AYVALIK ROTALARI 1: Tarihi Ayvalık Kasabası 2 Günlük Yürüyüş Keşifleri

AYVALIK KEŞİFLERİ VE ROTALARI

Eğer kışın, ilkbaharda veya sonbaharda, deniz mevsiminin başlamamış/bitmiş olduğu dönemde Ayvalık’ta iseniz, Ayvalık’ı kendinize merkez alarak günübirlik sürüş ve yürüyüş rotaları belirleyip Eski Ayvalık, Cunda, Madra Dağları, zeytinci köyleri ve Kozak Yaylası, Bergama gibi civar keşifleri yapabilirsiniz.  Bizce zaten Ayvalık’ın en güzel dönemleri baharlar ve kış ayları. Çünkü Ayvalık ve civarı yazın çok kalabalık oluyor. Ancak eğer yaz aylarında Ayvalık’taysanız, ve deniz keyfi yapmak istiyorsanız Cunda’da kalmayı tercih edebilirsiniz.

 

Tarihi Ayvalık Kasabası  2 Günlük Yürüyüş Keşifleri Rotası

Adım Adım Tarihi Ayvalık Sokakları

Ayvalık’ı keşfetmenin en güzel yolu tarihi taş Rum evleri ile bezenmiş sokaklarda yürümek. Sokakların bir kısmı trafiğe kapalı olduğu ve mimarinin, sürpriz keşiflerin tadı en güzel yürüyerek dolaşırken sürülebildiği için kendinizi Ayvalık sokaklarına teslim edebilirsiniz.

(Ben rotayı 2 günlük belirttim ancak Ayvalık’ta keşfedecek ve yaşanacak o kadar çok şey var ki,  hepsini yapmak daha fazla zaman alabilir) 

Benim tarihi Ayvalık’ta sokaklarında dolaşmayı en çok sevdiğim mahalleler; Sakarya, İsmet Paşa ve Macaron Mahalleleri.  

Aralarında kalan Fevzipaşa Mahallesindeki Talatpaşa Caddesi ve onu kesen sokaklar ise hem Ayvalık lezzet alışverişleri ve esnaf lokantalarına ev sahipliği yapıyor.

Yanyana olan Sakarya ve İsmet Paşa Mahallelerindeki; Cumhuriyet Caddesi, İsmet Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi, 2.Fethiye Caddesine, ve de Macaron Mahallesindeki Barbaros Caddesi ve 13 Nisan Caddesi ve onları kesen daracık sokaklara girip çıkmak, bazen kaybolduğunu zannetsen de mutlaka tanıdık bir yeri yeniden bulmak gerçekten çok keyifli.

Son dönemlerde Sakarya Mahallesi, Macaron ile Ayazama arası ve 13 Nisan caddesinin tatlı yeni işletmeler ile daha da canlanmış olduğunu fark ediyorum.

İlk gün Sakarya, İsmet Paşa, Fevzipaşa Mahalleleri, 2.gün ise Macaron Mahallesii ve 13 Nisan caddesini keşfedeceğiz.

Evet ver elini eski Ayvalık…

1.Gün Sakarya, İsmet Paşa, Fevzipaşa Mahalleleri

Keşiflerimize Sakarya Mahallesinden başlayalım.

İlk adres DEM Green. Demet Yavuz’un kurucusu olduğu Dem Green, Kuzey Ege’de denizden esen rüzgarları ve ürünü besleyen toprakları ile Pelitköy civarında kendi zeytinliklerinden topladıkları ve özenle seçip rafine ettikleri zeytinyağlarını sattıkları dükkan. Sağlıklı ve lezzetli zeytinden elde edilmiş doğal zeytinyağı arayanlar için doğru adres.  Cumhuriyet Cad. 226A

Güne güzel bir kahve ile başlayalım diyorsanız, adresiniz nefis 3. dalga kahveler sunan Crow Coffee & Roastery. Özenle kavurdukları ve demledikleri kahveleri ile tam bir müdavim adresi Crow. Ayrıca Ayvalık’ta birçok kafe ve restoran kahvesini buradan alıyor. Sakarya, Cumhuriyet Cd. No:218,

Ardından ilerlerken solunuzda hediyelik eşya dükkanı Magic Ayvalık, sonra da sağınızda Tia Wine House gelecek.

 

Sonra adresiniz Moyy Atölye. Yıllardır Fırtına Vadisindeki Moyy Kafe ve Atölyeye gitmek isterim. Ancak Karadeniz seferlerim hep Şavşat ve Macahel’e oldu, ve Fırtına Vadisi hala kısmet olamadı.  Neden mi Moyy’u görmek ve yaratıcısı Özlem Hanım ile tanışmak istedim? Çünkü yıllar önce tüm hayatını değiştirecek şekilde vadiye taşınacak kadar cesur, bulunduğu köye, vadiye, insanlarına, kültürüne, doğasına değer katmak üzere, kayıp zamanın izinden giderek bölgedeki eski işçilikleri, materyallerin hikayelerini bir arkeolog gibi kazarak, yeniden –modern yaşama adapte edilmiş şekilde- hayat bulmalarını sağlayacak kadar yaratıcı ve kıymetli bir kadın olduğu için. Ve sonunda Fırtına Vadisinde olmasa bile Ayvalık’ta tanışma fırsatı buldum Özlem Hanım ile. Çünkü Fırtına Vadisine kardeş gelen Ayvalık Moyy Atöyle ile Özlem Hanım’ın artık bir ayapı Karadeniz’de bir ayağı Ege’de. Ayvalık Sakarya mahallesinde tarihi bir köşe binada yer alan ışıl ışıl Moyy atölye & kafe, bir yandan kendi üretimi olan diğer yandan yerel üreticiyi destekleyen, bakmaya, dokunmaya, koklamaya doyamadığınız tasarımları sunan bir harikalar diyarı.

Anadolu ve Karadeniz kültürüne ait değerlerin yeniden yorumlanarak modern zamana uyumlandığı bu atölyenin, en iç huzuru veren ve mutlu eden tarafı ise tüm ürünlerin hammaddelerinin doğal olduğunu, adil ve lokal ekonomiyi destekleyecek şekilde üretildiğini bilmek. Doğal olarak üretilmiş elbise, pantolon, sort, bluz, kimono gibi kıyafetler, şallar, çantalar, tikina (sırt çantası),  şamdan, el doukması sofra servisleri, peçete, bardak altlıkları, ekmek, çay torbaları,sepetler, semli tabureler, tütsülük ve hatta dönem dönem yöresel bal bile bulabildiğiniz Moyy Atölye’nin internet sayfasından da sipariş verebiliyorsunuz. Ancak öyle duyarlı bir tasarım atölyesi ki, internet misafirlerini karbon ayakizini düşünerek alışverişlerini yapmaya yönlendiriyor.  Ayrıca blog’unda Feretiko (yurtdışında Trabzon keteni, yurt içinde ise Rize Bezi olarak da geçen) antik kumaş üretim geleneği, sepet örücülüğü, el örücülüğü gibi zanaatler hakkında kadim bilgiler paylaşıyor. Zaman zaman Karadeniz’de Fırtınada Yenilen isimli kişisel bakım kampı gibi veya Trata Ayvalık ve Orman Cunda’yı Fırtına’ya taşıyarak Karadeniz’de Ege esintisi estirecek etkinlikler düzenleyen Özlem Hanım eminim Ayvalık’ta da iki bölgeyi buluşturacak benzer etkinlikler yapacaktır. Ayrıca Özlem Hanım Ayvalık’ta bulunduğu dönemlerde Çamlıhemşin’e 5 dakika uzaklıktaki Aşağı Vice dağ köyünde minik bir ahşap ev deneyimi sunmak üzere Moyy Mini Cabin’I konaklamak isteyenlere kiralıyor.

