DOĞA, YEŞİL VE BUDİZMİN CÖMERT BULUŞMASI
Sri Lanka, diğer adı ile ‘Serendib’, ‘beklenmedik şeyler bulma şansı’ anlamına geliyor. Kültürel ve doğal cömertliği ile sürekli insanı şaşırtan ve süprizler sunan bu ülke gerçekten isminin hakkını veriyor; Coşku ile fışkırmış yemyeşil tropik ormanların ardından bir anda beliriveren çay tarlaları, biberler, tarçınlar, karanfiller ile dolu baharat bahçeleri, pirinç tarlaları, kauçuk ağaçları, tropik çiçeklerin renk cümbüşü…yükseklik korkusuna meydan okuyan imkansız yüksekliklerde karşınıza çıkan tapınaklar’da binlerce yıllık zengin Budist kültürü…heybetli dağların arasında ilerlerken beliriveren nehirler, çağlayan şelaleler, göller..
Altın sarısı kumsallarda 25 metreye varan uzunlukta görkemli hindistancevizi ağaçları… denizin ortasında uzun çubukların üzerinde tünemiş balıkçılar… Yol kenarlarında ansızın karşınıza çıkan Ananas, Hindistancevizi, Cashew isimli pazar köyleri ve tezgahlarda taze ürünleri satan köylüler… leoparları, filleri, maymunları ve kuşları barındıran vahşi yaşamı…… Şiddetli bir tropik yağmurun ardından ansızın beliriveren güneş ve gökkuşakları… kalabalık ve cümbüşün içinde bulduğunuz huzur, sukünet, sakinlik ve tevekkül…
Bu kadar küçük bir adaya tüm bu muhteşem manzaralar, bu tarih ve kültür yoğunluğu nasıl sığmış diye düşünüyor insan resmen?
Sri Lanka’da gezilip görülecek, yapılacak ve yaşanacak o kadar çok deneyim var ki, kısacık bir zaman sığmıyor ada: Budist kültürü ile harmanlanmış Anuradhapura, Polonnaruwa, Dambulla ve Kandy gibi antik şehirleri gezmek, binlerce irili ufaklı Buda heykeline şaşırmak, Altın Dağ: Sigiriya’ya tırmanmak, çay tarlalarında kadınların çay toplayışını izlemek, tapınaklarda tevekkül sahibi, içten, dost canlısı Budist halkın ibadet edişini izlemek ve de yakından tanımak, dünyanın en büyük yatar Buda heykelini görmek, çağlayan nehirlerde rafting yapmak, şelalelerin altında serinlemek, Hint okyanusu sahillerinde altın kumsalların, doğanın ve sessizliğin tadını çıkarmak, dalından taze düşen hindistancevizinin suyu içmek, papaya passion fruit, jack fruit, lychee, rambutan gibi egzotik meyvelerin ve bol baharatlı vejeteryan yemeklerin ve de muhteşem deniz ürünlerinin tadına varmak… Binlerce yıllık geleneğe ait Ayurveda merkezlerinde beden ve zihni dengelemek…
Hindistanın hemen altında gözyaşı damlası şeklinde, ‘Hint Okyanusunun İncisi’ olarak bilinen Sri Lanka stratejik konumu sebebiyle son 500 yılda Araplar, Portekizliler, İngilizler ve Hollandalılar’ın sömürgesi olmuş adaya Araplar “Serendib” adını vermişler, Portekizliler ‘Ceilao’, İngilizler ise ismini “Seylan”’a çevirmişler. 1948’de bağımsızlığına kavuşan ada, “Sri Lanka” adını ise ancak 1972’de almış. İngiliz sömürgesi olduğu dönemde tüm dünyaca ünlenen Ceylon çayı, dünyanın en kaliteli çayı olarak yaygınlaştığı ve ada için çay ekonomisi çok önemli olduğu için, adını Ceylon çayı olarak devam ettiriyor.
