MARDİN ROTALARI VE REHBERİ

MARDİN VE CİVARINDA GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLER:

  • Mardin Müzesi / Mardin civarındaki ilk buluntular Paleolitik döneme (MÖ 45.000 – 10.000) ait yerleşik olmayan avcı toplulukların taş bıçak başları. Urartu, Asur, Sümer, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait heykel, silah, kap kaçak, sunak, seramik ve mezar taşlarının sergilendiği müzede tarih içindeki kültürel değişim ve gelişmeleri takip edebiliyorsunuz. Müzenin Etnografya bölümünde ise geleneksel yaşam sahneleri ve de el işlerini görebiliyorsunuz. En çok hoşuma giden müzenin ilkokul öğrencilerine ayırdığı özel bölüm oldu. Mini bir arkeolog eğitim alanı olan bölümde, Tas devrinden bugüne medeniyetlerin gelişimini temsili insan çizimleri üzerinden anlatıldıktan sonra, toprak altına gömülü antik objeleri bulup çıkartma teknikleri öğretiliyor. Öğrenciler objeleri temizlemeyi öğrenerek temsili bir mini müze ev haline getirilmiş bölümde sergiliyorlar. Ardından farklı tezgahlarda ebru, keçe ve sikke baskısı yapmayı öğrendikten sonra günün sonunda mini arkeologlar olarak tarihe sahip çıkmayı öğreniyorlar.
  • Sabancı Kent Müzesi / Etnoğrafya Müzesi niteliği taşıyan kent müzesinde ayrıca geçici sergiler için de bir alan yer alıyor, biz oradayken Ara Güler’in Türkiye fotoğrafları sergileniyordu. Eğer müzeyi akşamüstü kapanmadan önce ziyaret ederseniz ardından terasına çıkıp gün batımında uçsuz bucaksız ova manzaraları ve iki minare silüeti arasından sarı turuncu taş evleri ile Mardin teraslarını izleyebilirsiniz.
  • Ulu Camii / Artuklu Dönemi mimari örneklerinden, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami, orjinalinde iki minareye sahipmiş. Bugün ayakta kalan Doğu Minaresi üzerinde biri Hz. Muhammed’e adanmış 8 cennet kapısı deseni yer alıyor.
  • Her dinin bir arada barış içinde yaşadığı Mardin’de Müslüman mezhepleri arasındaki dayanışmayı bu camide görebiliyorsunuz: Hanefi, Şafi, Hanbeli ve Maliki mezheplerinden Müslümanlar Ulu Cami’de bir arada ibadet  ediyorlar.
  • Zinciriye Medresesi / Mardinin tepesinde kalenin altında yer alan Zinciriye Medresesi 1385 yılında Melik Necmeddin İsa Bin Muzaffer Davut Bin El Melik Salih tarafından yaptırılmıştır. Çift avlulu ve iki katlı medresenin girişindeki taş işlemeleri ve dilimli kubbeleri çok etkileyici Medresenin yüksekte kurulmasının amacı, rasathane olarak da kullanılmasıymış. İçindeki camide yer alan mihrapta ki renk renk taşlar ise ışık vurunca adeta bir renk cümbüşüne dönüşüyor.
  • Şehidiye Medresesi / Şehidiye medresesindeki minarenin etkileyici bir aşk hikayesi var. Caminin Süryani mimarı Lole bir Müslüman kızına aşık oluyor, ve Müslüman olma dileğini gerçekleştirebilmek için, içindeki büyük aşkı taşlara nakış gibi işleyerek, adeta bir sanat eseri olan bir minare ortaya çıkartır. Mezopotamya ovalarını izleyen bu minare aşkın sırrını taşır.
  • Hatuniye Medresesi (Sıtti Radviyye) / Artuklu hükümdarı Kutbettin İlgazi’nin annesi adına 12.yy’da inşaa edilen Sitraziye medresesi ve camisinin büyük ilgi odağı Hz. Muhammet’e ait olduğu kabul edilen ayak izi.
  • Kasımiye Medresesi / Mardin’in en önemli medresesi ise, şehrin güneybatısında yer alan, 700 yıllık bir geçmişe sahip, nakış gibi işlenmiş mükemmel taş mimarisi ile Kasımiye Medresesi. Astroloji, tıp ve dini eğitimlerin merkezi olan medresenin duvarlarında astronomi ve tıp bilimine ait simgeler hala duruyor. Medresenin yapımına Artukoğulları zamanında başlanmış, Akkoyunlu hükümdarı Cihangirin oğlu Sultan Kasım tarafından tamamlanmış. Tuğlu tonozlu revaklar ve yanlara doğru derin tonozlarla genişletilmiş tromp kubbeli Cami, revaklı avluda büyük eyvanın selsebilli kanallarda ortadaki havuza bağlanmıştır. İki teras üzerine iki katlı medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir. Havuzlu avlu olan Selsebilli Eyvan, Kasımıye Medresesi’nde iklimlendirme, görsel ve mimari amaçlarla kullanılmasının yanında eğitim amaçlı da kullanılmış. Astronomi dersleri akşam havuz etrafında toplanılarak ve gökyüzünün su üzerindeki yansımasından faydalanılarak yapılmış. Ayrıca Selsebilli Eyvan tasavvufi bir betimlemeyi simgeliyor. Suyun duvardan çıktığı delik anne karnını ve doğumunu sembolize ediyor. Suyun ilk döküldüğü havuz bebeklik, ikinci döküldüğü havuz çocukluk dönemini simgeliyor. Sonrasında uzanan geniş kanal ise gençlik dönemini simgeliyor: sanki hiç akmıyormuş, sabit duruyormuş gibi görünen su, tıpkı zamanın durduğu, insanın hep genç kalacağını düşündüğü gençlik yıllarını andırıyor. Arından gelen dar kanal ise yetişkinlik dönemini simgeliyor, hızlı ve çalkantılı akan su yaşlandıkça zamanın ne kadar çabuk geçtiğini hatırlatıyor. Suyun döküldüğü havuz ise ölümle birlikte herkesin girdiği mahşer yerini simgeliyor. Havuzun üst kısmındaki çıkış cenneti, alt kısmındaki çıkış ise cehenneme gidenleri simgeliyor. Ve de her ne olursa olsun akan her suyun mezopotamya ovasına ulaştığı ve orada bir bitkiye can verdiği düşüncesi ile, ölen her canlının da bir şekilde ovada can bulacağına inanılmış. Kasımiye medresesinin güneş doğumundan batımına kadar tüm dersliklerin güneş ışığından faydalanabildiği orjinal bir mimarisi. Dersliklerin kapı girişleri ise çok alçak, sebebi ise din, ilim ve irfanın sembolü olan hocasının huzuruna giren öğrencinin, hürmetini gösterebilmesi için  başını eğmesini sağlamak.
