Macaron Konağı
Eski Ayvalık evleri ile dolu Macaron mahallesinde yer alan Macaron Konağı yine tarihi bir Rum evinden dönüştürülmüş, adeta Ayvalık’ın eski günlerini canlandıran bir taş konak. Kapısından içeri girince Ayvalık tarihine adım atmış gibi oluyorsunuz. Eskiden Rum’lar sıcak ve soğuktan korunmak için evlerini kalın taş duvarlardan, az pencereler ile dışarıya kapalı inşa ederler, ahşap tavanlı geniş oturma alanları yaratır, ahşap zeminli merdiven ve odalarla üst katları inşa eder ve de duvarlarla çevrili avluda kendilerine nefes alma alanları yaratırlarmış. İşte Macaron Konağı da tam böyle bir tarihi Ayvalık evinin yaşayan örneği. Kapıdan girişte yüksek tavanlı bir antre alanı ve üst kata uzanan geniş merdivenler sizi karşılıyor. Salon bölümü ahşap tavanları, kütüphanesi, koltukları, şöminesi ile kış ve yağışlı günlerde ideal bir sığınak. Bahçe avlusu ise yemyeşil ağaçlar, renk renk çiçekler ve baharda mis kokan mor salkımlarla bezenniş bir vaha adeta. Güneşli bahar günlerinde kahvaltı keyfi yapmak, kitap okumak için ideal. Hele yazın sokaklar kalabalıkken, kendinizi bu bahçede huzur içinde dinlenirken bulabiliyorsunuz. Üst katın zeminleri hala 300 yıllık ahşaplar. Minik ancak son derece rahat ve yeterli, tertemiz odalar sakince uyumak için ideal. İlk adımınızı attığınızda biraz karanlık gelebilir ancak yaşam kültürünü anladığınızda tarihi yeniden yaşattığı için saygı duyuyorsunuz Macaron Konağı’na.
Serap ve Yavuz Tuncay ailesi tarafından titizlike restore edilip, özene bezene döşendiği konağın, her odası birbirinden zevkli.
2023’te Macaron Konağının işletmesini devralan Mehmet ve eşi de çok güzel detaylar eklediler konağa ve hizmetlere. Yerel lezzetler sundukları kahvaltıları inanılmaz leziz. Mehmet Bey’in annesinin ev yapımı reçelleri, ve de eşiyle annesinin birlikte yarattıkları şeker portakalı tatlısı nefis.
Macaron Konağı ailemiz için özel bir yere sahip, çünkü rahmetli babaanne ve dedemin oturduğu, babamın doğduğu sokakta yer alıyor. 2014’de burayı gezmiş babacığımın sözleri ile ‘doğduğum sokaktaki bir evin bu kadar güzel restore edilip bir konuk evine çevrileceği, konağınızı gezinceye kadar aklımın ucundan bile geçmezdi, ellerinize sağlık, bu değeri bize kazandırdığınız için teşekkürler’.
Macaron Konağının yan tarafında yer alan Artizan Bakkal‘da ekşi mayalı ekmek, kurabiye gibi ev yapımı ürünler, mercan köşklü sepet peyniri, zeytinyağı ve zeytin, bahçe meyvesi ve reçelleri bulabilirsiniz.
Hayrettin Paşa Mah, 13 Nisan Cd. 18. Sk. No:54 https://macaronotel.com/
Bouti Ayvalık
Bir aile işletmesi olan Bouti, Fulya ve Kürşat çiftinin evine misafirliğe gitmişsiniz doğallığında. Sade, az, öz, ancak tertemiz, zevkli, leziz ve özenli bir konuk evi.
Yerel hayatla harmanlanmış tarihi Ayvalık’ın kalbinde, cıvıl cıvıl kuş seslerine, mis gibi kızarmış ekmek kokularına, harika bir Ayazma manzarasına ve de tazecik harika lezzetlere uyandığınız Bouti, tarihi sokakları, mimariyi ve Ayvalık’ın sunduğu tüm deneyimleri keşfetmek için öyle doğru bir noktada ve öyle tatlı bir seçim ki.