Sri Lanka hala politik düzlüğe çıkabilmiş değil, kuzey ve doğu bölgeler hala 25 yıldır süren iç savaşlar ile mücadele ediyor. İç savaş Hindistandan adaya inen ve kendi topraklarını hak iddia eden Tamil Tiger gerilları ve Sri Lanka askeri birlikteri arasında yaşanıyor. İç savaş her ne kadar turistleri hedef almasada, halk için terör ile sürekli başbaşa yaşamak, Pazar yerlerinde ansızın patlayan bombalar, çocuklardan oluşan askeri ordular, sürekli tetikte yaşamanın getirdiği psikolojik baskı; onları hüzünlü, temkinli ve gergin kılıyor. Turisti etkileyen tek faktör yolarda asker barikatlara denk gelmek. Ama ada halkının yaşadığı şiddet karşısındaki çaresizliği insanı gerçekten üzüyor. Bir yandan da ada 2004’de güney ve doğu sahillerini vuran tsunami’nin yarattığı kayıpları ve aldığı zararları hala kapatmaya uğraşıyor.
NE ZAMAN GİDİLİR?
Sri Lanka genel olarak rutubetli bir ülke, Ağustos – Aralık arası yağmur sezonu.
SRİ LANKA ROTALARI
Sri Lanka ilk Budist krallıklarına ev sahipliği yaptığı için tapınakları çok önemli: Kandy, Anuradhapura, Polonnaruwa arasındaki altın üçgen antik kutsal Budist tapınakları barındıryor.
Sigirya: 68 hektarlık bir alanda hendekler, surlar, geniş bahçeler ve havuzlar ile çevrilerek koruma altına alınmış tek parça olarak 171 metre yükselen Aslan Dağı anlamına gelen Sigiriya Kayası. Önce taş basamaklarla 150 metre tırmanınca karşınıza 5.yy’da Kaspaya adlı kralın inşaa ettirdiği Sigiriya kalesinin ve sarayının kalıntıları çıkıyor. Ardından dev bir aslan heykelinin iki büyük pençesi arasından önce zikzak, sonra dar bir spiral şekilinde tırmanan merdivenlerden yukarı çıkıyorsunuz ve bitkisel boyalarla yapılmış, bal ve yumurta karışımları ile korunmuş 1600 yıllık kutsal resimler ile dolu dar geçitten geçiyorsunuz. Ve en sonunda bu zahmetli ve uzun yolculuğa değecek nefes kesici bir manzara ile karşılaşıyorsunuz; canlı, yoğun, ışıl ışıl, enerji dolu yeşil tonları sizi içine çekiyor resmen.
Dambula: MÖ 1.yy’dan kalma beş Budist mağara tapınağına ev sahipliği yapan Dambula, Dünya Kültür Mirası arasında yer alıyor. 150’den fazla irili ufaklı Buda heykeli ve 2000m2 alanı kaplayan duvarlarında Buda’nın yaşam sürecini resmeden duvar resimleri ve freskler yer alıyor. Altın Budha tapınağında 14 mt uzunluğunda yatan Buda bulunyor. Sakın şaşırmayın tüm tapınakların bahçesinde, duvarların üzerinde maymunlar karşınıza çıkıyor. Not: Tüm budist tapınaklara ayakkabıları çıkartarak giriliyor, galoş giymek mümkün değil. Bol bol çorap, pürel, ıslak mendil ve selpak götürmekte fayda var.
Polonnaruwa: Sri Lankanın 10-12yy arasında Altın Çağını yaşamış antik başkentte, o dönemin ihtişamını gösteren Kraliyet Sarayı ve bahçesinde nilüfer çiçekleri ile bezenmiş gölet, 12y’dan kalma Kral Nissanka Malla’nın döneminde Sri lanka’yı anlatan Gal Pota isimli 8.2 metre uzunluğunda 1.4 metre genişliğindeki taş tablet, muazzam büyüklükte sulama kanalları yer alıyor. Ayrıca Polonnaruwa’da bulunan Gal Vihare tek bir granit kayadan oyularak yapılmış yatan, oturan ve ayakta buda heykellerine ev sahipliği yapıyor..
Anuradhapura: UNESCO koruması altında olan Anuradhapura antik şehri, MÖ 4.yy’dan MS 11. YY’kadar Sri Lanka’nın başşehiri olmuş olan Anuradhapura Sri Lanka medeniyetine ait çok iy korunmuş kalıntılara ev sahipliği yapıyor. Budizm için kutsal sayılan antik şehirin çevresinde birçok tapınak bulunuyor.