  • Deyrul Zaferan Manastırı (Safranlar Manastırı) / Kökenleri Aramiler’e dayalı, Hristiyanlığı ilk kabul eden ve de Hz İsa’yı takip eden ilk kavim olan Süryaniler’in, aktif olarak ibadetlerini sürdürdüğü en büyük manastırlardan birisi Deyrül Zaferan. 5.yy’da inşaa edilen manastır, Süryaniler için çok büyük önem taşıyor. 630 yıl boyunca Süryani Ortodoks Patriklerine ev sahipliği yaparak, tüm dünyadaki Süryanilerin merkezi konumundaymış, 1932’de merkez Şam’a taşınmış, ancak hala Deyrül Zaferan en önemli dini merkezlerden birisi. Mardin’in 3 kilometre doğusunda yukarı Mezopotamya manzarasına hakim bu muhteşem manastırın içinde iki avlu, Mar Hananyo, Meryem Ana ve Mar Petrus kiliseleri, Azizler Evi ve ilk Güneş Tapınağı yer alıyor. Manastır, milattan önce Zerdüştler için Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilmiş. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirmiş. Bu nedenle manastır, önceleri Mor Şleymun manastırı olarak biliniyormuş. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo’nun 793 yılından başlayarak büyük bir tadilat yapmasından sonra manastır onun adıyla anılmış. 15. yüzyıldan sonra manastır etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisi sebebiyle “safran manastırı” anlamına gelen Deyrul Zafaran adı verilmiş. Bu arada Aziz, Patrik, Rahip, Papaz farkını soruyorum Mesut’a. Patrik Ortodoks Kilisesinin başı olan kişinin ünvanıymış, arkasından gelen en önemli din büyüğü ise, bir bölgenin din işlerine başkanlık eden rahipler olan Metropolitlermiş. Deyrul Zafaran manastırı metropolit tarafından yönetiliyormuş. Rahipler manastırlarda ibadet ve eğitim yaşamlarını sürdüren, evlilik gibi her türlü nefsi istekten uzak yaşan din adamları. Evlenip çocuk sahibi olabilen papazlar ise halkın din işleri ile ilgilenip dini törenleri yönetiyormuş. Tabi ki Aziz en yüksek rütbeymiş, mucize gerçekleştiren rahipler Aziz ünvanı alıyormuş. Manastırın en enteresan yeri Güneş Tapınağı. MÖ 1000’ler inşaa edildiği tahmin edilen, düz tavan kilit sisteminin dünyadaki tek örneği olan, pagan güneş tapınağında, doğuya bakan küçük pencereden içeri giren güneşin ilk ışıkları ile ibadete başlayan insanlar, pencerenin hemen sağ yanındaki sunakta da güneşe kurban adıyorlarmış. Tapınağın en müthiş özelliği ise, tavanında hiçbir harç malzemesi olmayan, kilit sistemi ile içiçe geçen V taş blokların, üstünde yer alan 5000 tonluk bütün manastırı taşımasına rağmen, yaklaşık 3000 yıldır ayakta kalabilmesi. Manastır girişindeki çay bahçesinde safran, karanfil, tarçın ve çay birleşimi olan Zafaran çayı ya da Süryani kahvesi içebilir, hurmalı kurabiyenin tadına bakabilirsiniz.
  • Mardin Kalesi / Diğer bir ismi Kartal Yuvası olan Mardin kalesi, Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini yaşamış çok önemli bir kale. 1 km. uzunluğunda, 30 ila 150 m. genişliğindeki kale, doğal kaya üzerine çok az eklentilerle müstahkem bir hale getirilmiş. Özel izin ile çıkılabilen kale, Mardin’in en güzel kuşbakışı manzarasına sahip.
  • Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi (Şar) / Şar mahallesinde bulunan Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi 5. yüzyılda inşaa edilmiş. Üç giriş kapısı, ince taş işçiliğine sahip mihrapları, dört yüz yıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boyası baskılı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yer aldığı divan ile göz alıcı bir mimari ve dekora sahip. 1170 yılında kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirildiği için Kırklar kilisesi olarak da anılan yapı, bugün Mardin Metropolitlik Kilisesi olarak hizmet veriyor.
  • Mardin’de diğer görülecek yerler: Süryani Okulu,  Mor Efrem Manastırı, Mort Şmuni Kilisesi, Mor Hananyo Kilisesi (Kubbeli Kilise), Kız Meslek Lisesi Kapısı,  Eski PTT Binası (Şahtana Ailesi Evi), Mungan Ailesi Evi, Firdevs Köşkü, Abdülkadir Paşa Konağı,  Tokmaklar Ailesi Evi, Şahkulubey Konağı, Revaklı Çarşı,  Kayseriyye (Bezestan), Yeni Kapı Hamamı, Kervansaray (Surur Hanı)