Mini minnak, tatlı mı tatlı, pırıl pırıl, detayları ile ruhunuzu, lezzetleri ile damaklarınızı okşayan bir misafir evi Bouti.
Odalar küçük evet ancak geniş yatağınızda rahatça, sessizlik içinde huzurla uyuyup dinlenebiliyorsunuz.
Asmaların altında yemyeşil bir vaha olan minik avlusunda sabah şölen gibi bir kahvaltı yapmak veya akşamüzeri Ayvalık sokaklarında yürüdükten sonra bir yorgunluk çayı veya kahvesi içmek gerçekten çok keyifli.
Siyez, çavdar, Karadeniz mısır unu, tam buğdaydan tam ekşi maya ekmeğinden, reçellerine, Kozak yaylasından toplanan sirken, susam, istifno, ebegümeci, labada, kaz ayağı, turp, hardal otlarıyla hazılanan omletten, domatesli fesleğenli bruscettaya, kahvaltı sofrasındaki tüm lezzetler kendi mahsülleri.
Karşı komşusu Ayazma sayesinde tarihe bu kadar yakın, gündüz gece günün her saatinde tanıklık etmek ise Bouti’nin sunduğu büyük bir şans ve kıymet.
Ayvalık’ı keşifleriniz sırasında sade, minik, mütevazi, huzurlu bir vaha arıyorsanız Bouti doğru bir adres.
Bouti’nin hikayesi de çok güzel: İstanbul’lu Fulya Hanım, Beyoğlunda bir otel sahibesi, ve eşi Kürşat Bey’in de Beyoğlun’da bir meyhanesi var iken, 1993’ten beri Ayvalık’a çok gelip gidiyor ve seviyorlar. 2014’te bir gün ‘biz burada yaşarız’ diyorlar ve o sırada kaldıkları pansiyonun sahibesi hanım ‘pansiyonunu devreceğini’ söyleyince, evrenin bir işareti olarak görerek Ayvalık’a yerleşip, 5 odalı pansiyonu devralıp, Bouti’yi açıyorlar. 2019’da Ayazma’nın karşısındaki tarihi evini kiralayıp kendilerinin de oturdukları 9 odalı bir misafir evi haline getiriyorlar. Daha sonra ilk pansiyonu devredip. Sadece Ayazma lokasyonunda devam ediyor Bouti’nin hikayesi. Çift Ayvalık’ta olmaktan çok memnun. Kürşat Bey şimdilerde bir yandan Bouti’de, diğer yandan Madra tepelerinde gün batımına nazır 22 odalı doğa oteli Marlo’nun lezzetlerini hazırlıyor.
Çiftin Ayvalık önerileri nedir diye sorduğumuzda; Meltem Hanım ve Servet Bey’in antikacı, bistro, meyhane bir arada dükkanı Cafe’s, Baterist çift Seren ve Umut’un sahibi olduğu yazları canlı caz müziği eşliğinde pizza ve et çeşitleri sunan Marlo, kahve ve kahvaltı için Opa, bira keyfi için The Public, deniz için Pateriça, Badavut ve Pelitköy plajları, keşif için ise Kozak yaylası köyleri cevabını alıyoruz. Ve zevklerimizin uyduğunuz tercihlerimizden de teyit etmiş oluyoruz.
Gazi Kemal Paşa, Merkez Hastane Cd. 7. Sk. No:35-37
Villa Pietra Butik Otel
Daha önce birçok kez sevgili arkadaşlarımız Özge ve Sinan’ın işlettiği Sızma Han olarak deneyimlediğimiz deniz kıyısındaki bu nefis tarihi bina şimdi sahipleri tarafından işletilen Villa Pietra olarak hizmet veriyor. Bizim için harika anılarla dolu bu binayı yeniden deneyimleme şansı bulduğumuzda, izlemimlerimi paylaşacağım.