Kandy: Sri Lanka’nın eski başkentlerinden ve Budizm’in Sri Lanka’da ilk başladığı yer olması sebebiyle önemli bir şehir Kandy. Şehir kıyıdan uzak konumu nedeniyle bağımsız kalabilmiş, bu yüzden mimaride ve tarihi eserlerde batı etkisi neredeyse hiç yok. Kandy’de yer alan Dalada Maligawa (Diş Tapınağı) Buda’nın azı dişini barındırdığına inanılan kutsal tapınağı her gün binlerce Budist ziyaret ediyor. 18.yy da inşaa edilen dışı pembe renkte içi yaldızlarlar süslü tapınak 24 saat açık, hergün dua törenleri ve ayinler düzenleniyor. Her sene Temmuz’da 10 gün süren Esala Perahera geçit töreni ile kutsal dişin bir replikası dansçılar, davulcular ve 100 fil eşliğinde.tüm şehri boydan boya dolaşıyor. Şehir her ne kadar keşmekeş ise tapınağın yanındaki suni göl şehre güzel bir sakinlik veriyor. Kandy’de kaçırılmamsı gereken bir gelenek ise
Ateş Dansçılarının gösterisi: önce meşaleleri ateşleyip kollarına ve vücutlarına sürerek ateşle yıkanıyorlar, sonra alevleri ağızlarına alıyorlar, bu hazırlığın ardınan kor kömürler üzerinde acelesiz ve sakin şekilde defalarca yürüyorlar.
Kandy yakınlarında yer alan 16yy’dan kalma Peradeniya Botanik Bahçesi görkemli palmiyeler, mangrovlar arasında coşkulu bir cennet bahçesi.
Yine Kandy yakınlarında yer alan Pinnewela ailelerini kaybetmiş yetim filller için oluşturumuş doğal koruma ve yaşam alanı , burada bebek filleri biberson ile beslemek mümkün.
Kwai Nehri Köprüsü filminin çekildiği yağmur ormanları arasında yer alan Kithulgala’da dağlar ve şelaleler arasından geçen nehirde rafting yapmak mümkün.
Nuwara Eliya: Sri Lanka’nın dünyaca ünlü Ceylon çayının en kalitelisinin yetiştiği şehir. Nuwara Eliya’ya gitmek uzun sürüyor çünkü kıvrıla kıvrıla tırmanan virajlı yollar hep insan dolu fakat böylece manzaraların tadını çıkartabiliyorsunuz: yeşilin her tonunu görebildiğiniz çay tarlaları arasında rengarenk sariler içinde çay yapraklarını toplayan Tamil kadınları, çay malikaneleri, kırmızı ve mavi tropik kuşlar, Kolonyal mimarisinin en güzel örnekleri. Bölgenin en kaliteli çay üreticileri olan Dilmah Tea ve Mlesna Tea çay malikanelerini ziyaret etmek ve çayları tatmak Nuwara Eliya’da yapılması gerekenler arasında (Not: Seylon çayı 1900’lerde Nuwara Eliya’da yetiştirilmeye başlamış. Daha sonra başka bölgelere de yayılmış, ancak en kalitelisi hala çaya en uygun koşulları nedeni ile Nuwara Eliya’da yetişiyor ve bizim damak tadımıza en uygun olan rahat içimli çay. Yumuşak ve hafif çay: Nuwara Eliya çayı. Orta Kuvvet: Dimbula, Kandy ve Ruhuna çayı. Çok sert: UVA Çayı) Siyah çayın yanı sıra yasemin, melisa gibi meyva özlü çayları da çok güzel.
Yala Vahşi Yaşam Milli Parkı : 98.000 hektarlık açık ve engebeli arazide yer alan önemli ekolojik parkı, fil sürüleri, leoparlar, ayılar, timsahlar, bufalolar, 135 çeşit kuş ve daha birçok hayvana ev sahipliği yapıyor. Km2 başına dünyadaki en yüksek sayıda leopar konsantrasyonuna sahip parkta dünya çapında araştırma ve koruma projeleri yürütülüyor.
Galle: Güneyde Hint okyanusu kıyısında Galle, Unesco koruması altındaki eski kenti tamamen çevreleyen kale 1663’de Hollandalılar tarafından inşaa edilmiş. Şehir Portekiz ve Hollanda kolonyal mimarisinin izlerini taşıyor.