Ülkesinin kaybolmaya yüz tutan değerlerine sahip çıkarak bizlerle buluşturmak için bu kadar çok emek ve özen gösteren bir kadın girişimciyi ve duyarlı insanı takdir etmemek mümkün değil.

Zaten Moyy atölye kendisini şöyle özetliyor: ‘eskiye dair sevdiğimiz herşeyin yeni hali’. Özlem Hanım’ın dilinden Moyy Atöyle: Fırtına Vadisi’nden hareketle, Anadolu’nun el zanaatlerinin günümüz ihtiyaçları doğrultusunda yeniden can bulması fikri ile şekillendi Moyy Atöyle. Yok olmaya yüz tutmuş pek çok zanaati tekrar kullanıma sunarak, el emeğinin hakettiği değer ile buluşmasına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Birkaç yıldır izini sürdüğümüz Feretiko (kendir kumaşı) dokuması başta olmak üzere; atölye çatısı altında, el örgüsü, porselen, ahşap gibi alanlarda yerel üreticilerle çalışarak, bugünden yarına miras kalacak nitelikte ürünler üretiyoruz. Bir zamanlar saray giysilerinin dokunduğu Feretiko’nun topraktan başlayan üretim sürecini yeniden başlatmak, uzun vadede gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimizin başında geliyor. Kendir aynı zamanda doğal ve geleneksel arıcılık için çok gerekli bir bitkidir. Bu hedefe ulaştığımızda Moyy Atölye’nin çok önemsediği karakovan (geleneksel arıcılık) ürünlerinin sürdürülebilirliği de desteklenmiş olacaktır. Moyy Atölye olarak, kitlesel tüketim alışkanlıklarına alternatif, adil, doğru ve kaliteli bir üretim şekli öneriyoruz. Ürünlerimizin büyük çoğunluğu Hemşin ve civarında yaşayan kadınlarla ortak çalışma yürütülerek üretilmektedir. Amacımız özellikle kadınların yerel kalkınmadaki liderliklerini güçlendirmek, yerel ekonomiyi desteklemektir. Satın almış olduğunuz ürün, günlük yaşamınızın bir parçası olurken, gelecek kuşaklara miras bırakabilmeniz için, elde, zaman ve mekan kaygısı olmadan, özenle üretilmektedir. Ekolojiye, insan doğasına ve diğer tüm canlılara saygıyla üretilen bu özel ürünlerin yaşamınıza mutluluk ve değer katması dileğiyle…

 

 

 

Şimdi Cumhuriyet Caddesinden biraz sahile doğru ilerleyelim ve 2024’te açılan Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesini gezelim. Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi, Ayvalık’ın en önemli endüstriyel miraslarından biri olan 200 yıllık geçmişe sahip tarihi zeytinyağı fabrikasının kapsamlı bir restorasyonuyla müzeye dönüştürüldü. Müze çok zevkli bir mimari ve iç mimari, kara ve deniz taşıtlarına meraklılar için çok güzel bir koleksiyon seçkisi sunarken, ve de ara ara pencerelerden sergilediği Ayvalık deniz ve sahil manzaları ile insanı büyülüyor.

Giriş katında klasik otomobiller, motosikletler, bebek arabaları, buharlı makine modellerinden oluşan kıymetli objeler yer alırken, binanın üst kat sergileme alanında ise lokomotif modelleri, porselen objeler, oyuncaklar ve denizcilik ile ilgili objeler bulunuyor. Ayrıca Ayvalık’a ait arkeolojik eserler sergileyen minik bir bölümü de var. Deniz kıyısında ki kafesi de denize nazır kahve keyfi veya yemek molası için harika. Müze Pazartesi günleri hariç, 10.00–17. 00 saatleri arasında ziyarete açık. 26031 sok No:8,

Şimdi istikamet Sakarya Mahallesinden İsmet Paşa Mahallesine doğru ilerlerken, Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi üzerindeki harika bir keşfimiz: La Maison de Barbara. Burası bir sanat evi. Eski bir deri yıkama atölyesinden kalma tarihi bina, Şerif Kaynar tarafından satın alınıp, mimar Fırat Aykaç ve tasarımcı Tulya Madra tarafından çelik konstrüksüyon, beton, sarımsak taşı ve zeytin ağacı kullanılarak, 13 metre tavan yüksekliğinde muhteşem bir sanat evine dönüştürülmüş. Şerif Kaynar’ın hayranı olduğu 1930-1997 yılları arasında yaşamış Fransız piyanist şarkıcı Barbara’ya adanmış bu mekan, farklı sanatçılara bir süre çalışma ve yaşama alanı olarak ev sahipliği yapıyor.  Yerli ve uluslararası tüm disiplinlerdeki sanatçılara, yazarlara, müzisyenlere, akademisyenlere, kuratörlere ve kreatif kişilere açık olan bu ‘Residency’ programı kapsamında seçici komite tarafından seçilen sanatçılar, 3 Katlı 80m2’lik ana bina, 35m2’lik avlu ve 30m2’lik stüdyo alanında, 5 hafta ile 16 hafta arasında konaklayıp sanat çalışmaları gerçekleştiriyor, ve kendi eserlerinin yanı sıra evden ayrılmadan Barbara temalı bir eser bırakıyorlar. Bu güne kadar Barbara Fuat Çağatay, Seçil Erel, Mahmut Celayır, Aslı Kutluay, Barış Sarıbaş, Larissa Araz’a ev sahipliği yapmış.  (Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi No.162)

Kahve molası vermek isterseniz adresiniz az ilerideki Gri Alan Sanat Galerisi ve Kafe / GREY ZONE. Tarihi tek katlı bir Rum taş binasının modern restorasyonu olan bu keyifli kahve evinde kahvenizi yudumlarken, içerideki sanat eserlerine göz gezdirebilirsiniz. İster önünde ister asmaların altındaki karşı bahçesindeki masalarında ya da içeride taş duvarları arasında, Kolombiya kahveleri ağırlıklı kahve çeşitlerini içip, özel tatlılarını da deneyebilirsiniz. Ancak Gri Alan asıl akşamları müdavimlerin gözde bir buluşma adresi.    Cumhuriyet Cad. 118

 

Gelelim Ayvaklı’ta en sevdiğim dükkana. Cumhuriyet Cad. No:50 adresine denk gelen minik bir meydanda yer alan Gazozcu Faik’in eski bakkal görünümlü dükkanına bir göz atmayı ihmal etmeyin. Her yerinden farklı birşey sarkan hırdavatçı gibi gözüken dükkanın sahibi Faik, gerçekten nüktedan bir şair. Ürünlerin üzerindeki yazıları okursanız anlayacaksınız. Ayvalık için yazdığı şiiri sorun kendisine, göstersin, nasıl bir Ayvalık gönüllüsü olduğunu anladığınızda gözleriniz dolacak.

