BİRGİ KÖYÜ

 

İzmir’e 124 km uzaklıkta Ödemiş ilçesine bağlı Birgi köyü, 5 bin yıllık tarihi, taş ve ahşabı özenle harmanlayan orjinal  mimarideki tarihi evleri, daracık sokakları, yemyeşil ulu çınarları, servileri, kestane ağaçları ile şiir gibi bir köy.

Minarelerin turkuaz ve turuncu mozaikleri, ulu çınarların renk renk yaprakları, iki ev arası gökyüzünü kaplayan asmaların gölgesi, dantel perdeler, ahşap kapıların, cumbaların, pencerelerin oyma ve süslemeleri, çeşmelerin kabartma desenleri ile tarihin içinde yürürken renk ve ışığın büyüsünü hissettiğimiz bir açık hava müzesinde gibiydik Birgi’de.

1996 yılında Sit alanı ilan edilmiş, 2012’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiş Birgi, bugüne kadar gördüğüm Türkiye’nin en güzel korunmuş, restore edilmiş tarihi köyü ve sürdürülebilir turizm projesi.

Köklü tarihi, köy yaşamı ve mimarisi arasında adeta zamanda kaybolup gittiğiniz Birgi, ÇEKÜL vakfının koruması altında olduğu için gerçekten çok özen ve titizlik ile restore edilen, 200’e yakın tarihi tescilli binasına titizlikle bakılan ve sahip çıkılan, ülkemizin en güzel köylerinden bir tanesi.

Sokakta evinin önünde oturmuş örgü ören teyzeden, kahvede sohbetteki amcalara, tüm köylülerin misafirleri güler yüzle, içtenlikle, sıcaklıkla karşıladığı Birgi, hafta sonu veya hafta içi, tarihi kasaba atmosferinde sakin ve sessiz bir kısa kaçamak yapmak isteyenler için zamanın durduğunu bir gizli sığınak adeta.

 

BİRGİ YOLCULUĞUMUZ

Biz bir kış günü Tire gezimizin sonrasında ziyaret ettik Birgi’yi. Tire’den Subaru Outback’imize atlayıp önce Ödemiş’e ardından da Birgi’ye 1 saat süren 42 kilometre yolculuğumuz boyunca güneş masmavi gökyüzünde parladı ve biz ovaları, ekili tarlaları,  yol boyunca sağlı sollu botanik ağaç ve fidancıların selvi, zeytin ağaçlarını seyrederek harika bir sürüş deneyimi yaşadık.

Kışın gittiğimiz için Birgi’nin gerçek yaşayanlarını görme ve tanıma şansımız oldu. Çünkü Birgi sokakları yaz günlerinde daha çok turistler ile dolarken, Birgil’iler çoktan bahardan bahçe ve yaylalara göç ediyormuş, kış gelince de yeniden Birgi’ye dönüyorlarmış. Hala halkı tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor Birgi’nin ve özellikle kestanesi ve inciri ile meşhur yöre.

 

Bir yandan da birçok tarihi konak, şehir dışından gelip, köye aşık olanlar tarafından satın alınarak restore edilmiş ve daha sakin bir hayat için buraya yerleşip yaz-kış Birgi’nin bir parçası olmuşlar. Şu anda kayıtlı nüfusu 2500 civarı olan Birgi köyü hafta sonları ve de özellikle yaz aylarında ziyaretçiler ile kalabalıklaşıyor.

Ulu Camii, Karaoğlu Camii ve Derviş Ağa Camii, İmam-ı Birgivi Türbesi gibi nefis camilere, Çakırağa ve gibi görkemli konaklara ev sahipliği yapan Birgi’nin sokaklarını ve dere boyu mahallesini yürümek gerçekten çok keyifli. Çınar altlarında yer alan köy kahvelerinde oturup, köyün yerlileri ile sohbet ederseniz, köylerini ne kadar çok sevdiklerine şahit olacaksınız. Birgi’nin sevecen ve güzel insanları, kendi köylerinin tarihi, doğası, kültürü ve değerlerine aşık. Özenle Birgi’inin üstüne titriyorlar. Ziyaretçiler ile sohbet etmekten mutluluk duyuyorlar, köyleri hakkındaki soruları gururla cevaplıyorlar ve misafirlerine çok sıcak ve içten davranıyorlar.

