Antik Adana

Adana’nın haklı gururu, sanılanın aksine meşhur kebabından değil, aslında antik medeniyetlere kadar uzanan zengin bir tarihe sahip olmasından ileri geliyor. Adana ve çevresi, sayısı insanı hayrete düşürecek kadar fazla arkeolojik buluntuları, antik şehirleri ve insanlık tarihine tanıklık etmiş muhteşem geçmişi ile kendine hayran bırakıyor.

Lezzet merkezi Adana’ya sadece damaklarınızı şenlendirmek için gidecek olursanız çok yanılırsınız. Adana, milattan önceki uygarlıklara dayanan zengin tarihi, hafızanızdan silinmeyecek büyüleyici efsaneleri ve hikayeleriyle etkisi altına alıyor.

TARİHİN İZİNDE

Adana ve çevresinin kadim tarihine şehir merkezinden başlandığında ilk durak dünyanın hala kullanılmakta olan en eski köprüsü, Seyhan Nehri’nin her iki yakasını birleştiren, Roma döneminden kalma Taşköprü. Seyhan Nehri’nin suları sonbahar kış aylarında çekiliyor ancak baharın gelmesiyle birlikte sular tekrar aynı yüksekliğe ulaşarak Taşköprü’nün altından binlerce yıldır aktığı gibi akmaya devam ediyor. Şehrin büyük ve tarihi camilerinden 16. yüzyılda yapılmış olan Ulu Cami ve Ramazanoğulları Medresesi hemen ardından da Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ‘Eski Cami’ olarak bahsettiği Yağ Cami ziyaret edilebilecek yerler arasında.

Ayrıca 16. yüzyıldan kalma farklı camiler ve bir de 1800’lü yılların sonunda yapılmış Bebekli Kilise bulunuyor.

ŞEHİR DIŞI GÖRÜLECEK YERLER

Şehir merkezinde yer alan Arkeoloji Müzesi’ni, antik çağlardan kalma eserleri ve antik şehirleri görmek içinse Adana civarını gezmek içinse Adana civarını gezmek gerekiyor. Misis’te bulunan 17. yüzyıldan kalma mozaiklerin sergilendiği Misis Mozaik Müzesi ve efsaneye göre Lokman Hekim’in ölümsüzlük ilacını bulduğu ancak ilacı yazdığı kağıdı elinden uçurduğu Misis Köprüsü ilgi çekici.

4. yüzyılda Roma İmparatoru II. Flavius Julius Constantinus tarafından yaptırılan köprü hala kullanılmakta.

Halk arasında ‘Koca Köprü’ ya da ‘Alman Köprüsü’ olarak anılan ve Karaisali ilçesi sınırlarında bulunan Varda Köprüsü, adından da anlaşılacağı üzere Almanlardan yadigar. İstanbul-Bağdat demiryolunu bağlamak amacıyla 1900’lerin başında yapılmış 90 metre yüksekliğindeki köprü, yüksekliği ve manzarası ile üzerinde yürürken nefesinizi kesiyor. James Bond filmlerinden birine de sahne olan köprünün yürümek için ayrılan kısmındayken hemen yanı başınızdaki demiryolundan trenin geçişine denk gelirseniz heyecan bir kat daha artıyor. Köprü James Bond filmlerinden ‘Skyfall’un da açılış sahnesinin çekildiği köprü olduğunu öğrenince, kendi ülkemizdeki pek çok yeri yurtdışından gelen bir yabancının çok daha iyi tespit ettiğini, bildiğini bir defa daha düşünüyorum.