CavlıHane 1885 Butik Otel
Eski Ayvalık evleri ile dolu Macaron mahallesinde yer alan CavlıHane, 1885’den kalma tarihi bir Rum evinin titizlik ve özenle restore edilip zevkle döşendiği, 5 odalı tatlı başka bir butik otel. Doğup büyüdüğü evi tekrardan hayatla buluşturmak isteyen Mehmet Cavlı, mübadele öncesi bir doktor, hemşire evi veya sağlık ocağı olan, mübadele sonrası ise ailesine 90 yıldır ev sahipliği yapan evlerinde, çok özenli ve saygılı bir restorasyon gerçekleştirerek ‘artık sizlerin de Ayvalık’ta ki Eviniz’ diyerek misafirlerine açmış. katman katman tarih ve hikaye kokan nefis bir butik otel CavlıHane (Hayrettin Paşa Mahallesi, 13 Nisan Caddesi 18. Sokak No: 24) http://cavlihane.com
Podemos Butik Otel
1910 yılında inşaa edilmiş Rum evi, orijinal cumbaları, 80 cm kalınlığındaki taş duvarları, kök boyadan Mermer desenleri, Bağdadileri (iç ve dış cepheden 3 cm ahşapların yerden tavana kadar çakılıp arada 20-25 cm boşluk bırakılarak üstü yanmış kireç, saman , yumurta ile yapılan harç ile sıvanmış) korunarak restore edilmiş, böylece binanın doğal iklimlendirmesi, oksijen alımı ve hava sirkülasyonunu sağlanarak yazları serin kışları ılık bir ortam yaratılmış. 10 odalı bu tarihi eser restorasyonu Ayvalıkta keyifli bir konaklama adresi. http://www.podemosotel.com/
UYGUN FİYATLI KONUK EVLERİ
Kidalyo Hotel: Sahile yakın bir noktada 1898 tarihli bir Rum binası, Ayvalık’ın en güzel restorasyon çalışması diye nitelenen bir eser olarak otele dönüştürülmüş. Yüksek tavanları, aileden kalma antikaları ile otantik bir atmosferi var, ancak eskide boğmuyor size. Uygun fiyatlı bir otel. (Sakarya Mahallesi, Atatürk Blv. 9. Sk. No 3)
Diğer önerebileceğim Konuk Evleri: Hanole Guest House, Maco Red Home’s, Marsel Guest House, Hygge Ayvalık, Ivy Rooms, Nadira’nım Misafirhanesi, Eolya Konukevi
Ayvalık’ta Doğayla Buluşmak için: Leone Natural
Ayvalık’ta Sarımsaklı Badavut plajlarının biraz gerisinde doğanın ve yeşilliklerin içinde gizli, büyüleyeci bir huzur ve sükunet köşesi burası. Türkiye’nin her bölgesinden araştırılarak getirilen ata tohumları ile yetiştirilmiş domates, biber, patlıcan, kavun, mısır gibi organik sebzeler ve erik, elma, dut, kayısı, mandalin, portakal, limon, ayva, nar gibi organik meyveler yetiştiren çiftliğin içinde yer alan kır konağında herşey bahçeden tabağa, mevsimlik, taze taze geliyor. Leone Natural ‘sürdürülebilir bir yaşam’ için ciddi emek sarf etmiş bir çiftlik ve konaklama adresi. Çiftlik evinin tamamı, doğal taşlardan, çevre dostu ürünler ve malzemeler kullanılarak restore ve dekore edilmiş. Toprak koşullarını doğal olarak iyileştirip, sulamayı da doğal kaynak suyundan temin ediyorlar.
Ayvalık’ta Deniz Keyfi için: D-Resort Murat Reis Ayvalık
Ayvalık’a 15 dakika mesafede, Şeytan Sofrası Yolu üzerindeki Paşa Koyununun sonunda sakin ve doğayla iç içe bir otel. Kendine ait mavi bayraklı tertemiz plajında bir yandan deniz keyfi yapabileceğiniz, etrafınızı saran yemyeşil çam ormanları ile huzuru hissedebileceğiniz, 70’lerden kalma tasarımı ile retro bir konaklama deneyimi sunan Murat Reis D Resort, yaz günleri deniz tatili ile Ayvalık keşiflerini birleştirerek konaklamak için ideal. Isıtmalı açık havuzu, hamamı, bakım ve terapi odaları ile keyifli bir spası olan hayvansever otelde, 63 oda, 3 süit, 1 villa ve 24 bungalov var. Restoranında kahvaltıları ve yemekleri yörenin doğal ürünlerinden hazırlanıyor.