 

Meydanın köşesinde yer alan Ayvalık Meyhanesi de günlük taze mezeleri ve deniz mahsulü ağırlıklı lezzetleri ile keyifli bir akşam yemeği durağı.

 

Ardından karşınıza Evin Kitabevi çıkacak. Sıfır ve ikinci el original kitaplar satan bu kitap evi, özellikle üniversite öğrencileri için askıda kitap uygulamasıyla ve de kitaplar, yazarlar hakkında sohbet edebileceğiniz bir mekan olmasıyla kalbimizi fetheden bir kitapçı. Cumhuriyet Cd. No:66

Ve hemen ileride Now Coffee’yi göreceksiniz. 80 yıllık bir kıraathane yine benzer bir tarihi kıraathane atmosferi ile kafeye dönüştürülmüş, ahşap masa ve sandalyeleri, ferah atmosferi ile geçmiş ve geleceği buluşturuyor, Tarihi çınarın altındaki bahçesinde hem yerliyi hem de Ayvalık’ı ziyaret eden turisti birlikte barındırıyor. Modern veya trend olma kaygısı yerine ufak tefek iyileştirmeler ve konforlar ile tarihi yaşatan yerleri seviyoruz. Cumhuriyet Cd. No:62

 

 

 

Az sonra karşınıza Küçük Han çıkacak. Ayvalık’ın İsmet Paşa mahallesinde 19. yüzyıl ortasında inşa edilmiş Küçük Han, kentin yeniden ‘agorası’ olmayı kendine mesele edinerek, İnci Vural tarafından kente yeniden kazandırılmış.  Küçük Han, bir yandan dükkan, kafe, bistro, ofislere diğer yandan da sergi, film gösterimi, söyleşi ve sanat performanslarına ev sahipliği yapıyor. Küçük Han açılışını 2 Eylül 2022 tarihleri arasında Beral Madra’nın sanat danışmanlığında, Ayvalıklı sanatçıların eserlerinin yer aldığı “Kayıp Zamanın İzinde” sergisi ile yapmış. Küçük Han bünyesinde:

  • Kaçkar Dağları’ndan doğal ve sağlıklı gıda & tasarım ürünler ve sürdürülebilir yaşam gereçleri satan, bir diğer şubesi Çamlıhemşin Çinçiva köyünde yer alan Peri Dükkan,
  • artizan çikolata ve tatlılar satan Navu Chocolate çikolata dükkanı ve pastanesi,
  • el yapımı seramikleri ve seramik atölyeleri ile renkli ve cıvıl cıvıl bir durak olan Yasemin Atasel Seramik,
  • Kidonya zeytin ve zeytinyağcısı,
  • Kuca Atölye, Botanik Akademi ve Pizza Teoyer alıyor

 

 

 

Ardından rotamız Taksiyarhis Kilisesi Anıt Müzesi. Rumca ‘Baş Melek’ anlamına gelen Taksiyarhis Ayvalık’ın ilk ve en eski kilisesi. Taş duvar ve ahşap sütunlu dış yapısı çok mütevazi olsa da, neo-klasik stilde zarif ve ihtişamlı iç mekanı ve Hz. İsa’nın yaşam hikayesinin anlatıldığı ikonaları oldukça etkileyici. Kilise ilk olarak 15. yy.’da küçük bir kilise olarak inşa edilmiş. 16.yy sonu ile 17.yy başında bir Rum yerleşkesi olarak Ayvalık epey gelişince, kilise 1753 yılında büyütülmüş. 1844 yılında ise yeniden inşa edilmiş. Ancak birçok deprem geçirmiş olduğun için ilk döneminden geriye eser kalmamış.

Bemanın üzerindeki Pavlus ve Petrus’un binanın tanrıya sunumu freskosu ve güney bahçe girişinin üzerindeki 1753 tarihli kitabe, 2. dönemden kalma eserler. Girişin üzerinde yer alan 1844 tarihli kitabe ise kilisenin 3. dönemine ait. Kilise Kurtuluş Savaşından sonra tekel deposu olarak kullanılmış, 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu tamamlanmış ve 2013 yılında müze olarak faaliyete geçmiş.

 

Şimdi istikamet Ayvalık’ta hala camii olarak işlev gören iki görkemli kilise binası.

 

İlki Saatli Cami. Ayvalık’ın ekonomik olarak en güçlü olduğu dönemlerde 1870 yılında Agios Yannis Kilisesi olarak Rumlar tarafından inşa edilmiş. 1928 yılında mübadele sonrası camiye çevrilip içindeki Hristiyanlık dinine ait freskolar silinmiş.

İhtişamlı yapının yüksekliği 24 metre, saatin yer aldığı çan kulesinin yüksekliği 24 metre, ve sonradan eklenen minarenin yüksekliği ise 44 metre. Bahçesindeki çamlar ve çınarların arasında upuzun yükselen çan kulesi ve minare görkemli bir görüntü sergiliyor.

 

Diğeri ise Çınarlı Camii. Hamdibey Mahallesi’nde doğru ilerlediğinizde Alibey caddesinde yer alan kilise, yine Ayvalık halkının ekonomik ve siyasal yönden en güçlü olduğu dönem olan özerklik döneminde inşa edilmiş ve 1790’lı yıllarda tamamlanmış.

3 dönümlük bir bahçede 600 metrekarelik bir alana Yunan Haçı şeklinde 30 metre yüksekliğinde inşaa edilen kilise gerçekten kocaman ve ihtişamlı bir görüntü sergiliyor. Kilise 1923 yılında camiye çevrilince müezzin mahfili ve mihrap eklenmiş.

Saatli Cami’nin hemen arkasındaki aralıkta yer alan  Moka Seramik, nefis el işi seramikleri ile bir ziyareti hak ediyor. Muradiye Çarşı Ar. No:5

 

 

Şimdi yolumuz Ayvalık’ın köklü lezzet esnafının ve duraklarının bulunduğu trafiğe kapalı Talatpaşa Caddesi’ne doğru.