Bambaşka bir atmosfere ve efsanelerin büyüsüne kapılmak içinse Tarsus’a mutlaka zaman ayırın. Farklı hikayelerle anlatılan Şahmeran efsanesi, Kırkkaşık Bedesteni, Kleopatra Kapısı, Aziz Paulus Kuyusu ve Kilisesi, içinde Lokman Hekim’in mezarının bulunduğu söylenen Ulu Cami, bolluk bereketi sağlayan Danyal Peygamberin mezarının bulunduğu Makam Cami ve dünyanın bir çok yerinde farklı inanış ve dinlerde bahsi geçen ‘Yedi Uyurlar’ın mağarası Tarsus’un binlerce yıllık kadim tarihinde en fazla ziyaretçi alan yerler arasında. Ayrıca eski Tarsus Evleri’nin bulunduğu sokaklarda keyifli vakit geçirmek mümkün. Zarif Tarsus evleri ve ara sokaklar insanı zaman içinde yolculuğa çıkartıyor.

Tarsus yazısı için;

www.yolculukterapisi.com/tarsus

Adana’da sadece antik şehirler, kaleler ve kalıntılar üzerine yapılan bir seyahat günlerce sürebilecek nitelikte.

Kastabala antik şehrinde sütunların arasında ve ovanın sessizliğinde bir gün batımı, Yılanlı Kale’nin sarp yamaca kurulmuş heybetli görüntüsü ya da Kırkkaşık Bedesteni içinde anlatılan Şahmeran hikayeleri… Her biri Adana’nın bereketli topraklarında yaşamış uygarlıkların izinde etkileyici ve eşsiz güzellikte.

GURME LEZZETLER

Adana demek kebap ve şalgam suyu demek. Şehirde sadece kokuları takip ederek tadabileceğiniz en güzel lezzetlere kolaylıkla rastlamanız mümkün. Şehir içi adresleri gösteren yol tabelalarının altında kebapçı tabelalarının da bulunması ise başka hiçbir şehirde kolay kolay görülmeyecek kendine has bir durum. Kazancılar, Birbiçer, Elem ilk akla gelen kebapçı adresleri.

Adnan Menderes Bulvarı boyunca birçok kebap restoranı bulunuyor. Et dışında alternatif ararsanız baraj manzaralı konumları ile Marina, Güneş Restoran ve Tahta Masa’nın menülerinde balık ta yer alıyor.

Seyhan Nehri’nin mavi yeşil renginin eşlik ettiği bulvar boyunca suya karşı sıralanan ufak salaş büfelerin sandalyelerine oturup nişasta gül suyu ve şekerle yapılan meşhur bici bici tatlısını da yiyebilirsiniz.

Klasik lezzetlerden ciğer ise Adanalıların vazgeçilmez sabah lezzetlerinden. Sabahın erken saatlerinde ciğer yemek sıradan bir ritüel adeta.

Misis’e giderken yolda sıkma yemek ve Misis ayranı içmek atlanmaması gereken tatlar arasında.

Tarsus’taki Kırkıkaşık Bedesteni’nde bulunan Serpil Hanım’ın yerinde zencefil, zerdeçal, tarçın gibi bitki ve baharatlardan yapılan ve yöresel bir lezzet olan ‘kaynar’ı ve ‘Kleopatra  İksiri’ni içmeden dönmeyin.

ALIŞVERİŞ

Taşımayı göze alıyorsanız şalgam suyu ve ev yapımı nar ekşisi Adana lezzetlerini mutfağınızda bir süre daha yaşatmanıza olanak sağlayacak. Tatlı alternatiflerden ise cezerye en makbul hediyeler arasında.

Kırkkaşık Bedesteni’nin büyülü dünyasında Şahmeran’ın yer aldığı kutular, tablolar ve çeşitli objeler başta olmak üzere otantik çeşitli hediyeler ve yine bedestenin içindeki Karacadağ Çini‘de antika objeler bulabilirsiniz.

OTELLER

Adana ziyaretçisi fazla ve hareketli bir şehir olduğundan Sheraton, Hilton gibi büyük otel zincirleri Seyhan Nehri kıyısında hizmet veriyor.

Ayrıca beş yıldızlı oteller arasında bulunan Seyhan Otel de rahat bir konaklama için iyi bir alternatif.

Seçil Sağlam