 

BİRGİ TARİHİ

Tarihi, verimli toprakları ve coğrafi konumu sayesinde, milattan önce 3000’lere dayanan Birgi, Frig, Lidya, Pers, Bergama, Roma, Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı’ya ev sahipliği yapmış. En görkemli dönemlerini Roma, Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlılar döneminde yaşamış. Antik dönemdeki adı Zeus’un kutsal yeri anlamına gelen Dioshieron, Ortaçağ’da İsa’nın şehri anlamına gelen Christopolis olarak anılan kutsal şehir, 1308 yılında Türkmen Aydınoğlu Beyliği himayesine girince, Aydınoğlu Mehmet Bey, Yunanca kale ve sur anlamına gelen “Pyrgion” kelimesinden türeyen Birgi ismini koyup burayı başkent ilan etmiş. Denizciliği ile meşhur, Aydınoğullarının 2. beyi Gazi Umur Bey dönemi Birgi’ye çok fazla mimari eser eklenmiş ve köyün nüfusu 8000’lere yaklaşmış. 1426 yılından sonra Osmanlı İmparatorluğuna dahil olan Birgi, hem Hristiyanlık hem de Müslümanlık dönemlerinde değerli ve önemli sayıldığı için birçok din ve bilim adamı burada yaşamış.

BİRGİ KEŞİFLERİ

Birgi Köyü, Bozdağ’ın serin yamaçlarında, içinden geçen dere sayesinde yemyeşil bir doğanın ve yüzlerce yıllık ceviz, kestane ve çınar ağaçlarının arasına saklanmış, sakin, huzurlu ve nostaljik bir gizli cennet.

Bölgenin altın çağını yaşadığı Aydınoğulları Beyliği döneminden kalma camileri, türbe ve medreseleri, taş konakları, sokak çeşmeleri ile her köşesi tarih ve yaşanmışlık ile dolu Birgi’nin sokaklarında geçmiş hikayelerin yankılandığını hissediyorsunuz adeta.

Yüksek taş duvarlı, alaturka kiremitli, ahşap kapı, cumba ve pencereli tarihi Birgi Evleri daracık taş sokaklarda bir tablo gibi yükseliyor. Birgi’deki tarihi evlerin zemin katları geleneksel tarzda taş örme, üst katları ise tamamen ahşaptan yapılan ve içlerinde büyük köşk odaları yer alan konaklar.

  • Ege’nin en eski camilerinden 1312’den kalma Türk-İslam mimarisinin çok güzel bir örneği olan Aydınoğlu Mehmet Bey Camii (Ulu Cami) köyün ana meydanında yer alıyor. Renkli çinilerle kaplı minaresini ve caminin hemen yanında yer alan altıgen şekildeki Aydınoğulları Türbesini mutlaka görün. Birgi’nin kurucusu Mehmet Bey’in 1334 yılında ölümünün ardından yaptırılmış olan türbe oğulları Gazi Umur Bey, İsa Bey ve Bahadır Bey’in tabutlarını barındıyor.
  • Mehmet Bey’den sonra beyliği yöneten Gazi Umur Bey, İzmir’de ilk Türk donanmasını kurmuş ve katıldığı deniz savaşlarında Haçlı, Venedik ve Ceneviz donanmalarına karşı büyük zaferler elde etmiş. İzmir’de Haçlılara karşı verdiği bir savaşta okla vurularak şehit edilen Gazi Umur Bey’in aynı heykelini de meydanda göreceksiniz.

  • Yine aynı meydanda yer alan Sultan Şah Türbesi, Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından, kız kardeşi Hanzade Hatun’un ölümü üzerine 1310 yılında yaptırılmış.
  • Hemen Ulu Cami’nin karşısında yer alan Aydınoğlu Hamamı’nın ise nefis bir ahşap işçiliği, ve süslemeleri var.

  • Birgi enfes konaklara ev sahipliği yapıyor. Bunların en görkemlileri 1761’de inşaa edilmiş Çakırağa Konağı, Sandıkoğlu Konağı ve Kerimağa Konağı. Üç konak ta restorasyonda idi bir gittiğimizde dışarıdan görebildik. Çakırağa Konağı dönemin toprak ağası ve deri tüccarı Şerif Ali Ağa tarafından inşa ettirilmiş. Göz kamaştırıcı ahşap oyma ve süslemelere sahip 3 katlı ve 14 odalı konak 1975 yılına kadar ev olarak kullanılmış.
  • Bugün Saliha Hanım Taş Konak oteline ev sahipliği yapan, 600 yıllık geçmişe sahip, Evliya Çelebi’nin Birgi ziyaretinde kaldığı ve Evliya Çelebi Evi olarak bilinen konağı mutlaka ziyaret edin. 1900’den beri aynı ailenin elinde olan konak, Saliha Hanım tarafından restore edilerek yaşanmışlıklar dolu bir hikaye evine dönüştürülmüş.