Eğer Ayvalık’ın meşhur lor tatlısından almak istiyorsanız adresiniz ya İmren Pastanesi ya da Güler Tatlıhanesi:

Tarihi lor tatlısı durağı İmren Pastanesi. Günlük tazecik yapılan lor tatlısını yazları sakızlı dondurma ile servis ediyorlar ve Ayvalık’ta sakızlı dondurmayı ilk kez yapan yer burası. Damla sakızlı kurabiyeleri de harika. (Talatpaşa Cd. No:45)

1946’dan beri lor tatlısı ve lor kurabiye dendiğinde akla gelen ilk yerlerden birisi Güler Tatlıhanesi. En önemli özelliklerinden biri kurabiyelerde karbonat yerine kül suyu, şeker yerine ise üzüm suyu kullanmaları. Midilli Adası’ndan getirdikleri sakız da kurabiyelerine lezzet katıyor. Ayrıca tuzlu ile tatlıyı nefis bir şekilde harmanlayan şerbetli böreklerinin de tadına bakın (Talatpaşa Cd. No:34)

Benim eşimle favori lor tatlısı durağımız İmren, ailemizin ki de Güler, bence ikisi de harika.

Zeytinyağı ve Zeytin alışverişiniz için ise adresiniz Süner Pasajı girişindeki Kürşat Zeytincilik. Girit’te Ayorya köyünde uzun yıllar zeytincilik ve zeytinyağcılık ile uğraşmış, Sardunya adasından getirdikleri özel toprak ile yaptıkları sarnıçlarda beklettikleri zeytinyağları Avrupa’nın birçok yerine ihraç etmiş bu zeytinci aile, 1923’de mübadele ile Ayvalık’a yerleşmesi ve 1931’de eski aile geleneklerini devam ettirmek üzere fabrikasını kurmuş. Kuşaklardır devam eden bu özen ve titizliğin ürünü olan zeytinyağları gerçekten çok lezzetli. Her birinin farklı bir hikayesi olan sabunları da harika, Dükkanda ayrıca seramik sofra ve mutfak elemanları, ahşap ürünler, ev tekstil ürünleri de var.(Gümrük Caddesi, Süner Pasajı Girişi) Biz Kürşat zeytinliklerinde, Zeynep ve Ali Kürşat’ın rehberliğinde nefis bir ‘zeytin hasadı’ deneyimi yaşama şansını bulduk. Zeytin Köyleri yazımızda hasat hikayelerimizi ve fotoğraflarımızı bulabilirsiniz.

Zeytin, taze lor, süzme yoğurt, Ayvalık sepet peyniri, kelle peyniri, isli peynir gibi mandıra ürünleri, enginar, sabun ve çam fıstığı alışveriş için ise adres Sarıbaş Mandıra (Fevzipaşa cad. bedesten ici no:15/16) Başka bir güzel peynirci ve süt ürünleri adresi ise bir arka sokakta yer alan Kocabaş Mandıra

Bu arada pasajın içindeki Eflatun Kitap & Kahve’den kitap, Mayhoş Bakkal’dan doğal lezzet ürünleri alabilirsiniz 

Şimdi istikamet muhteşem porselen tasarımları ile gönüllerimizi ve sofralarımızı fetheden Santimetre Porselen. Tulya Madra ve Fırat Aykaç tarafından kurulan Santimetre’de her biri muhteşem renklerde ve tasarımlarda, nevi şahsına münhasır gündelik kullanıma uygun kahve bardaklarından sütlüklere, kaselerden kupalara, tabaktan sürahiye, harika porselen ürünler var. Az ama öz üretmeyi tercih eden, bu sebeple de ufak adımlarla öğrenerek büyümeyi sembolize eden Santimetre ismini almış. Eskilerden esintiler taşıyan tasarımları ile hikayesi olan objeler yaratıyorlar. Mesela sapı zeytin ağacı dalından oluşan kahve cezvesinin hikayesi mart ayı ve sonrasında yapılan zeytin ağacı budamalarından elde edilen birçok zeytin ağacı dalının yakılmaya terk edilmesine isyanlarından çıkıyor.  Bu yaratıcı koleksiyonda bakır cezvelerden plastik kaplara, cam bardaklardan metal içki mataralarına, gümüş tepsilerden emaye ibriklere kadar geniş bir yelpazeye uzanan mutfak ürünlerini porselen olarak ve çeşitli renk seçenekleriyle bulabiliyorsunuz. (Talat Paşa Cad. Eminzade İşhanı no: 52/2)

Santimetre’nin yanı başında yer alan N.Ç. ahşap torna atölyesi ise nefis ahşap işler bulabileceğiniz bir adres. (Talat Paşa Cad. no: 52/A)

Ev dekorasyon ve tasarım ürünlere meraklılar için konsept mağaza olan Kiaya ise başka bir harikalar diyarı. (Atatürk Blv. 2. Sk. No:19) 

Şimdi adres Ayvalık’ın en önemli ve değerli kültür durağı Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi. Kısaca AIMA olarak bilinen bina, 1988 yılından bu yana üst düzey müzik eğitimi veriyor. Yerli ve yabancı müzik öğretmenleri tarafından verilen müzik uzmanlık kursları ve ustalık programları düzenliyor. AIMA ustalık eğitimi yanında Ayvalık yöresindeki genç müzik meraklılarının keman, piyano gibi müzik aletlerini çalmayı öğrenmelerini de sağlıyor. Tınçay ve Haluk Barutçuoğlu’nun, müzik okulu olarak kullanılmak şartı ile Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı’na bağışladığı deniz kenarında bahçe içindeki 3 katlı eski Rum evi, değerli Türk yazarımız Sabahattin Ali’nin kızı Prof. Filiz Ali’nin önderliğinde programlarını yürüten ve bağışlar ile yaşayan bir akademi. Keman ve piyano seslerinin eksik olmadığı bina yazları Taksiyarhis Kilisesi ile birlikte Klasik Müzik Festivali kapsamındaki konserlere de ev sahipliği yapıyor. Biz AIMA’da Nisan ayında, kemanda Nilgün Yüksel ve piyanoda Barış Büyükyıldırım’I dinleme şansına eriştiğimiz nefis bir bahar konserine denk geldik. Hem konser hem de konser sonrasında, Sızma Han Hande Solakoğlu’nun elinden çıkan atıştırmalık lezzetler ve Ma’adra Şarapları ikramları eşliğinde Ayvalık’a gönül vermis sanatseverler ile sohbet etmek çok keyifli idi.

Ve Ayvalık’ın artık çok önemli bir geleneği Ayvalık Uluslararası Film Festivali radarınıza almanızı tavsiye ettiğmiz bir festival. Zamanı her yıl değişebiliyor, 2024’te Haziran’da gerçekleşecek. 2023’te Seyir Derneği’nin 14-19 Eylül tarihleri arasında düzenlediği festivali, yönetmenler, oyuncular, yapımcılar, basın, sinema sektörü temsilcileri ve öğrencilerden oluşan 200 konuğu ağırladı, 8000 izleyici salonları doldurdu. Aralarında Tükiye’de ilk kez gösterilen birçok uzun metraj, kısa ile belgesel filmlerin de olduğu 57 film gösterimine ev sahipliği yapan festivalde, gösterimlerin yanı sıra film ekipleri seyircilerin sorularını yanıtladı, filmlerin temalarından hareketle konuşmalar düzenlendi, Genç Sinema programı kapsamında 30’dan fazla öğrenci Ayvalık’ta hem atölyelere katıldı hem festivalde gönüllü çalıştı ve Seyir Çocuk Günü ilk kez gerçekleştirildi. Film seçkisi, Ayvalık Belediyesi Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi, Sanat Fabrikası Tiyatrosu, Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro, ASKEV ve Eski Köylü Pazarı Meydanı’nda gösterildi.