 

 

MARDİN REHBERİ

OTELLER

  • Mardius Tarihi Konak: Mardin’de Mezopotamya ovası manzaralarına nazır masal gibi muazzam bir deneyim yaşamak istiyorsanız, Mardin’in ileri gelenlerinden Ensari ailesinin restore ettiği tarihi konakta kalın. Bu konakta yaşamış Ensari aile bireylerinin isimlerini yaşıyan 10 adet yüksek tavanlı, harika dekore edilmiş, geniş ve şık, 3 farklı manzara seçenekli (Mezopatamya Ovası , Tarihi Konak Avlusu, Tarihi Konak Eyvanı) 10 odası bulunuyor. Türk Hamamı, Mardin yöresel lezzetlerini yorumlayan ödüllü şef restoranı, tescilli Peyran Çorbası, yöresel gurme kahvaltıları ile gerçekten büyüleyici bir Mardin deneyimi sunuyor Mardius. 
  • Room in Historical Stone House: Gerçek bir Mardin deneyimi istiyorsanız Emel & Can Bulgu’nun muhteşem mimarideki taş evindeki odada konaklamanızı tavsiye ederim. Çiftin ne kadar zevkli, evin dekorasyonun ne kadar özenli ve özgün olduğunu ancak konakladığınızda anlayabilirsiniz. www.airbnb.ca/rooms/2895906
  • Reyhani Kasrı: Mardin’in tarihi şehrinin kalbinde harika manzaralara nazır sade ve minimalist bir dekora sahip modern ve gelenekseli güzel harmanlayan yeni butik otel. 
  • İzala Otel: Mardin’e yeni eklenen İzala Otel, Mardin tarihi ve görsel değerlerine sahip çıkılarak nakış nakış işlenmiş Mardin taşından bir binada yine Mardin kültürünü yansıtan kök boyalı ahşap tavanlı odalarda tarih yolcucuğuna çıkartıyor misafirleriniz. 33 Standart oda, 2 Junıor Suite oda (Antik şehir Ve Mezopotamya Manzaralı)  3 Corner oda (Antik şehir, Mardin Kalesi ve  Mezopotamya Manzaralı) 3 Family Oda 3 Deluxe oda ve 1 Executive Oda ( Türk Hamamlı ) olarak tasarlanmış 45 odası var.
  • Gazi Konağı: 1600 yıllık bir geçmişin pek çok dönemine tanıklık etmiş masalsı siluetiyle, daha ilk bakışta, birbirinden gizemli öyküler anlatmayı vaat eder gibidir. Konağımızda tarihle bu günü bir arada yaşamanız mümkün. Tarihinin zenginliğini yansıtan şık mekanlarda konaklamanın farkını hissedecek, konagımızın birbirinden güzel teraslarında Mezopotamya ovası ve Mardin Kalesinin muhteşem görüntüsüne vakıf olacaksınız tarihi yapısı ve tüm doğallığı ile eşsiz bir konaklama imkânı ile zengin kâhvaltıyla başlayacağınız güne özel tatlarla devam edeceksiniz.
  • Maridin Otel: El emeği göz nuru bir otel olan Maridin Otel, Mezopotamya Ovaları ve Mardin teraslarına hakim muhteşem bir manzaraya sahip.  Otelin her odası özenle döşenmiş, kral dairesi ve süitleri ise otantik bir dekorasyona sahip. Kral dairesinin ayrı bir terası bulunuyor. En beğendiğim süitler Turabdin ve Firdevs. Otelin fiyat politikası ise çok düzgün, diğer oteller gibi çok yüksek fiyatlandırmaları yok. Ovaya bakan standart odalar da pırıl pırıl uygun fiyatlı birer alternatif.
  • İpekyolu Misafir Evi: Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın “Yerel Kalkınmada Kadın Liderliğinin Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında kurulmuş el emeği göz nuru bu şirin pansiyonun gelirleri  Mardin’in yoksul mahallelerinde yer alan, yılda 600 çocuğun faydalandığı, Kadın Çocuk Merkezlerine veriliyor. 
  • Tuğhan Otel: Taş duvarlar ile geleneksel bir mimari sunan Tughan Otel, Artuklu’da yer alıyor
  • Diğer Oteller
    • Ulubey konağı
    • Selçuklu Konağı
    • HH Babil Konağı
    • Darius Konağı
    • Erdoba Konakları (Özellikle Selçuklu Binası)
    • Tatlı Dede Konağı
    • Dara Konağı (biraz aşağıda yer alıyor)
    • Zinciriye Hotel

