Sizi sarıp sarmalayan, dinçleştiren ve gençleştiren inanılmaz bir enerjisi var Tokyo’nun.
Şehir tüm gün adeta bir saat gibi tıkır tıkır işliyor;
güneş doğmadan önce Tsukuji balık pazarında en özel balıkların açık arttırması ve deniz ürünlerinin pazarlığı tamamlanıp, tüm gün servis edilmek üzere şehrin dört bir köşesindeki restoranlara dağılıyor,
sabahın erken saatlerinde şehir nüfusunun yarısı 1-1.5 sat uzaklıktaki banliyölerden tren ve metro ile şehre yaklaşmaya başlıyor,
yemek tezgahları kuruluyor, noodle barlar, dükkanlar ve gazete bayileri kepenklerini açıyor, kafe ve restoranlar üç öğün boyunca ağırlayacakları kalabalıklara hazırlanıyor,
tıklım tıklım vagonlardan boşalan takım elbiseli insanlar sokaklara akıyor, bir elinde çanta, diğer elinde telefon koşar adımlar ile ilerleyen tüm bu insanlar köşe kapmaca oynar gibi birbirine çarpmadan yönlerini buluyor,
yavaş yavaş sahneye mini etekli okullu kızlar ve uzun kahküllerinden gözleri gözükmeyen delikanlılar ekleniyor,
sabah fırtınasının hemen ardından yaşlı amcalar, teyzeler vagonları dolduruyor,
turistler ya ellerinde mükemmel paketlenmiş alışveriş torbaları ile butiklerden sokaklara dökülüyor,
ev hanımları sokaklarının yarısına yayılmış kuaförlerden çıkıyorlar,
Bu arada tüm trenler, ışıklar, tabelalar, anonslar kusursuz ve hatasız bir düzende işliyor…
Akşamüzeri ise ters yöne doğru bir akın başlıyor,
alacakaranlıkta binaların cephelerini kaplayan rengarenk ışıklı tabelalar gökyüzünü parıltılı bir neon okyanusuna dönüştürüyor,
iş çıkışı japon pub ‘izakaya’ları dolduranlar al yanaklı Japonlar hafif yalpalayarak tren veya metrolarına yürüyor,
eve dönerken vagonlarda kafaları bir öne bir yana düşerek uyuyor,
ya da iphonelarına gömülüyorlar,
gece 12’ye kadar metro ve trenler dolup taşıyor…
İşte gün boyu sürekli değişen sahnelere şahit olduğunuz, tam seyirlik bir şehir Tokyo. Kendinize merkezi bir nokta belirleyip tüm gün boyunca hiç yerinizden kalkmadan gelip geçeni izleseniz, hiç sıkılmayacağınıza garanti veriyorum. Hatta belki de şehrin ruhunu yakalamak ve akıl almaz tarz çeşitliliğini anlamak için en doğru hareket gözlemci olmak.
Tabii ki bu geniş yelpazede her semtin ayrı bir hikayesi, farklı bir kalabalığı var; Shinjiku, Harakuju ve Yoyogi park trend belirleyici orjinal ve avant-garde gençliğin merkezi. Burada gotik, punk, rock, hanım hanımcıklar, yırtık pırtıklar, dövmeliler, hızmalılar, ‘hello kity’cileri yanyana görebiliyorsunuz. 35 milyonun arasından sıyrılıp varlıklarını ispat edebilmek için çılgın bir çaba sarefeden gençler, giyim kuşamları, aksesuarları ve saçları ile aklınızın hayalinizin almayacağı bir yaratıcılık sergiliyor.
Omotesando, Aoyama ve Roppongi trendy tasarım camiasının, yetişkin zarif bayanları, şık beylerin adresi. Bu bölgeler Tadao Ando’nun Armani Casa ve Omotesando Hills binaları, Herzoga & de Meuron’un Prada binası, SANAA’nın Dior ve Mikimoto binası, Toyo Ito’nun Tod’s binası, Roppongi Hills Mori Tower binası gibi ünlü mimarların imzasını taşıyan cesur mimarileri ile ön plana çıkıyor,
Ginza ise dünya markalarından hangisini ararsanız bulabileceğiniz, sokaklarının her daim şık ve bakımlı Japonlar ve turistler ile hınca hınç dolu olduğu, Maison Hermes, Gucci, Dior ve Louis Vuitton, Swatch Tower, Mikimoto, Uniqlo gibi markaların cesur mimari örneği dev binalarına, Matsuya, Mitsukoshi, Matsuzakaya gibi Japon, Barney’s ve Printemps gibi ithal dev alışveriş merkezlerine ev sahipliği yapan bir alışveriş cenneti.