Son olarak da Sezai Ömer Madra Tarihi Zeytinyağ ve Sabun Fabrikası’nın muhteşem tarihi binasını dışardan görmenizi öneriyoruz. Kuşaklardır zeytinyağı üretimi ve ticareti ile uğraşan Madra Ailesinin dedeleri Sezai Ömer Bey 1919 yılında Midilli adasından Ayvalık’a gelip deniz kıyısındaki yağ ve sabun fabrikasını kurmuş. Şimdi içerisi boş olan bu görkemli bina, zamanında zeytinyağı ve sabun fabrikaları ile dolu olan Sakarya mahallesini gözünüzde canlandırmanız için ideal bir örnek.

Günümüzü bitirdik. Akşam veya gündüz başka nerede yemek yiyebiliriz diye sorarsanız, hem akşam yemeği için en güzel önerilerimizi hem de gündüz için bu yazıda  belirttiğimiz durakların haricinde Ayvalık’ın en iyi gastronomi deneyimleri ve lezzet durakları önerilerimiz www.yolculukterapisi.com/ayvaliklezzetduraklari yazımızda bulabilirsiniz.

2.GÜN TARİHİ AYVALIK SOKAKLARI YÜRÜYÜŞ ROTASI

Bugün rotamızda Barbaros Caddesi, Antikacılar Sokağı, Macaron Mahallesi ve 13 Nisan Caddeleri üzerinde harika duraklar var.

Sabah Barbaros Caddesi üzerinde yürüyerek tasarım, sanat, antika dolu başlayalım güne.

Ayvalık’ın en sevilen adreslerinden birisi ahşap el işleri dükkanı Gülen Odun. Buradan bir ahşap kaşık, ahşap peynir tahtası, bardak altlığı, kitap ayracı almadan çıkmayacaksınız çünkü zeytin ağacından el yapımı tüm ürünler çok güzel.  (Barbaros Caddesi Cikmaz Sokak No:3)

Barbaros Caddesi üzerinde ilerlerken ara sokakta Sanat Fabrikası Tiyatrosu’nu göreceksiniz. Tarihi bir zeytinyapı fabrikasından tiyatroya dönüştürülen bu binanın orijinal bacası hala ayakta ve seyirlik. Burada gerçekleşen tiyatro ve dans gösterimlerini takip edebilirsiniz. (Barbaros Cd. 4. Sk. No:2)

Sanat Fabrikasının hemen karşısında yer alan Alpimona’da Aygen Köse’nin önlükleri, mutfak tekstil ürünleri, yastıkları, el yapımı bez bebekleri ve Füsun Aydınlık’ın el boyama taş ve taş takılarına bir göz atın mutlaka.

Ardından sanata, tasarıma ve eğitime destek derneği olan Destek Tasarım Akademisi’ne uğrayın. Film gösterimleri, resim, heykel ve fotoğraf sergileri, müzik dinletileri, söyleşi ve atölyelerin gerçekleştiği, sanatçıların eserlerini bağışladığı koleksiyonun satıldığı ve derneğin işletmesi olan Kafedemia isimli kahve evinden elde edilen gelirlerin derneği desteklediği bu mekan, kültür ve sanata destek olmanız için biçilmiş bir kaftan. (Barbaros Cad. 46-48)

Yanıbaşında 2023’te açılan Ivy Wine & Coffee & Hotel ise kahve, şarap eşliğinde peynir tabağı ve makarna, bira eşliğinde atıştırmalıklar için ideal bir bar & bistro.  Barbaros Caddesi no:48

Şimdi biraz antikalara göz atma zamanı. Barabros Caddesi 9. Sokaktaki ‘Antikacılar Sokağı’nda yer alan Antiklopedi, Çingene Antik, 1903 Antik, Küf ve Cafe’S gibi dükkanlarda Eski Rum evlerinden çıkan ahşap, cam, demir mobilya, sehpa, kapı ve objeleri bulabilirsiniz.

Cafe’s antikacı olmasının yanı sıra nefis bir meyhane. Meltem Hanım ve Servet Bey’in özenle hazırladıkları Otlu Balık Mücveri, Zeytinyağlı taze bakla-domatesli zeytinyağlı biber kavurma, bol soğanlı pazı kavurma, Kaz ayağı, Kereviz Salatası, Pırasalı Arnavut böreği-Fellah Köftesi-Fava-Alman usulü patates salatası-Zeytinyağlı bal kabağı ve Gömlek pilavı (Ciğer sarma) gibi enfes yerel lezzetleri ve de yemek atölyeleri ile Ayvalık’ın çok özgün ve değerli bir adresi (Barbaros Caddesi 5.sokak No:11).

Ayvalık’ın çok sevdiğim adreslerinden birisi de İspanyolun Atölyesi. Veya ‘Taller de Ana Gonzalez’. Seramik sanatçısı İspanyol Ana Gonzalez’in rengarenk birbirinden güzel seramik el yapımı işleri gerçekten enfes. Barbaros no. 146

Barbaros Caddesi üzerinden devam ederek Macaron Mahallesi’ne adım attınız. Türkçe karşılığı Mercanköşk anlamına gelen Latince Marjoram kelimesinden türetilmiş kekik ailesinden bir bitki türü, Rumcada Macaron haline dönüşmüş. Bu mahallede vakti zamanında çok yetiştirildiğinden mahalleye Macaron deniliyor. Ayrıca Girit Mübadilleri tarafından bu bitkiye (kahveye de konulduğu için) ‘‘Kahve kokusu” da denilirmiş. Ayvalık’ın en eski bölgelerinden biri olan Macaron, 100-150 yıllık Neo-Klasik üslupta Sarımsak taşından yapılmış tarihi taş evleri ve dar sokaklarıyla geçmişin izlerini hala yaşatan bir mahalle.  Çocukluğumun yazlarının geçtiği, rahmetli babaanne ve dedemin eski Rum evinin olduğu mahalle de burası.

Sağınızda Ayvalık Tavanarası 2. el dükkanı çıkacak. Önce bir vitrini inceleyin. ‘Yürümeyen herşey satılıktır’, ‘Didikleyin’ gibi nüktedan tabelaları ve camın içinde kıvrılmış kedisi ile yüzünüze gülümsemeler yayacak bu küçük dükkan, tam bir antika harikalar diyarı. Barbaros Caddesi No:72

Barbaros caddesi üzerinde ilerlediğinizde harika kokuları ve tatları ile sizi cezbedecek Artizan Bakkal‘ı fark etmememiz mümkün değil. Burada ekşi mayalı ekmek, kurabiye gibi ev yapımı ürünler, mercan köşklü sepet peyniri, zeytinyağı ve zeytin, bahçe meyvesi ve reçelleri bulabilirsiniz. Bu lezzetleri satın alabilir ya da keyifli bahçesinde tadına bakabilirsiniz.