  • 15.yüzyıldan kalma Şeyh Muhiddin Hamamı (Derviş Ağa Hamamı ya da Çukur Hamam)’ın yanında Derviş Ağa tarafından 1657 yılında yaptırılan açık avlulu Derviş Ağa Medresesi ve camisinin ana giriş kapısı, Osmanlı oymacılık sanatının en güzel örneklerinden birisini sergiliyor
  • İmam-ı Birgivi Medresesi ise, Sultan II. Selim’in hocası, Birgili Ataullah Efendi tarafından 1570 yılında yaptırılmış. Ataullah Efendi Medresesi olarak da bilinen medresenin içinde Osmanlı hat sanatına dair çok güzel işler yapan bir dükkan buluyor. Ayrıca medresenin önünde Cumartesi günleri köylülerin yöresel mahsülleri, el işleri ve gözlemeleri sattıkları yerel bir pazar kuruluyor..
  • Birgi’nin Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan, tarihi gözetleme kulesi olan ongen planlı Bizans dönemine ait Küp Uçuranlar Kulesinin yer aldığı bahçedeki balkonundan köyü ve ovayı ayaklarınızın altına alarak seyredebilirsiniz.

  • Bıçakçı Esseyyid Hacı Ali Ağa tarafından yaptırılmış Koca Çeşme veya Bıçakçı Çeşmesi üzerindeki renkli kabartma desenleri ile çok güzel bir çeşme. Hala köyün işleyen bir çeşmesi. Aşpazar Çeşmesi, Kazım Dirik Paşa Çeşmesi, Akmescit Çeşmesi ve Çarşı Çeşmesi diğer güzel çeşmeler.
  • Tarihi 14. yüzyıla dayanan enteresan ve orjinal mimarideki Güdük Minare Mescidi, Karaoğlu Camii ve Şadırvanı, Sarı Berber Medrese ve Mescidi, Kale Medresesi, Sasallı Hamamı, Su Terazisi, Kurşunlu Camii, görülmeye değer cami ve türbeler.

  • Pazartesi günleri Birgi’de kurulan pazarda yöresel birçok ürünü direk üreticiden bulabilirsiniz. Eylül aylarında İncir ve İpek Böcekçiliği Festivali düzenleniyor. Ekim ve kasım aylarında ise kestane ve ceviz ağaçlarının hasat zamanına denk gelebilirsiniz.
  • Demirli Mağaza’dan ipek dokumacılığı ile meşhur Ödemiş’in ipek şallarından satın alabilirsiniz
  • Birge Köyüne 20 kilometrelik bir mesafede Gölcük isimli şirin bir göl ve göl kenarı mesire yeri var.
  • Birgi’ye 25 kilometrelik bir mesafede yer alan terk edilmiş hayalet köyü olan Lübbey Köyünü ziyaret edebilirsiniz.

 

  

 

 

BİRGİ LEZZET DURAKLARI

Birgi, köy yoğurdu, Bergama Tulumu, çamur peyniri, kestane ve cevizi, taze ve kuru inciri, eski taş fırınlarda birkaç gün kurutularak hazırlanan Besmet peksimeti, köylü kadınların döktüğü lokmaları, Bozdağ’ın karıyla karadut suyunu karıştırıp hazırlanan karadutlu kar helvası, ve de tam buğday ekmeği ile meşhur.  Ödemiş ise Türkiye’nin en lezzetli patatesini yetiştirmek ile meşhur. Ayrıca Ödemiş’in köftesi de çok meşhur.

Size önereceğimiz Lezzet Durakları ise:

  • Tarihi Meydan Kahvesi’nde oturup çayınızı kahvenizi yudumlarken köylüler ile sohbet edin.
  • Yöresel ve doğal mahsüller ve ev yapımı lezzetler ile köy kahvaltıları için Elif Hanım Konağı, Saliha Hanım Taş Konak, Ada Kız Köy Evi ve Papaz Deresi’ni öneririz.
  • Esnaf lokantası olan Baba Lokantası‘nda oğlak güveç, soğan yahni, Bozdağ patatesi ve tahinli baklava gibi yerel lezzetleri tadıp üstüne bir adaçayı için.
  • Otantik ve nostaljik bir atmosferde yemek yemek isterseniz Nar Danesi, ot kavurması ve katkısız nar suyu ile meşhur.
  • Meşhur Ödemiş köftesinin Birgi’deki en doğru adresleri ise, 1940 yılından itibaren hizmet veren Dost Ol Kebap ve Hurşit Kebap.
  • Tokoğlu Fırınından tam buğday ekmeği almayı unutmayın.

BİRGİ KONAKLAMA ADRESLERİ

  • Saliha Hanım Taş Konak
  • Birgi Ata Konağı
  • Cemile Sultan Oteli

 

Zeynep Atılgan Boneval