Ebisu ve Meguro bölgeleri bohem entellektüellerin, Shibuya ve Maunouchi takım elbiselilerin,
Asakusa ve Ueno geleneksellerin, Akihabara teknoloji, animasyon ve manga ve meraklılarının semtleri.
Yorulmak bilmeyen temposu, şaşkınlık veren insan seli, kıyafet cümbüşü, tezgahlardan yayılan tatlı ve tuzlu kokuları, bitip tükenmeyen görsel ve işitsel efektleri ile, tüm algılarınızı kasıp kavuran, size sürekli enerji aşılayan bir şehir Tokyo.
Kusursuz işleyişine hayranlıkla şapka çıkartıyor ve hemen adımlarınızı hızlandırıp bu dinamizme ayak uyduruyorsunuz.
Gitmeden önce Tokyo’nun diğer kozmopolit şehirlerinin kalabalığı, hareketliliği ve koşuşturmasına eklenecek alfabe, lisan, lezzet ve gelenek farklılığı ile çok daha yorucu olmasını bekliyordum. Aksine sizi yormak yerine dinçleştiren ve canlandıran bir enerjisi olduğu kesin Tokyo’nun.
Hiç anlamadığım tabelalar, sürekli konuşan sokak lambaları, otobüs ve metro hoparlörleri beni çıldırtmak yerine sürükleyici bir performansın bir parçası gibi hissettirdi.
Sebebi, yaşı kaç olursa olsun gencecik gösteren insanlarından mı?, yediğiniz sağlıklı çiğ besinlerden mi?, restoranlar, kafeler ve kamu alanları dahil her yerin pırıl pırıl temiz olmasından mı? bilemiyorum ama yaşadığınız stimuli fırtınasına rağmen kendinizi çok iyi hissediyorsunuz Tokyo’da.
Bu arada temizlik demişken gerçekten hastalık derecesinde titiz Japonlar. Umumi tuvaletler dahil girdiğiniz her tuvaletin Totto klozetinde ısıtma ve püskürtme gibi özellikler var. Taksiler bembeyaz dantel örtüler ile kaplanmış, ve kapıları elinizle açmak zorunda kalmayın diye otomatik olarak açılıyor. Her restoran sizi mutlaka bir ıslak peçete ile karşılıyor. Nüfusun yarısı yüz maskesi ile dolaşıyor. Anladığımız kadarı ile ‘ada’ psikolojisi yüzünden temizlik bu kadar hassasiyet gösterilen ve önem verilen bir konu Japonya’da.
Japonların diğer göze çarpan özellikleri ise süt ürünleri ve kalsiyum eksikliği sebebi ile istisnasız çarpık bacaklı ve dişli olmaları, öte yandan hepsinin upuzun parmak ve tırnaklı son derece düzgün elleri var. Kahkülsüz bir kadına rastlamanıza imkan yok, sebep geriye doğru olan alınlarını örtmek istemeleriymiş. Boyatan azınlık hariç hepsi koyu siyah sağlıklı saçlara sahip.
Her daim vurgulu konuşuyor Japonlar, cümle başları ve sonlarında sürekli uzatılmış ‘hai’, ‘anonee’, ‘arigatoo gozaimaas’, ‘hontoni moo’ duymaya hazır olun.
15 sene önce ilk kez gittiğimde Tokyo’ya daha utangaç, naif ve çocuksu bir kitle ile karşılaşmıştım, tüm bayanlar gülerken ağızlarını elleri ile kapatıyor, kimse gözlerinizin içine bakamıyordu. Oysa şimdi Tokyo’lular daha cesur, yatarıcı ve tarz sahibi.