Ara sokağa girerseniz Macaron Konağı’nı görürsünüz ulaşacaksınız. Ayvalık’ın eski günlerini canlandıran bu nefis konak, bizim eski  aile evimizin bulunduğu sokağın da başında yer alıyor. 2014’de burayı gezmiş babacığımın sözleri ile ‘doğduğum sokaktaki bir evin bu kadar güzel restore edilip bir konuk evine çevrileceği, konağınızı gezinceye kadar aklımın ucundan bile geçmezdi’.

Macaron mahallesinin tam göbeğinde yer alan Macaron Muhallebicisi’nde bir tatlı ve tarihi kahveleri olan Mor Salkım ve Çamlı Kahve’de bir kahve molası verebilirsiniz.  (Barbaros Cd. 15. Sk.)

Kapkarga harika bir sanat ve tasarım dükkanı. Barbaros Cad. No 114

Ediz’s Macaron: Ayvalık’lı arkadaşlarımızın Johannesburg, Barselona, Girit, Tijuahana gibi İsimlerini dünyanın farklı köşelerinden alan hamburgerine ve bir de cheesecake’ine bayıldığı, müdavim hamburgerci ve bistrosu. Barbaros Cad. No 137

Ayvalık’taki Macaron mahallesinin en yenilerinden Yuri Chef’s Table ise Küçük Han’dan taşınan Yuri gastro pub’ın yeni yüzü. Kokteyl tasarımcısı Tolga Subaşı’nın kokteyllerinin methini çok duyduk.

 

Yolda karşınıza çıkan Bovindo Gift & Coffee’ye bir uğrayın, el yapımı tasarım ürünlere göz gezdirin.

Yürürken solunuzda 2024’te açılan Declan Café ve 4 & 8 Seramik Dükkanı & Atölyesi çıkacak. Mutlaka bir ziyaret edin. Derya Hanım’ın Dört Sekiz ismini koymasının sebebi, hem dört dörtlük değil dört sekizlik işler yaratabilmek için motivasyon olması hem de ‘bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır’ atasözümüzden ilham alması. Gerçekten çok güzel seramik işleri var burada ve atölyeyi, fırını, seramik yapım aşamalarını, görebiliyorsunuz. Declan ise nefis bir kafe. Yaraticisi Sevim hanım en sevdiği film olan Aşkın Yolculuğu filmindeki baş karakterden esinlenerek Declan ismini koymuş. Kahveler harika, ancak Sevim Hanım’ın yaptığı mevsimine göre meyvesi değişen cheesecake enfes. San Sebastian cheesecake yemekten sıkılanlar, gerçek ev yapımı ve nefis cheesecake’i burada bulabilir. Declan’ın önünde oturduğunuzda karşınızda yer alan renk renk tarihi Ayvalık evleri kalıntıları ise seyretmeye doyum olmayan bir sanat eseri gibi. Barbaros Cd. No:88

Yolunuzda yürürken köşede karşınıza küçücük bir dükkan olan Quarterback çıkacak.   2019 yılından bu yana özgün tasarımlar ve harika el işi parçalar var. Barbaros Cd. No: 173

 

Ve şimdi adres 2017’de restore edilen Ayazma Kilisesi. Ayazma, Kemal Paşa Mahallesinde binalar arasında kaybolmuş olan bu tarihi bina, muhteşem bir restorasyon geçirerek Mart 2018’de müze olarak açıldı. İçindeki su kaynağı kutsal ve şifalı kabul edildiğinden Ayazma veya Faneromeni Kilisesi diye anılan kilisenin girişindeki alınlıkta 1890 tarihi yazıyor. Sarımsak taşından Neo-klasik üslüpta inşaa edilmiş kilise, girişindeki Korint tipi dört adet sütunun üzerindeki arşitrav ve üçgen alınlık ile yunan tapınaklarını andırıyor.

Zaman içerisinde kilise, zeytinyağı fabrıkası, tütün deposu gibi değişik amaçlarla kullanılan kiliseye, asma kat niteliğinde bir kat eklenmiş. Beşik çatı ile örtülmüş ve çatının kare bölümlerinin her birinin ortasına alçıdan çiçek kabartmaları yerleştirilmiş. Şimdi çok güzel bir restorasyondan geçerek hem ziyarete açılmış hem de konser ve sergi gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

 

Tekrar kendinizi sokaklara vurup, 13 Nisan Caddesi üzerinde ve onu kesen caddelerdeki harika Rum evlerini seyrederek ilerleyin. Karşınıza OPA Ayvalık çıkacak. Burası dünya tatlısı bir mekan. Cansu ve Samet çiftinin ev yapımı enfes kahvaltı tabakları, focaccia ekmeğinde özel soslu sandviçleri gibi gün boyu harika lezzetleri ile Ayvalık’ta bir müdavim adresi.

Crow Coffee Bakery: Sakarya mahallesindeki dükkanı müdavimleri ile dolup taşan, Ayvalık’ta birçok kafe ve restoranın kahvesini sağlayan, lezzetli 3. dalga kahvenin adresi ve kahve ustası Crow, 2024”te 13 Nisan Caddesi’nde yeni bir köşe şube açtı. Burası hem özenle kavrulan ve demlenen kahvenizi içmek hem de fırından taze çıkan Espresso & Çikolatalı Ekmek, Ekşi Maya Ciabatta,  Ekşi Maya Cevizli Ekmeklerin veya günlük lezzetlerin tadına varmak için ideal.  13 Nisan Caddesi 10. Sokak No:1

Ayvalık’ın yenisi olan Tostuyevski Ayvalık, aslında Ayvalık’ın en karakterli ve tatlı kafelerinden birisi olan ve çok sevdiğimiz Pinola’nın yaratıcısı Pınar Kaymakçı’nın, ‘Edebi Tost’ mottosu ile açtığı yeni mekanı. Senelerce Pinola’da kütüphanesinin karşısında yastıklarla dolu oturma köşesinde kendimizi evde gibi hissedip, ev yapımı makarnaları, kişleri ve ekmeklerinin tadına varmıştık. Şimdi Pinola kapandı, ancak online olarak Catering & Gathering & Baking hizmetlerine devam ediyor. Ve şimdi Tostuyevski’de yine aynı keyifli, sakin ve huzurlu atmosfer devam ederken, gün boyu nefis tostların, kahvaltıların, sokak lezzetlerinin ve Boşnak lezzetlerinin tadına varabiliyorsunuz. 13 Nisan Caddesi, No:112