- AYVALIK İZLENİMLERİ www.yolculukterapisi.com/ayvalikizlenim
- AYVALIK HAKKINDA HERŞEY: Doğası, Tarihi, Mimarisi, Kültürü, Mutfağı, Takvimi www.yolculukterapisi.com/ayvaliktarihimimarisimutfagi
- AYVALIK ROTALARI 1: Tarihi Ayvalık Kasabası 2 Günlük Yürüyüş Keşifleri www.yolculukterapisi.com/ayvalikrota1
- AYVALIK ROTALARI 2: Çamlık, Küçükköy, Altınova, Sarmısaklı, Bardavut, Şeytan Sofrası www.yolculukterapisi.com/ayvalikrota2
- AYVALIK ROTALARI 3: Ayvalık Zeytin Köyleri, Kozak Köyleri, Madra Dağları ve bağları www.yolculukterapisi.com/ayvalikrota3
- AYVALIK LEZZET DURAKLARI REHBERİ: www.yolculukterapisi.com/ayvaliklezzetduraklari
- AYVALIK OTELLERİ www.yolculukterapisi.com/ayvalikoteller
- CUNDA OTEL, RESTORAN, PLAJ REHBERİ www.yolculukterapisi.com/cundarehber
- CUNDA İZLENİM VE ROTALARI www.yolculukterapisi.com/cunda
- BERGAMA ANTİK KENTİ VE KASABASI www.yolculukterapisi.com/bergama
Zeynep Atılgan Boneval
KAPALI / Sızma Han
Not: Bizim Ayvalık’ta en sevdiğimiz otel olan Sızma Han artık Özge ve Sinan tarafından işletilmiyor. Ancak yaşadığımız güzel günlerin anısına Sızma Han deneyimlerimizi sitemizden silmek istemedik
Denize uyanmak. Göl gibi sakin suyun sükunetini, yavaş yavaş kalkan sisin fısıltısını, güneşin ılık ışıltısını, hafifçecik esen meltemin serinliğini, balıkçı teknelerinin dalga dalga izlerini içine çekmek.
Her sabah doğanın yeni bir çehresine şahit olmak. Huzuru ve dinginliği, sevinci ve coşkuyu denizin, güneşin, bulutların doğanın yansımalarında bulmak. Deniz ile içiçe, gizli kalmış masum bir sırrı keşfetmek. Ayvalık’ta Sızma Han Otel’de uyanmak büyük bir nimet gerçekten. Bir de mutfakta Aslı, Hüseyin, Mürşide’nin elinden tazecik çıkmış böreklerin, pişilerin mis gibi kokularına, otelin mucizesi Şımarık’ın masum bakışları ve uzanan patileri eklendi mi, her yeni sabah büyük bir armağan gibi geliyor insana Sızma Han’da.
Hele bir de gün batımları yok mu? Göl gibi denizin karşı kıyısındaki tepelerine batan güneş, gökyüzünde ve denizin üzerinde sergilediği muhteşem ışık oyunları ile her akşam farklı bir nefes kesici tablo sunuyor.