Önemli Bilgiler:
- Tokyo’nun her yeri metro ağı ile örtülmüş durumda, her yere rahatlıkla metro ile gidebilirsiniz. Taksiler epey pahalı, taksi ile karşılaştırınca metro tek seçenek. Günlük metro pass alıp şehri dolaşabilirsiniz. Eğer kısa mesafede taksiye bineceksen trafik ters yön akıyor. Taksilerin kapıları ise otomatik olarak kendiliğinden açılıyor. Şaşırmayın!
- Eğer havalimanın Narita’dan taksi ile şehre gitmeyi planlıyorsanız Narita Express trenine binebilirsiniz. Bilet satış ofisleri Narita havaalanının içinde alt katta.
- Yeni pasaportla Türklere 3 ay kapıda vize veriyorlar (Eskiler için vize almak gerekiyor)
- Ateşiniz varsa tatilinizi erteleyin Narita havaalanı girişinde herkesi termal kameralarla izliyorlar, ateşi olanları ayırıp, sağlık birimlerine havale ediyorlar.
- Kyotoya gitmek için Shinkansen Nazomi hızlı trenine binin. Trenler Shinagawa istasyonundan kalkıyor.
- Japonya’da bahşiş yok sakın bırakmayın sonra bozuluyorlar.
- Neredeyse kimse İngilizce bilmiyor yanınıza mutlaka gideceğiniz adresin Japoncasını alın.
- Soyunma odalarında kıyafet denemeye girerken ayakkabılarınızı çıkarıp verilen terlikleri giymeniz gerekiyor.
YOLCULUK TERAPİSİ JAPONYA YAZILARI
TOKYO İZLENİMLERİ – 15 yıl sonra – 2015: www.yolculukterapisi.com/tokyo-izlenimleri-2015
TOKYO İZLENİMLERİ – 15 yıl önce – 2000: www.yolculukterapisi.com/tokyo-2000
TOKYO – 3 GÜNDE TOKYO KEŞİFLERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo3gunde
TOKYO ROTALARI: www.yolculukterapisi.com/tokyo-rotalari
TOKYO’DA FAVORİ OTELLERİMİZ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-otelleri
TOKYO’DA GURME LEZZET DURAKLARI: www.yolculukterapisi.com/tokyo-gurmerestoranlar
TOKYO’DA RAHAT VE SAMİMİ AKŞAM YEMEĞİ ADRESLERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-samimi-restoran
TOKYO’DA KAHVALTI ADRESLERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-kahvalti
TOKYO’NUN MODERN KAFELERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-kafe-ogleyemegi
TOKYO’NUN EN İYİ RAMEN ADRESLERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-ramenadresleri
TOKYO GÜNCEL REHBERİ: www.yolculukterapisi.com/tokyo-rehber
TOKYO’DA İLKBAHAR – SAKURA ZAMANI: www.yolculukterapisi.com/tokyo-sakura
TOKYO’DA SONBAHAR – KOYO ZAMANI: www.yolculukterapisi.com/tokyo-koyo
KYOTO İZLENİMLERİ: www.yolculukterapisi.com/kyoto
KYOTO’DA 3 GÜN: www.yolculukterapisi.com/kyoto3gunde
KYOTO ROTALARI: www.yolculukterapisi.com/kyoto-rotalari
KYOTO OTELLERİ: www.yolculukterapisi.com/kyoto-otelleri
KYOTO AKŞAM YEMEĞİ ADRESLERİ: www.yolculukterapisi.com/kyoto-aksamyemegi
KYOTO KAFELERİ, ÖĞLE YEMEĞİ VE BAR ADRESLERİ: www.yolculukterapisi.com/kyoto-ogleyemegi-kafe-bar
KYOTO’DA ALIŞVERİŞ VE SANAT GALERİLERİ: www.yolculukterapisi.com/kyoto-alisveris-sanat
KYOTO’DA İLKBAHAR – SAKURA ZAMANI: www.yolculukterapisi.com/kyoto-sakura
KYOTO’DA SONBAHAR – KOYO ZAMANI: www.yolculukterapisi.com/kyoto-koyo
Zeynep Atılgan Boneval