 

RESTORANLAR (Mardin yeme-içme-lezzet kültürü ve yöreye özgü yemekler yazının altında yer alıyor)  

Kahvaltı & Fırın & Kafeler

  • Cumbalı Ev: Mardin’in en güzel ve ihtişamlı binalarında imzası bulunan mimar Lori Sarkis’in en orijinal eserlerinden birisi olan bu bina, Anadoludaki ilk ve Mardinin tek taş cumba örneği. 1890’lerde inşa edilmiş binanın duygusal bir hikayesi de var. Daha önceleri bu evin sahiplerinin yanında hizmetli olarak çalışan annesine; ‘yıllarca çalıştığın ev artık senin evin’ diyerek hediye etmek üzere evi satın alan, restore ettiren oğlunun anne sevgisinin bir abidesi. Aile mensupları vefat ettikten sonra kiraya verilen bina şimdi harika bir kahvaltı ve şarap evi.  Sabah 9’da açılan Cumbalı evde, civar köylerin doğal ve taze ürünleri ile hazırlanan enfes bir serpme kahvaltı sofrası tadacaksınız. 20-25 farklı lezzet içeren şölen gibi kahvaltı sofranızda, kaymak, gül şerbeti gibi Mardin esnafının vazgeçilmez kahvaltı seçeneklerini de tadarken, çeşit çeşit köy peynirleri, reçeller, zeytinler, pişiler, patatesler, ve çok özel bir menemen size bekliyor. Menemene peynir koymuyorlar, az yumurtalı yapıyorlar, ama öyle efsane bir lezzette ki. Selçuklu mimarisi ve Mardin Süryani mimarisinin harmanlandığı binanın, açık terası ve 7 metre yükseklikte ahşap tavanlı kapalı bir salonu var. Şar, Ayışığı 129 Sk. No:313 0542 286 94 86
  • Hanzade Kahvaltı Kafe: Terasında Mezopotamya ovası ve tarihi Mardin manzarası eşliğinde, kavurmalı yumurta, köy kaymağı, çeşit çeşit peynirler zeytinler gibi 35 farklı yöresel ürün içeren serpme kahvaltısıyla ünlü. Adres: Teker Mah /  0554 177 21 21
  • Kardeşler Odunlu Ekmek Fırını: Mardin’e özgü bir lezzet olan tahinli ve mahlepli tarihi İkliçe Mardin çöreğini burada tadabilirsiniz. Salep, mahlep, sakız, haşhaş ve tahin gibi ürünlerle hazırlanan Üstü iyice kızarmış ve simit şeklinde Mardin çöreği, Kardeşler Odunlu Ekmek Fırın’ının en meşhur lezzetlerinden. Ayrıca hurmalı Süryani çöreği ve bademli hurmalı çörekleri de burada deneyebilirsiniz. Medrese Mah., Cumhuriyet Cad., No: 182 / 0482 212 36 72
  • Matador Ekmek Fırını: Tarihi ekmek kültürünü ve lezzetini bu güne kadar taşımış fırın, Mardinlilerin en sevdiği adres. Taş ocakta pişen, tatlı, tuzlu, sert veya yumuşak, yani ekmeğin her çeşidini burada bulabilirsiniz, ayrıca baharatlı ve mahlepli Mardin çöreği, Süryani çöreğini burada da deneyebilirsiniz. Süryani çöreği için öğlen 12’yi bekleyin, bu çörekler fırına biraz geç atılıyor ve çıkması öğleni buluyor, ancak çabucak da bitiyor. Adres: Savurkapı, Cumhuriyet Cad., No: 60,
  • Kana Cafe Shop, Süryani Çöreği denince ilk adres şüphesiz Kana. Küçücük bir dükkân ancak nefis lezzetler sunuyor. Eskimeye ve unutulmaya yüz tutmuş Süryani lezzetlerinden özellikle Süryani çöreği yanında zafaran çayı ve Süryani şarabı tadabilirsiniz. Ve evinize götürmek için Süryani çöreği alabilirsiniz. Adres: Birinci Cad., Şar Mah., No: 72, Artuklu Telefon: 0535 313 45 65