Özge ve Sinan Sabuncu isimli dünya tatlısı bir çiftin işlettiği bir otel Sızma Han. Sinan Boğaziçi Üniversite Turizm otelcilik mezunu, Çırağan Otel’de iş hayatına başlamış, butik otellerde müdürlük görevi yapmış, 80 odalı bir otelin yapım aşamasından işletme ve müdürlüğüne kadar yürütmüş bir turizmci. Eşi Özge ise sergileme ve müze tasarımı okumuş, İstanbul’da tasarım firmalarında çalışmış. Tatilleri eskiden beri hep Ayvalık’taymış. Yavaş yavaş Ayvalık’a yerleşsek mi diye düşünmeye başladıkları bir dönemde, bir Rum Evi alalım, restore edelim, otele dönüştürelim ve kendi yağımızda kavrulalım dedikleri bir soğuk kış günü Ayvalık’a gelip tarihi bir Rum Evi beğenmiş ve almışlar. Bu evi onlara bulan emlak ofisinin sahibi Mustafa Bey o sırada Sızma Han’ın sahibi ve aslında devretmek istiyor, ve bu pırıl pırıl 2 genci görünce onlara teklif ediyor. Çift Ayvalık’a gide gele hem otel hem de Ayvalık ile iyice bir gönül bağı kuruyor. Ve aslında uzun vadede gerçekleştirmeyi düşündükleri otel planları bir anda gerçekleşiveriyor. Oteli 2016’da devralıyorlar. Önce Sinan gelip yerleşiyor Ayvalık’a ve kolları sıvayıp otele farklı dokunuşlar ekleyip işin başına geçiyor. Özge’de Kuzguncukta çalıştığı tasarımhane firmasındaki işini bırakıp 2017 Ocak’ta tam zamanlı olarak yerleşiyor. Müzeciydim mezeci oldum diyor Özge, çünkü Sızma Han’ın denizin kıyısında harika bir restoranı da var. Sanki evlerini ve mutfaklarını misafirlerine açtıkları ve ortak paylaştıkları bir hayatları var. İkisi de son derece içten, kalender, sıcacık insanlar. Ayvalık, doğa, ve insan sevgisi ile dolular. Dünya tatlısı ekipleri ile birlikte tam bir aile olmuşlar: akşam Nur, gündüz Aslı, mutfakta Hüseyin ve Mürşide Abla, temizlik nimeti Mukadder Abla, Ahmet Kaptan, Sait Bey gecelerin emanetçisi… Tabii otelin en büyük armağanı her daim sizi kollayan tatlı mı tatlı köpeği Şımarık.
Eski bir zeytinyağı fabrikası kompleksinin 1908 tarihli taş binasında yer olan otelin ana malzemeleri olan taş ve ahşap dokusu ile uyumlu antika mobilyalar ile rustik bir havası var. Sade ve yalın döşenmiş, tertemiz 10 odası var. Odalar ufak, ve anıtlar kuruluna bağlı restorasyon koşulları sebebi ile duvarlar yıkılıp ekstra pencere konamadığı için küçük yer pencereleri ve bir de tavan penceresi ile aydınlanıyor. Ancak zaten insan Ayvalık’a zamanını odada geçirmeye gitmiyor. Gün boyu yaşadığınız harika deneyimler sonrası mis gibi duşunuzu alıp, bebekler gibi mışıl mışıl uyumak için ideal odalar.
Alt katta yüksek tavanlı salonundaki şömine önü koltuklar en soğuk kış günlerinde kıvrılıp ateşi izlemek ya da kitap okumak için harika. Ancak otelin asıl can alıcı noktası denizin önünde kış bahçesi şeklinde kapatılmış 180 derece deniz ve adalar manzaralı terası. Kış ve bahar günlerinde küzine sobaları ile ısıtılan bu alanda sabah kahvaltıların, akşam da yemeklerin servis edildiği restoran bölümü, tatlı bir bar ve önünde her anı farklı bir fotoğraf karesi olan manzarayı izleyerek kahve, çay içmek ya bir kadeh ile demlenmek için rahat koltuklar ile oturma bölümü var. Tabii bir de önünde sıcak bahar ve yaz günlerinde denizin üzerinde açık havada yemek yiyebileceğiniz tatlıcık bir iskelesi var.
Deniz ile içiçe yaşayan bu bölümde, şıpır şıpır karaya vuran su sesini, denize dalga dalga yayılan hayatı, güneşin yansımalarını ışık oyunlarını, iskele önüne gelen balıkları, denize cup cup dalan karabatakları izlemek, adeta zamanın durduran bir deneyim. Aklınızdaki herşeyi unutup, sadece o ‘an’ da varlomak, ve günün sizin için sahneye koyduklarını, doğanın dinginli ve sessizliğini yaşamak paha biçilmez bir deneyim. Özge ve Sinan, özenti ve lüks dekorlar ile parıltı ve ışıltı yansıtmak yerine, doğanın, güneşin, bulutların yansımalarında huzuru sunmayı tercih etmiş. Onların şıklıkları gönül şıklığı. Hırslardan arınmış bu içten ve doğal ailenin gizli kalmış masum bir sırrı gün ışığına çıkarır gibi samimiyetle paylaşması Sızma Han’ı gerçekten büyük bir nimet yapıyor. Her yerin ve her şeyin pazarlandığı ticari bir mekan ve sunuma dönüştüğü günümüzde böyle doğal, samimi, sakin, özenli, naif, nostaljik bir huzur köşesi bulmak insanın içini ısıtıyor.
