🍁Sonbaharda Safranbolu🍂

Konakları, camileri, hamamları, kamu binaları, çarşısı, çeşmeleri ve sokaklarıyla, ülkemizde geleneksel Türk mimarisinin en geniş alana yayılmış şekilde en iyi korunduğu yer şüphesiz Safranbolu.

Tüm tarihi kent ve binaları 1970’lerde koruma altına alınabildiği için dönem mimarisini ve yaşamını bütüncül bir şekilde anlamak için ideal. 

Alt katları ahır olarak kullanılan, üst katları yaşam olan kerpiç ve ahşap karışımı mimarideki konakların arasında dolaşırken, üst kattaki ziyaretçi gözlem pencereleri,  hem evlerin içine hem de sokağa hizmer veren çift taraflı çeşmeleri, çeşmelerin üzerinde yapıldığı tarihi işaretleyen taş işlemesi (Eğer saat 18:15 i gösteriyorsa; tarih 1815), atlar ve arabaları rahat dönebilsin diye sokak kesişimlerinde evlerin duvarlarının köşeli değil kavisli zarif taş işçiliği arasında dolaşırken, ve bir yandan yemeniciler arastasında deri el işi iyi olmayan çırağın ‘pabucunun dama atılması’ ahi geleneğini, kireçle tüylerinden arındırılan deriler için neden tabakhaneye köpek dışkısı yetiştirildiğini ve burada çalışanlar için neden ayrı bir hamam yapıldığını, kanyonun karşılıklı yakalarında yaşayan Rum ve Osmanlıların hikayelerini dinlerken sanki zamanda geriye yolculuk yapıyor insan.

Tavsiyem hem kendiniz sokaklarında yürüyerek, kaybolarak Safranbolu’nun altını üstüne getirin.

Sonra da Batutatur ile 1.5 saat sürecek rehberli golf arabası turu ile hem Saat Kulesine kadar çıkıp hem Gümüşsu kanyonu hem de Akçasu kanyonu tepelerinden eteklerine inen eski Safranbolu manzaralarını görün, hem daha az gezilen arka mahallelere girip çıkıp Safranbolu’ya dair tarihi hikayeleri dinleyin; konakların zenginliğinin dışarıdan değil içeriden ahşap işlemeleri ve tavan göbeklerinden anlaşıldığını, Padişah Deli İbrahim dönemi üfürükçü Cinci hocanın hikayesini, İpek Yoluna bağlayan kervan yolu üzerindeyken yapılan hanlar ile 17-18.yy da nasıl altın çağı yaşadığını öğreneceksiniz.

🏠🌳🏘️ Yeni bir keşif: Yörük Köy 🍃🍁🍂

https://www.instagram.com/yolculukterapisi/reel/DRzqbZBCOjc/

Tarihi evlerinin bozulmamış harika mimarisi ve sakince akan köy yaşantısı ile gezdiğim en huzurlu ve güzel köylerden birisi Safranbolu Yörük Köyü’ü.

🍁 Burayı asıl özel kılan 300 yıllık tarihi Çamaşırhanesi. Köyün kadınlarının ortaklaşa kullandığı çamaşırhane.

🍁 Bektaşi  olan köyün çamaşırhanesinde bu kültürün izleri çok. Mükemmel bir mühendislikle kirli suları kimsenin çamaşırına karıştırmayacak şekilde inşaa edilmiş dev yıkama taşı, Bektaşilerin on iki imamını temsilen on iki dilimli yapılmış.

🍁 Sadece 12 kişinin çamaşır yıkayabildiği binada yerini ayırtabilmek için kadınlar bir gün önceden gelip odunlarını bırakırşarmış.

🍁 Odun sayısı 12 oldu mu kapasite dolduğu anlaşılırmış. Çamaşır yıkama yerindeki her köşegenin yerden yüksekliği, çamaşır yıkamaya gelen kadınların boy farkını gözeterek farklı  yapılmış.

🍁 Kazanda kaynatılan çamaşırlar hopa denilen sopalarla dövülerek odun külüyle yıkanırmış. Taşın ortasında kirli suyun aktığı bir su gideri var, taşın kenarları ortada yer alan gidere doğru eğimli.

🍁 Çamaşırhanede, çamaşırların kaynatıldığı ocak bölümü, çamaşırların yoğunluğuna cevap verebilmek için farklı boyutlarda yapılmış üç kurna, pişmiş toprakla kaynaktan getirilen suyun kurnalara aktarımının yapıldığı bölüm, hopaların konulduğu alan ve ışıklandırma için gaz  kandillerin konulduğu nişler ile hem çok estetik hem de çok demokratik bir yapı tarihi Çamaşırhane.

🍁 Anlatan bey de öyle nazik, zarif ve bilgili ki. Kendisine Yörük Ağası geleneğini sorun mesela, anlatsın size.

🍁 Safranbolu veya Kastamonu’ya giderseniz mutlaka Yörükköyü’nü ziyaret edin isterim 🙏🏠🌳