Galle yakınlarında Tangalle, Matara, Weligama, Pigeon Island, Hikkaduwa, Nelaveli, Beruwela, Negombo & Mount Lavinia’da turkuaz rengi okyanusun Hint okyanusunun harika kumsalları yer alıyor. Buralarda yerel balıkçıların hem çubuklar üzerinde tek başlarına tüneyerek balık tutmalarını izlemek mümkün.
Adam’s Peak Budha ve Hz Adem bu zirveden geçmiş bugün binlerce kişi için kutsal ziyaret noktası haline gelmiş. Gece yarısı başlayan tırmanış, sabahın ilk ışıkları ile sislerin üstünde zirvede nefes kesen manzaralar ve sessizliğin kutsal büyüsü ile başbaşa bırakıyor.
Colombo: Colombo, Sri Lanka’nın başkenti. Fakirlik, gürültü, pislik, trafik yanında her zaman güleryüzlü, meraklı, sıcakkanlı insanların tezat oluşturduğu bir şehir. Görülecek yerler ise: liman, saat kulesi, Parlemento binası, Tarçın Bahçeleri, York, Chatham ve Galle Caddeleri, antika mobilyalar, Budist Heykeller, kraliyet giysilerini barındıran Colombo National Museum.
Gitmeden Okunabilecek Kitaplar:
The Village in the Jungle, Leonard Woolf
Woolf in Ceylon: An Imperial Journey in the Shadow of Leonard Woolf, Sir Philip Christopher Ondaatje
Anil’s Ghost – Michael Ondaatje
Running In the Family – Michael Ondaatje
Ceylon – Pearl of the East, Harry Williams
–
SRİ LANKA REHBERİ
OTELLER
Elephant Corridor, Sigiriya
Heritance Kandalama Hotel, Dambulla (Sigiriya manzaralarına nazır muhteşem bir otel)
Cinnamon Lodge, Habarana
Queens Hotel, Kandy
Earl’s Regency, Kandy
Kandy House, Kandy
Vil Uyana, Kandy
Kirchhyan Bungalow Aislaby Tea Estate, Bandarawela
St Andrews Hotel, Nuwara Eliya
Hill Club Hotel, Nuwara Eliya
Dilmah Tea Trail Private Logging, Bogawantalawa Valley
Tri Lanka, Kogalle Lake, Galle
Amangalla, Galle
Galle Fort Hotel, Galle
Fort Printers, Galle
Sun House, Galle
Dutch House, Galle
Jetwing Lighthouse, Dadella, Galle
Apa Villa Illuketia Wanchawala, Galle
Amanwella, Tangalle
Anantara Peace Haven,Tangalle
Taprobane, Weligama
Apa Colombo House, Colombo
Cinnamon Grand Hotel, Colombo
Taj Samudra, Colombo
Galle Face Hotel, Colombo
RESTORANLAR
Aluwhihara Kitchens and Heritage Centre, Matale
La Langousterie, Mt.Lavinia
The Gallery Cafe, Colombo
Barefoot Cafe & Shop, Colombo
Thambapani Restaurant, Colombo
Mediteraan Restaurant, Colombo
KULÜPLER
Zanzibar, Colombo
Clancy’s, Colombo
H2O, Colombo
Kudos, Colombo
Ayurveda Merkezleri
Anarva Spa
Herbal Life Spa
Aspara Spa
Alışveriş
Sri Lanka çay ve baharın yanı sıra, balmumu ve rengarenk kök boyalar ile yapılan batikleri, tahta oymacılığı (özellikle şeytan figürlü maskeler), antikaları ve de
yakut, safir ve ay taşları, pirinç ve gümüş objeleri ile ünlü.
• Odel Home ve Beverly Street: Dekorasyon
• Barefoot: tekstil ürünleri
• Paradise: elişi ve antika
• Lanka Hands, Lakmedura, Lakpahana ve Laksala: pirinç ve gümüş objeler
• Vogue Jewellerys, Hemachandra’s, Earl’s Court, Zam Gems, ve Sifanis: mücevher
• Shoppe: Çay
• Baharat: Lakmedura
Zeynep Atılgan BONEVAL
Pingback: Yolculuk Terapisi | Yolculuk Terapisi