Sızma Han devraldıktan Özge ve Sinan restoranı yaz kış açık tutan ve hem Ayvalık’lıları hem de çevreyi ziyarete gelen misafirleri ağırlayan bir mekana dönüştürmüşler. Ve hemen kasabalıların kalbini kazanmışlar.
Restoranın sunduğu lezzetler ise köklerini Ayvalık mutfak kültüründen alan ‘yeni nesil’ bir anlayışın eseri. Ve yemek konusunda gerçekten iddalılar. Ne de olsa mutfak Ayvalık’ın en rafine mutfaklarından birisi olan Hane’nin kurucusu Hande Solakoğlu’ndan danışmanlık alınarak kurulmuş. Rakı & balık & meze kültürüne yeni nesil esintiler taşıyan menü, deniz mahsülleri ağırlıklı. Fonda tatlı tatlı Leman Sam, Birsen Tezer gibi caz esintileri dinlerken kırlangıç ile balık çorbası, fırında pancar, isli kalamar, deniz mahsüllü risotto, şarap soslu kaburga, 3 gün dinlendirilmiş ayva tatlısı, şarap soslu armut gibi harika lezzetlerin tadına varıyorsunuz. Tabii bir de Ahmet Kaptan’ın akşam tazecik tutup getirdiği istakoz, midye, kalamar, balık ne varsa onu hemen pişirip sofranıza koydukları sürpriz lezzetleri de var.
Özge ve Sinan sadece misafirlerini yatırmak ve doyurmak ile kalmayıp, onların zeytin şenliği, şarap tadımı, peynir yapımı, yayla ve pazar gezileri gibi gerçek Ayvalık deneyimleri yaşamaları için harika programlar hazırlamışlar.
Ayvalık’ta Kasım’ın ilk haftası gerçekleşen bir zeytin hasadı festivali var. Aslında hasat Ekim – Ocak arasına yayılan bir sezon etkinliği. Bu aylarda misafirlere zeytinliklerde zeytin toplama, zeytinyağı fabrikalarında öğle yemeyi molası, herkesin kendi topladığı zeytinleri sıktırması ve kendi yağını alıp evine dönmesini kapsayan, Zeytin Hasadını deneyimleyebilecekleri bir programı Kürşat Zeytincilik ile ortaklaşa oluşturmuşlar. Kesebir Mandıra ile lor ve sepet peyniri yapılma sürecini birebir yaşamak, Madra Dağlarında yer alan Ma’adra bağ gezisi, şarap tadım ve odun ateşinde pizza keyfi, Perşembe günleri kurulan Ayvalık Pazarı ziyareti, farklı yerel otları tanıma, satın alıp otelde her birinin nasıl pişirildiğini anlatırken birlikte pişirme ve afiyetle yeme, muhteşem çam ormanları ile bezenmiş Kozak köylerini ziyaret gibi, harika programlar ile konuklarına gerçek Ayvalık tecrübeleri ve rotaları yaşatıyorlar. Yazları ise koylarda denize girmek için otelin önünden kalkan tatlı tekneleri öğle yemekli maksimum 8 kişilik özel günlük paketleri var. 22 ada ile bezenmiş Ayvalık sularını denizden keşfetmek ve yaşamak gerçekten en güzeli.
Bir de Sızmahan’ın hemen iki bina yanında, şahsına münhasır bir koleksiyoner ve mucit olan 75 yaşındaki Yakup Amca’nın atölyesi. Atölyede öyle orjinal, ilginç şeyler var ki, bir zamanlar Rahmi Koç hepsini satın almak istemiş, Yakup Amca ‘satılık yok burada’ diye kovmuş kendisini. Otele sık sık uğruyor, eğer sorarsanız Özge tanıştırır size, ve eğer Yakup Amca sizi severse atölyesinin kapılarını açar. Bu kalpten oteli, doğallık ve samimiyet seven herkese gönül rahatlığı ile tavsiye ediyoruz.