Öğle Yemeği Adresleri

  • Kebapçı Rıdo – Eski Mardin’de 1. Cadde no:219 da, Yeni Mardin’de de Mardin AVM arkasında yer alan Kebapçı Rıdo, yöre halkı tarafından da en çok tercih edilen, bizce de Mardin’in en iyi kebaplarını sunan mekan. Tarihi 1920’li yıllara kadar uzanan Rıdo’da, yörenin kendi hayvanından kuzu ve süt danası karışımıyla özel olarak hazırlanan kebaplar acılı ve acısız olarak pişiriliyor, etin yağı ile ıslatılmış sıcak lavaşla servis ediliyor, yanında da ikram olarak gelen bol sumaklı soğan salatası genellikle kebabın üzerine dökülerek yeniyor. Kebabın yanında tasta getirilen yayık ayranı çok lezzetli. 1.cad no:219 eski Mardin / 13 Mart Mahallesi , Burç Sk. No:12, Venüs Apt. Altı, Yeni Mardin. Telefon: 0482 502 40 40
  • Kebapçı Yusuf Usta – Mardin merkezde, tarihi çarşının sonunda eski postane karşısında salaş bir bahçede hizmet veren Kebapçı Yusuf Usta, eski Mardin’in en hesaplı ve lezzetli kebapçısı Eski Mardin. Yusuf Usta, kömür ateşinde acılı Adana, fıstık kebabı ve cevizli kebapları ile meşhur. Kebapların yanında közlenmiş biber, domates, soğan gibi mezeleri, fırından yeni çıkmış tazecik lavaşı, salatası ve bol köpüklü yayık ayranı da çok lezzetli. Adres: Yalım Mah., Ümitköy Sitesi Altı, Artuklu Telefon: 0482 212 79 85 – 0539 428 46 77
  • Bülent Usta – Çarşı içinde yer alan 4 sandalyeli ufacık bu esnaf kebapçısı lokallerin favorisi (Melek kıraathanesinde oturup, kebabı buraya getirtip, çayınızı içip gerçek bir lokal deneyim yaşayabilirsiniz)
  • Izla Art Cafe, antika eşyalarla dekore edilmiş tarihi Mardi nevi atmosferinde organik yerel ürünlerden hazırlanan pesto soslu fetucini, peynir tabağı, kuru et gibi modern lezzetler, reyhan şerbeti, limonata, Süryani şarabı, Süryani kahvesi gibi içecekler tadabilirsiniz. Adres: Şar Mah., Bademci Sk., No: 42/D, Artuklu Telefon: 0533 643 76 49
  • Seyr-i Merdin, Mezopotamya ovasına bakan terasında nefis manzara eşliğinde Türk ve Ortadoğu mutfağından pek çok yemeği sunuyor. Süryani kahvesi meşhur Adres: Teker Mah. Cumhuriyet Cad., No: 249, Artuklu Telefon: 0482 212 18 40
  • Kasrı Kaya (Ciğerci Yusuf): Mardin’in meşhur ciğercisi Kasrı Kaya, ciğerin yanı sıra işkembe çorbası, saçta pişirilmiş tavuk, içli köfte, lebeniye çorbası, alluciye, incasiye gibi farklı yöresel lezzetleri de çok güzel. Adres: 13 Mart Mah., Vali Ozan Cad., Doğan Apt. Altı, No:90, Polis Evi Karşısı, Artuklu Telefon: 0546 876 47 47
  • Şahmeran Restoran : Kaburga dolması, Mardin tabağı, et döner, ızgara çeşitleri, mumbar, perde pilavı üzeri kuzu kaburga, döner, tereyağlı et kavurma, haşlama, sebzeli kavurma, kuzu kapama, tandır gibi yöresel lezzetler sunan nefis bir esnaf lokantası. Adres: Mehtap Cd. No:36, 13 Mart Yeni Mardin.

