KARYA YOLU YÜRÜYÜŞ ROTASI

Doğada büyülenmek ve onunla bir olmak için gerçekten cennet gibi bir ülkemiz var.

Özellikle doğa yürüyüşleri yaparken denizin mavisini, ağaçların yeşilini, baharın cıvıl cıvıl renklerini, kokularını, seslerini içinize çekmek için yürüyebileceğiniz öyle çok rota var ki Türkiye’de.

 

Likya Yolu’nun 155 kilometresini, Karya yolunun da Selimiye, Söğüt, Taşlıca etaplarında 55 kilometresini tanamlamış bir doğa & yürüyüşsever olarak bu sefer rotamız Karya Yolunun Datça Yarımadasındaki 55 kilometresi.

 

Aslında rakamların, kilometrelerin hiç önemi yok, asıl önemli olan doğada ne kadar vakit geçirdiğiniz, onunla nasıl hemhal olduğunuz ve mümkün olan en uzun süre bütünleştiğiniz, zaman zaman deniz kıyısı kaya oluşumları arasından, zaman zaman ormanlardan yürürken size eşlik eden çamları, çiçekleri, kekikleri, arıları, kelebekleri, kaplumbağaları, inekleri, koyunları, fokları, karabaş, papatya, reyhan, gelincikleri, rüzgarı, güneşi, denizin iyot kokusunu, toprağın taze bahar kokusunu, gün doğumları ve batımlarını ne kadar içinize çekebildiğiniz.

 

Karya Yolu da işte tüm bunları yaşamak için biçilmiş kaftan.

Karia (Karya) Doğa Yürüyüş Rotası: Datça Yarımadası doğa ve yürüyüş severler için gerçek bir cennet. Akdeniz’den Ege’ye 820 kilomtetre uzanan Türkiye’nin en uzun mesafeli yürüyüş rotası olan Karia Rotası’nın başlangıcı Datça’dan. Kekik kokuları, badem çiçekleri, deniz ve orman manzaraları eşliğinde aşağıdaki rotalarda muhteşem doğa yürüyüşleri yapabiliyoruz:

1) Palamutbükü’nden Belen-Bağlarözü-Knidos’a,

2) Knidos’dan Değirmenbükü – Murdala’ya ve oradan Mersincik’e,

3) Körmen’den Kızlan’a,

4) Çakal Koyundan -Armonika-Çatı-Balıkaşıran-Beş’li Koyuna,

5) Kızılbük Koyundan -Domuzçukuru-Kargı’ya,

6) Emecik Dağından – Karaincir- Gebekum-Burgaz-Kumluk-Taşlık Koyuna,

7) Yanıkdağ, Cumalı Kocadağ 

  

Knidos Antik Kenti

Datça Yarımadasının en batı ucunda, denizin kıyısında dünyanın en görkemli ve büyüleyici antik kenti Knidos yatıyor Akvaryum gibi sularında denize kendinizi bırakıp, aynı anda güneşi batırıp ayı doğurabildiğiniz yegane antik şehir.

Yolu yapıldığı için ulaşım kolaylaşan Knidos’a çam ormanları, badem ağaçları, zeytin bahçeleri ve de soğumuş lavlardan oluşan kızıl, boz, siyah volkanik kayalar gibi doğa güzellikleriyle dolu bir yoldan ulaşıyorsunuz.

Knidos’ta ne yazık ki kısmen restore edilebilmiş bir antik şehir. Ancak zamanında yirmi bin ve on bin kişilik iki tiyatroya, pembe tapınak, kâinat tapınağı, Akropol, Nekropol gibi yapılara ev sahipliği yapan görkemli dev bir şehirmiş.

Bir efsaneye göre Knidos’lular karadan gelen istiladan korunmak için önce Balıkaşıran mevkiindeki kara parçasını kazıp, yarımadayı bir adaya dönüştürmeyi düşünmüşler. Bu zorlu kazılarda çalışanların ölümcül kazalar ve hastalıklar geçirmesi üzerine, Delphoi Tapınağı’ndaki kahin rahibeye başvurmuşlar. Aldıkları cevap ise, ‘Eğer Zeus gerek görseydi burayı ada yapardı’ olmuş ve bu hayali rafa kaldırmışlar.

1856-1858’de İngiliz arkeologlar kazılarda bulduğu heykel, kandil ve sikkeleri Londra’daki British Museum’a kaçırmışlar. Büyük tiyatronun mermer taşlarını ise Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa; Kahire’deki sarayının inşaatında kullanmış.