KAPALI / Beyaz Yalı
Not: Bizim Ayvalık’ta en sevdiğimiz diğer bir otel olan Beyaz Yalı artık kapalı . Ancak yaşadığımız güzel günlerin anısına Beyaz Yalı deneyimlerimizi sitemizden silmek istemedik
Sızma Han’ın yanında eskiden yağhane ve sabunhane görevi gören 1908 tarihli taş bir binada yer alan Beyaz Yalı da rüya gibi bir başka otel. Tuba & Murat Özcan çifti ve kızları Ezgi ve Yasemin’in ev sahibesi olduğu 6 odalı otel, son derece zarif ve zevkli döşenmiş. Denize açılan taş duvarlı terası ise, sanki Como Gölü kıyısında tarihi bir villadaymışsınız hissi veriyor.
3 sene önce çok sevdikleri için Ayvalık’a yerleşen Özcan çifti, bu eskiden ev olarak kullanılan bu mekanı görür görmez aşık olmuşlar. İsviçre’de yaşayan ev sahipleri, artık gelemedikleri için evi otel olarak kiraya vermek istiyorlarmış ve Özcan çifti gönül bağı kurdukları binanın ev sahipliğini yapmak ve Ayvalık’a gelen misafirleri ağırlamak üzere devralmışlar. Zaten sanki onların evindeymiş hissini yaşıyorsunuz otelde.
Geniş yüksek tavanlı salondan yukarı çıkarken gördüğünüz kocaman soba odalara uzanan boruları ile otelin her köşesini ısıtan pelet sobası sistemi. Ayrıca kış günlerinda salondaki şömine de gürül gürül yanıyormuş, eminim karşısında oturmanın keyfi başka.
Sarımsak taşı ve ahşap ağırlıklı doğal yapıyı ferforje aydınlatmalar, lifli doğal sazdan halılar ve kilimler, şamdanlar, cam sürahiler, fincanlar süslüyor. Tabii asıl Tuba Hanım’ın kendi el emeği olan doğadan ve kadın figürlerinden ilham alan seramikleri başrolde. Tuba Hanım seramik ve mozaik sanatçısı. Kendisinin seramik atölyesi de var. Kışları otelde konuklara ve Ayvalık’ta yaşayanlara mozaik dersleri de veriyor.
Aile tam bir güzel sanatlar ailesi. Her biri Seramik, tekstil ve resim ile uğraşıyor. Otelin girişinde kızlarının tasarımı olan ilüstrasyon tablolar, desenli pamuklu t-shirtler, doğal hamurdan defterlere bayıldık.
Otelin lezzetleri de gerçekten enfes. Ekşi mayalı börekler, lorlu ve Kars kaşarlı kol börekleri, siyezli mantılar, gözlemeler, Salı günleri balık çorbaları, kendi zeytinlerinden elde ettikleri zeytinlerden atölyede sıktırdıkları zeytinyağı, köy tereyağı, kendi evlerinin bahçesinden gelen kuzu kulağı, roka, tere, kıvırcık, domatesler ile salatalar, Siyez unundan yapılan taze lor tatlısı, hepsi enfes. Bahar ve yaz aylarında deniz kenarında kurulan sofralara Baki Bey’in kanunu eşlik ederken masal gibi keyifli akşamlar yaşanıyor.
Bazıları süit olan 6 odanın her biri farklı bir dekorasyona ve farklı büyüklüklere sahip. Modern ve şık banyoları, zevkli dekoru ile iç açıcı bir atmosfer sunuyor.
Bahar ve kışları arkadaş gruplarının bir araya gelip tüm oteli kapatıp evde gibi rahat edebilecekleri harika bir villa gibi düşünebilirsiniz. (Gümrük Cad. 2. Sok No:51) http://www.beyazyali.com/
(Not: Yaz kış açık olan otele 12 yaş altı çocuk alınmıyor.) Gümrük Caddesi 2. Sokak No:49 http://sizmahan.com/