Künefe Adresleri

  • Sadık Usta ve Selim Amca (kaburgacı ama künefesi süper) künefenin doğru adresleri.
  • Sadık Künefe: Yenişehir SSK Sokakta hizmet veren bu küçücük dükkan, 30 yıllık birikimiyle Mardin’in favorisi. Fıstıkla servis edilen künefenize keçi sütünden yapılan Maraş dondurması veya kaymak koydurabilirsiniz. Künefenin yanı sıra kadayıf ve soğuk baklava da mevcut. Adres: Şar Mah., Birinci Cad., Tuğhan Otel Yanı, No: 347, Eski Mardin Telefon: 0541 946 19 00

Gün Batımı Kahvesi

  • Mezopotamya Çay Bahçesi, Mardin’e tepeden bakan eşsiz gün batımı manzarasında Kakuleli Mardin kahvesi, melengiç kahvesi yudumlarken fotoğraf çekmek için ideal bir nokta. Adres: Şehidiye Mah., Cumhuriyet Cad., No: 147

Akşam Yemeği Adresleri:

  • Zamarot / Sabunhane 1890 –  2023 Mardin ziyaretimde Ebru’nun yeni projesi olan Sabunhane Zamarot 1890’u  ziyaret etme şansı buldum. Ebru, hem Mardin, hem Türkiye, hem de dünya için çok özel, çok özgün ve çok büyüleyici bir gastronomi deneyimine imza atmış Zamarot ile. Sıfır Atık bir restoran olan Zamarot, Türkiye’nin ‘lk ilk 6 duyuya hitap eden deneyim restoranı. 1890 yılında inşa edilmiş bir tarihi binada yer alan Zamarot, aslında Ebru’nun toprağına, mahsulüne, kadınına, insanına, tarihine, kültürüne sahip çıkma yolculuğunun olgunlaşma dönemi manifestosu. Zamarot Tarihin başladığı ilkler diyarı Mezopotamya’da, çok dilli, çok dinli, çok kültürlü ve çok lezzetli Mardin’de, Türkiye’de ilk defa “yerel ürün”, “yerel mutfak” ve “yerel insan kaynağı”nı bir araya getiren, ilk kooperatif gastronomi ekosistemi. 130 yılı geçkin bir binada, bölgenin geleneksel ata tohumlarını, geleneksel tariflerini, geleneksel lezzet hafızasını yeni bir yolculuğa çıkartan Zamarot, topraktan gelenin tabağa taşınırken her parçasının değer bulduğu, doğanın sunduklarının minnetle karşılandığı ve bunların el birliğiyle hazırlanarak sunulduğu bir bereket sofrası. Türkiye’nin ilk sıfır atık restoranı Zamarot 1890’da sofraya gelen her sunum, yerelin en özel ürününden yapılıyor. Dünyanın en değerli yemeklik zeytinyağının çıkarıldığı Mardin Derik’in zeytinlerinden geleneksel yöntemlerle elde edilen zeytinyağı, Doğu Akdeniz Mutfağı geleneğini hatırlatmış oluyor. Mezopotamya’nın altın saçlı kızı Sorgül, Türkiye’de ilk kez bir restoranın menüsünde kendine yer buluyor. Derik’ten soframıza zeytin ve zeytinyağı olarak gelen Derik zeytinleri, Şemim sabunlarının üretimi için de sıfır atık yaklaşımıyla kullanılıyor. Yemek yerken Sabunhane kısmında binlerce yıllık sabun yapımı geleneklerini bizzat izleyip, kalıp kalıp sabunları koklayıp dokunabileceksiniz.  Zamarot sadece damaklarınızda, burnunuzda, gözlerinizde, kulaklarınızda ve parmaklarınızda değil kalbinizde de hissedebileceğiniz bir yolculuk sunuyor size. 130 yılı geçkin bu binada, Zamarot’un kendi keşif yolculuğu gibi zeytinin çekirdeğinden üreticisine, yağından sabununa bin yılları aşan yaşamını, toprağın bereketiyle harmanlayarak muhteşem bir tasarımla size sunuluyor. Bu tasarımla Mardin’in zeytinyağlı yemek kültürünü geleceğe taşırken bir yandan da binlerce yıllık geçmişe sahip Halep sabunları üretim tekniğini mis gibi zeytin kokuları eşliğinde yemeğinizi yiyeceksiniz.
    Eski Mardin’de 1890 yılında inşa edilmiş 750 metrekarelik beyaz taşlı Mardin evinde, 2022 sonbaharında ‘Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin bir sosyal gastronomi projesi olarak faaliyete açılacak Sabunhane 1890, hem bir altıncı duyu restoranı hem de yöre zeytinyağlarından geleneksel sabun üretim alanı. Şar, 1. Cadde 243/1\ Eski Mardin

