VE OPERA: yolculukterapisi.com/viyana-muzik
- VİYANA TAKVİMİ: FESTİVALLER ve BALOLAR: yolculukterapisi.com/viyana-takvimi
- VİYANA’DA KAHVE KÜLTÜRÜ ve KAFELER: yolculukterapisi.com/viyana-kafeleri
- VİYANA’DA KAFE VE ÖĞLE YEMEĞİ ADRESLERİ: yolculukterapisi.com/viyana-ogleyemegi
- VİYANA’DA AKŞAM YEMEĞİ ADRESLERİ: yolculukterapisi.com/viyana-aksamyemegi
- VİYANA GECE HAYATI: yolculukterapisi.com/viyana-gece-hayati
- VİYANA SANAT GALERİLERİ VE ALIŞVERİŞ: yolculukterapisi.com/viyana-sanat-alisveris
- VİYANA OTELLERİ: yolculukterapisi.com/viyana-otelleri
Zeynep Atılgan Boneval