Şimdi adres Ayvalık’ın en yeni hazinelerinden ASKEV ve  Melin Kahve/Café. Ayvalık’ın görkemli taş Rum binalarının sıralandığı daracık sokaklarında yürürken, ASKEV’in kapısından girdiğiniz kendinizi adeta bir cennet bahçesinde buluyorsunuz. Nefis kültür-sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan harika bir SERA’yı, Melin Kafe ve dükkanı, sanatçı evi, müze ev, kitaplık ve gençlere çalışma ortamını, 65 çeşit bitkiye, ağaçlara ve iki farklı süs havuzuna ev sahipliği yapan bir botanik bahçeyi içinde barındıran ASKEV, gerçekten insanın ruhunu, gönlünü, zihnini ve damağını besleyen büyülü bir ortam.  Yemyeşil kocaman bahçe içinde yer alan Melin Kafe, ağaçlar ve bitkilerin arasında kendinizi Avatar filminde gibi hissettiğiniz huzurlu bir mekan. Kışın kafe 16 tropik bitkinin bulunduğu serada, mutfak ve kitaplığın bulunduğu okuma odasında hizmet veriyor. Kahvaltıdan akşamüzerine kadar gün boyu lezzetler sunduğu kafede, içtiğiniz kahvenin aromatik bitkileri narenciye bahçesindeki tarhta yetişiyor. Mutfakta kullanılan erken hasat natürel sızma Melin Zeytinyağı, ayrıca burada bulunan dükkanda satılıyor. Melin Kafe ve Melin Zeytinyağı satışından elde edilen gelirin tamamı ASKEV vakfının eğitim bursuna aktarılıyor. ASKEV, Ayvalık ve Kuzey Ege öncelikli olmak üzere toplumun eğitim, bilim, kültür, sanat ve doğa duyarlılığının yükseltilmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir vakıf. Melin Ailesi,Ayvalık’taki ev, bahçe ve tamamlayıcı binalarını, vakıf merkezi olarak belirleyip, kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan ASKEV SERA, sanatçı evi, müze ev, kitaplık, gençlere çalışma ortamı, Melin Kafe, dükkan ve botanik bahçe olarak ziyaretçilere açmışlar.  Türkiye’nin önde gelen kültür insanlarını, edebiyatçılarını, şairlerini, müzisyenlerini ağırlayarak Ayvalık’ın kültürel hayatına katkıda bulunmayı hedefleyen ASKEV Sera, 19 Mayıs 2023’te izleyicilerle buluşmuş. Bu güne kadar film festivali, konserler, sanatçı sohbetleri gibi kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan 110 kişilik Askev Sera’nın etkinlik programını www.askev.org.tr internet sitesinden ve @askevkurumsal instagram hesabından takip edebiliyorsunuz. Söyleşi, dinleti ve film gösterimleri Ocak ayı hariç yıl boyu devam ediyor. ASKEV Vakfı; Ayvalık ve Kuzey Ege öncelikli olmak üzere, ülke genelinde maddi olanakları sınırlı ailelerin yetenekli, çalışkan, gelişmeye açık gençlerini, toplumun eğitim, bilim, kültür, sanat, doğa duyarlılığı düzeyinin yükselmesine katkıda bulunmak amacı ile eğitim bursu ile destekliyor. Rahmetli ablası Nevin Bilginer ve rahmetli eşi Binnaz Melin’in toplumsal sorumluluk misyonunu ASKEV’de yaşatan Ergin Melin’in anlatımı ile vakfın hikayesi şöyle: 1980’li yılların başında yakın arkadaşımız Altan Denizsel’in mimarlığını yaptığı Ayvalık Zeytinköy’de küçük bir ev alarak yarı Ayvalıklı olduk. 1990’ların sonuna doğru da gene yakın arkadaşımız Filiz Ali’nin bizim için Zafer Sokakta (Uzun Sokak) bulduğu Derneli’lerin 19.YY son çeyreğinden kalma taş evine geçtik. Yaşımız ilerledikçe vakıf kurarak toplumumuza kalıcı katkıda bulunma duygumuz güçlendi. Ablam Nevin Bilginer 55 yıllık mutlu evlilikten sonra eşi Mehmet Bilginer’i yitirince, özellikle eğitim ve kültür alanında kalıcı eserler bırakmak istedi. Tevitöl TEV İnanç Türkeş Özel Lisesine görkemli bir Kültür ve Sanat Merkezinin yapımını üstlendi. Yazık ki açılışına ömrü yetmedi. Ablamdan sonra, onun da isteği doğrultusunda vakıf kurma işine iyice soyunduk. Eşim Binnaz’ın uzun eğitimci hayatından değerli öğretmen arkadaşları, Tevitöl’den öğrencileri, benim yıllardır birlikte olduğum iş arkadaşlarım toplam 18 kurucu üye ile 2016-17 yıllarını kapsayan hazırlıklardan sonra 28 Eylül 2017’de Bilginer-Melin Ayvalık Sanat Kültür Eğitim Vakfı (ASKEV) kuruldu. Kendi sınırlı olanaklarımızla kurulan vakfı, kalıcı gelir getirici yatırımla (zeytinlik) desteklemek için Ayvalık’ın uygun konumu Kozak yolunun başlangıcında 350-400 yıllık, 110 dönüm, 850 ağaç zeytinlik 2017 Aralık ayında aile tarafından alındı. Zeytinlikten elde edilen tüm gelirler vakfı destekliyor. Ocak ayı hariç senenin 11 ayı gerçekleşen dopdolu etklinliklerleri ve cennet gibi bahçesi ile ASKEV ve Melin Kafe Ayvalık için muhteşem bir değer.

13 Nisan Cad. No 51’de yer alan Paleo Ayvalık ise, İskandinav stiliyle, vintage aksesuarları ve yeşili buluşturan nefis bir mekan. Bizce Ayvalık’ın en güzel kahvecisi olan Paleo’da 3. dalga kahveler gerçekten çok lezzetli. Günlük olarak değişen tatlılar ve frozen içecekler de harika.

Yürürken karşınıza: harika el işi seramikler yapan AIA seramik, seramik atölyesi Yamuk Yumuk Çamur Atölyesi ve eski kitaplar, vintage eşyalar satan Eski’z kitapçı sahaf çıkacak.

Az ileride sol koldaki Bilir Kardeşler Fırınına mutlaka uğrayın ve penceresindeki yazıyı bir okuyun. Taze fırından çıkmış ekmekleri ve çörekleri ve tuzluları da çok lezzetli.

Ayvalık’ın ilk sanat kırtasiyesi ve atölyesi olan, resim, çizim, seramik gibi uğraşları olanların istediği her şeyi bulabileceği  Arkipel. Arkipel Mayıs -Eylül ayları arasında açık. Burada nefis çocuk kitapları da satılıyor, ve dönem dönem sanat atölyeleri düzenleniyor.