  • Cercis Murat Konağı: Şef Ebru Baybara Demir’in geleneksel Mardin mutfağının en lezzetli örneklerini sunmak üzere tarihi bir konakta açtığı Cercis Murat, Mardin’in ilk restoranı olan ve Mardin’in olmazsa olmazı. Ister tarihi dokuyu yansıtan kapalı salonunda, ister nefis Mezopotamya manzarasına nazır terasında yiyin, eşsiz bir yöresel deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Yemeklerde kullanılan sebzelerinin restoran tarafından yetiştirildiği ve her zaman taze meyve sebzelerin kullanıldığı Cercis’in olmazsa olmaz lezzetleri arasında; kuzu put dolması, kaburga dolması, nar salatası, Süryanilere özgü bir yemek olan Dobo,  Süryani içli köftesi kitel raha, kişk çorbası, ekşili erik yahnisi alluciye, tarçınlı mahlepli patlıcanlı pilav, kazan kebabı, pekmezli erik tavası, ekşili nohut yemeği hımmısiye, kaburga içinde sarımsaklı yaprak sarması yer alıyor. Tüm yemeklere Süryani şarabı eşlik ediyor. Haftasonları fasıl heyeti ile yörenin ezgilerini, cümbüş, kanun ve davul eşliğinde dinleyebilir, içinizi kıpır kıpır yapan müziklere dayanamayıp kendinizi oynarken bulabilirsiniz.  Adres: Birinci Cad., No: 157, Telefon: 0482 213 68 41 – 0482 213 75 17
  • Bağdadi Restoran, yörenin tarihi dokusunu yansıtan bir dekorasyona sahip Bağdadi’de geleneksel Mardin mufağına ait frik salatası, reyhani, tahinli patlıcan salatası, Bağdadi atom, şemsil yakudi, kaburga dolması, irok, alluriye, oğlak kavurması, kara erik kebabı, kuzu tandır, ayvalı kavurma, sembusek, alluciye, Antik Mardin mezelerinden oluşan Mezopotamya tabağı gibi Mardin yöresine ait geleneksel yemekleri ve Mardin mutfağına özgü bir tatlı olan ‘’hariri’’ tatlısını tadabilirsiniz. Cuma ve Cumartesi günleri canlı müzikli geceler yaşanıyor.  Adres: / 1. Cad. Vali Adil Sok (228. Sk) No:2  Şar Mah, Telefon: 0482 212 55 55
  • Leyli Muse Mutfak, Mimarisi ve dekorasyonu ile tarihi bir müzeyi andıran restoranda, Türk, Ortadoğu, Arap ve Asur mutfağından bademli kuzu kol, kaburga, pekmezli kuzu incik, alluciye, sembusek, hariri tatlısı gibi yemekleri, Türkçe, Arapça, Kürtçe, Süryanice ve Ermenice türküler söyleyen canlı müzikle buluşturuyor Adres: Şar Mah., 227 Çayırlı Sk., Cumhuriyet Meydanı Mardin Müzesi, No: 2, Artuklu Telefon: 0552 438 04 12
  • Şahin Tepesi / İmam Hatip Lisesi üstü / 482 2125142 Mardin’in karşı tepesinde yer alan bu sebeple de akşamüzeri ve gece enfes bir tarihi Mardin manzarası sunan Şahin Tepesi, meyhane denildiğinde Mardin’de akla gelen ilk yer. Eski kabadayı Beşir Abi’nin ova manzarasına hakim meyhanesinde, lokal lezzetler ve lokaller eşliğinde gerçek bir lokal deneyim yaşayacağınız kesin. Beşir Abi’nin duvarlardaki asılı özlü sözlerine dikkat! Yaşanmışlığın, görmüş geçirmişliği ermişliğini taşıyor bu sözlerin her biri. Pirzola, saç tava, taze mezeler, sucuklu humus, kuzu etinden yapılan saç kavurma, haydari, şakşuka, kaşık salata, Arnavut ciğeri gibi lezzetlerin yanı sıra eğer sezonu ise  domalan mantarı (trüf) ile size özel hazırlanacak türflü kavurma ve kebapları tadabilirsiniz. Adres: Savurkapı, Zübeyde Hanım Cad., No: 28/12, Artuklu Telefon: 0482 212 51 42 – 0536 213 51 42
  • Dobo Restaurant, Tarihi Emir Hamamı yanında 300 yıllık tarihi bir binada bir Mardinli girişimci kadın tarafından açılan restoranın, teras katı muhteşem bir manzaraya sahip. Dobo kebabı, sumaklı şerbet, Mardin kebabı, içli köfte, kaburga dolması, Mardin’e özgü beyaz çiğ köfte, kuzu budu dolması, sarma, bamya, tatlı kabağı dolması, haşlanmış ya da kızartılmış içli köfte restoranın özel yemekleri. Adres: Birinci Cad., Tarihi Emir Hamamı Yanı, Artuklu Telefon: 0505 673 97 07