Tüm bu yağmalamalara rağmen tarih ve doğanın bütünleştiği Knidos hala deniz kıyısındaki en muhteşem antik kent.

Nekropol sahasının içinden geçen yolun son bölümünü aştıktan sonra Knidos’un teraslarına ve limanlarına hakim eşsiz güzellikteki manzara insanı büyülüyor. Ege’nin uçsuz bucaksız sularına bakan tepelerinden güneşin batışını izledikten sonra birkaç adım atıp, Akdenize açılan diğer limanındaki balıkçıdan ayın doğuşunu seyredebiliyorsunuz.

 

Ege, Akdeniz ve tabi ki Karadeniz’de dağları birlikte aştığımız Bukla Tur’a a ve Karia Yolunun en güzel noktalarını bize yürüten Gökay’a çok teşekkürler.

  

Karya Yolunda Yürüdüğümüz Diğer Rotalar

  • Antik Selimiye ve Yürüyüş Rotaları: Selimiye köyünün antik çağda ismi Hydas imiş. Bozburun Yarımadası’nda Loryma Kaisareia, Kastabos, Erine, Baybassos gibi antik yerleşimlerden biri olan Hydas’ta, Büyük İskender’in ölüm tarihi olan M.Ö. 323’te başlayan ve Yunanistan Yarımadası’nın Roma İmparatorluğu tarafından işgal edildiği M.Ö. 146’ya kadar devam eden Helenistik döneminden kalma tarihi kalıntıları hala duruyor. Selimiye köyünün güneydoğu tepelerinde, Erine – Baybassos yol güzergâhı üzerinde Helenistik dönem sur kalıntıları ve bu kalıntıların güneyinde kare planlı mezar anıtı, nefis manzaralar eşliğinde yürüyerek keşfe değer tarihi noktalar. Selimiye’nin en yüksek tepesi olan, Sarıkaya tepesinde ve Kızılköy mahallesinde 3 farklı kale kalıntısı yer alıyor. Ayrıca 3 km uzaklıkta Selimiye’ye yaklaşan teknelere yol göstermek amacıyla inşa edilmiş olan Gözetleme Burcu, Deniz Feneri, Manastır ve Tiyatro, antik kentin görülmeye değer tarihi kalıntıları arasında.

  • Amos Antik Kenti: Kumlubük’ün yanı başındaki Hisar Burnu tepesinde denizden 85 metre yükseklikteki ise Amos Antik Kenti yer alıyor. Karia uygarlığı zamanında, kara ve deniz trafiğini kontrol etmek üzere kurulmuş antik yerleşkenin, sur duvarları, tiyatro, tapınak, sarnıç, anıt ve heykel kaideleri, yerleşim ve tarım teraslarının kalıntıları hala duruyor. Burun boyunca tepeden denize paralel ilerleyen patikada yürüdüğünüzde kuş bakışı Kumlubük koyunu, burnu döndüğünüzde de Marmaris koyu, Milli Parkı, Şehri ve Keçi Adasını seyredebiliyorsunuz. Gerçekten enfes manzaralar.
  • Söğüt Yürüyüş Rotası: Yanyana iki koy olan Söğüt ve Saranda arasında, Keçibükü, Octopus, İşgali’den devam edip, zaman zaman taşlık sahilden zaman zaman çalılar arasında daracık toprak yoldan ilerleyen, Saranda koyundan önceki burnu tepeden seyrederek yürüyüp Saranda’ya indiğiniz daracık bir tarihi Karya yolu patikası var. Yürümek istediğiniz mesafe ve süreye göre gidiş dönüş 5-10 kilometre arası yürüyebiliyorsunuz. Yolda tarihi şapeller, denizin içinde kaya mezarları, kale kalıntıları, kayalar arasında gizli minik koylar göreceksiniz. Likya Yolu gibi biraz inişli çıkışlı, yer yer taşlık ve dar bir patika ancak gerçekten nefis manzaraları var.
  • Serçe Limanı – Bozukkale – Loryma Antik Kenti yürüyüş rotası: Serçe limanina aracınızı park edip taş patikada yürüyüşe başlayabilirsiniz. Gidiş dönüş 10 kilometre olan Bozukkale rotası epey inişli çıkışlı ve taşlık olduğu için gerçekten çok zor bir rota

Zeynep Atılgan Boneval