 

Ardından meydandaki Şeytanın Kahvesi’nde bir kahve veya koruk suyu içmek için mola verebilirsiniz. Şeytanın kahvesinin isminin bir hikayesi var: Halil sevimli ve hareketli bir çocuktur, çocuk aklı ile Rum kadınlar çalı ateşinde gözleme pişirirken onlara küçük küçük taşlar atar, ama duvarın arkasından attığı için kimse onu göremez.

Kadınlar sonunda taşın nereden geldiğini keşfeder ve Şeytan Halil diye çağırmaya başlarlar. Mübadele’den 45 gün önce Ayvalık’a gelen ilk Türk mübadillerden olan Halil bu kahveyi açar. Vefatından sonra çocukları ve torunları kahveyi devam ettirir. (13 Nisan Cd. No:2)

Hemen yanı başı komuşusu olan Çöp Madam’a mutlaka uğrayın. Ayvalık’a gönül vermiş Kanadalı bir sanatçı olan Tara Hanım’ın başlattığı bu sosyal dayanışma girişimi 10. yılını tamamlıyor. Hiç çalışmayan ve kazancı olmayan Ayvalık’lı kadınlara hem bir meşgale hem de bir gelir sağlayan bu girişimin prensibi şöyle işliyor: Ayvalıklı ev hanımları zaman zaman evlerinde veya atölyede, kumaşlar, cips kağıtları, gazoz kapakları, yem torbaları, un çuvalları gibi geri dönüşüm atıklarını değerlendirerek, çeşit çeşit dekoratif objeler üretiyor ve her ürüne kimin el emeği ise onun ismi konuyor, geliri de o kişiye aylık olarak veriliyor. Bu sayede hem çalışmayan kadınlar ekonomik bir özgürlük kazanıyor, hem de yerel halkın gelen turist ile sadece anlık değil el emeği göz nuru ekolojik hatıralık bir bağı da kurulmuş oluyor. (13 Nisan Cd. No:2)

Bir de hemen Çöp Madam’ın çaprazında ara sokakta yer alan keçeden el yapımı kıyfetler ve aksesuarlar yaratan Keche Evi’ne uğrayın.

2.Günümüzü de bitirdik. Akşam veya gündüz başka nerede yemek yiyebiliriz diye sorarsanız, hem akşam yemeği için en güzel önerilerimizi hem de gündüz için bu yazıda  belirttiğimiz durakların haricinde Ayvalık’ın en iyi gastronomi deneyimleri ve lezzet durakları önerilerimizi www.yolculukterapisi.com/ayvaliklezzetduraklari yazımızda bulabilirsiniz.

Perşembe Günü Ayvalık’taysanız mutlaka Ayvalık semt pazarını ziyaret edin!

Hangi mevsimde Ayvalık ve civarında olursanız olun mutlaka bir Pazar deneyimi yaşamanızı öneriyoruz. Eğer ziyaretleriniz Perşembe gününe denk geliyor ise Ayvalık’ta, Cumartesi gününe denk geliyor ise Cunda’da kurulan Pazar’ı sabahtan bir dolaşın. Otların en fazla çeşidi en tazesi Ayvalık civarında: izvinya (yabani kuşkonmaz), deniz fasülyesi, arap saçı (rezene), turp otu, ebegümeci, akkız (şevketi bostan kökleri), cibez, istifno, hindiba (radika), papule, hardal otu, deniz börülcesi, zaho, ısırgan otu, kuzu kulağı, muhliye, kazayağı. Bazılarının ismini ilk defa duyduğumuz bu yabani otun, kimileri taze bırakılarak, kimileri haşlanarak kimileri de kavrularak, yumurtalı izvinya, ahtapotlu akkız, supyalı arapsaçı, kıymalı ebegümeci gibi yemeklere dönüşüyor. Her salatada sıcak ve soğuk mezede, deniz mahsulünde ve et yemeğine mutlaka birisi lezzetini katıyor. Kimileri mevsiminde, kimileri yıl boyunca bulunabilen bu otların, gelinlik kız gibi demetlenerek sergilendiği Ayvalık Pazarları, adeta birer aromatik geçit töreni yaşatıyor. (Semt Pazarı ayrıca Salı günler, Küçükköy & Sarımsaklı, Çarşamba da Altınova’da kuruluyormuş)

 

Ayvalık’ta takip edilesi ve destek olunası başka bir örnek proje ise, Ayvalık’ın ücra mahallelerinde ve uzak köylerinde, maddi imkanları ve eğitim alma şansı düşük çocukların, çekirdekten sanat ile tanışması ve yetişmesini amaçlayan Zeytin Çekirdekleri Sosyal Sorumluluk Programı. 2014’den bu yana, Ayvalık Belediyesi’nin de desteğini alarak, kırsal ve kentsel mahallelerden Ayvalık’a bağlı toplam 35 okuldan 1800 çocuğa ulaşarak, karşılıksız sanat eğitimi olanağı sağlamış. Program desteği ile keman, viyola çello, flüt, piyano enstrümanları çalmayı öğrenen, yaşları 8 ila 15 yaş arası 47 çocuktan oluşan Zeytin Çekirdekleri Orkestrası ve 100 çocuktan fazla katılımcısı bulunan 3 farklı Zeytin Çekirdekleri Korosu, Ayvalık, Bergama, İstanbul, Ankara, İzmir ve hatta Paris’te bugüne kadar 30’dan fazla konser vermiş. Zeytin Çekirdekleri çocuklarının kültürel eğitimleri yapılan bağışlar, gönüllülük ve imece temelinde ilerlemiş. Orkestra ve Koronun eğitimi ise gönüllü akademisyenler, sanatçılar, eğitmenler ve üniversite öğrencileri tarafından gerçekleştiriliyor. Pegasus Havayollarının ulaşım sponsoru olduğu program, belediyenin ve gönüllülerin destekleri ile gelişip büyüyor. Bağış yapmak isteyenler derneğe www.zeytincekirdekleri.org adresinden ulaşabilir. Zeytin Çekirdekleri projesinin yaratıcısı Mehmet Yasemin, Proje Koordinatörü Gül Gürsoy, ve şu andaki dernek başkanı Zehra Kundak tarafından, ‘iyi birey iyi toplum; mutlu birey mutlu toplum’ yaratabilmek için müziğin gücüne olan inanç ile başlatılan program, zaman içerisinde hem çocukların hem de ailelerinin aktif katılımını sağlayan ‘dayanışma ve paylaşım merkezleri’ yaratarak, Ayvalık civarında sanata duyarlı bir toplum gelişmesine katkıda bulunuyor. Müzik ile tanışma şansı bulamasa belki de heba olacak çocuk ve gençlerin, sanat ile içiçe büyümesi ve kendilerine bir gelecek yaratabilmesini mümkün kılan bu proje hakkında biraz daha detaylı bilgiye sahip olmak için şu belgeseli izlemenizi tavsiye ediyoruz: https://m.youtube.com/watch?v=CmQmH_H4HI4

 

 Zeynep Atılgan Boneval

 

 

 

 

 

 

 

 

Şi