 

ALIŞVERİŞ

Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi: 2018 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) desteği ile Halep sabunu üretme projesiyle Mardin’de kurulan sosyal kooperatif, 10.000 kalıp sabunun pandemi döneminde kooperatif kadınlarına gelir olarak dönebilmesi için sosyal medya üzerinden satılmaya başlanmasıyla ortaya çıkan Şemim Sabunları markası ile kendini her gün geliştirerek, ürün çeşitliliğini arttırdı; aynı zamanda kadın üreticiler için yerel bir ekonomi yaratmak için yollar açtı. 2020 yılında sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı olan kadınların kendilerini gerçekleştirebilecekleri, dahası örnek bir model olarak gösterilebilecekleri bir platform haline geldi. Yerel kalkınma için küçük üreticiyi destekleyen Topraktan Tabağa Kooperatifi, tüketicinin kaynağını bildiği, etik ve adil üretilmiş ürünlere ulaşmasını sağlarken bir yandan da küçük yerel tarım üreticisini destekleyen bir ekosistem yaratıyor. İyi tarımın, gıdanın ve yaşamın sürdürülebirliği için küçük çiftçinin ürünlerini hakkettikleri fiyatlar üzerinden satın alarak, insana ve doğaya yaraşır bir şekilde işledikten sonra tüketiciye nitelikli ürün sunmayı misyon edinmiş kooperatik, kapısına kadar gelen küçük tarım üreticisini geri çevirmeyerek ürün skalasnı her geçen gün genişletiyor. Böylece üreticisinden tüketicisine yerel, sürdürülebilir, kendi kendine yetebilen bir ekonomi kurabilecek bir model yaratıyor Mardin ve civar yörelerde. Doğaya, toprağa, suya ve insana saygılı üretimi benimseyen ve destekleyen kooperatif sadece Mardin değil, çevre illerde mağdur edilmiş küçük tarım üreticilerinin de ürünlerine yer bulabildikleri bir marka olarak gelişiyor. Topraktan Tabağa kooperatifi bölgede ata tohumu olan Sorgül buğdayının ekimini teşvik ederek üretimini arttırmada öncü rol oynuyor. Ayrıca hem kadın üreticiye öncelik verirken, hem de sabun, doğal yöntemlerle hazırlanan gıda üretmi için kadın istihdamı önceliği kooperatifin. Çünkü her kadın ekonomik olarak özgürlüğe kavuştuğunda, önce ailesine, özellikle kız çocuklarına rol model oluyorlar, kadın değişince aile değişiyor, aile değişince toplum değişiyor, ve böylece toplumda sürdürülebilir bir eşitlik, adalet ve refah gelişiyor. Mardin mağazada ve websitesi üzerinden online satılan mağazadaki tüm mercimek, nohut, Karacadağ pirinci, sumak ve işledikleri salça, pul biber, kurutulmuş domates gibi ürünlerin tüm hammaddeleri, sebzeleri, meyveleri bu üreticiler tarafından temin ediliyor. Mağazada, hepsi yöresel üreticinin mahsullerinden yerel kadın emeği ile doğal olarak hazırlanan organik gıda ürünleri, baharat, çay, erişte, kışlık gıdalar, kuru bakliyatlar, makarnalar, mantılar, meze ve soslar, reçeller, salçalar, süt ve süt ürünleri, turşular, unlar, zeytin ve zeytin yağları, Süryani ve Mardin çörekleri, kurabiyeler, ekmekler, sabunlar ve temizlik ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca deprem yardım paketleri ile depremzedelere destek olabiliyorsunuz. Ayrıca Hatay’da depremzede ana ve ilkokul çocuklarına her sabah sağlıklı kahvaltı ulaştıran Gönül Mutfağına da www.topraktantabaga.com.tr. Hatay’ın dört bir köşesindeki çocukların sağlıklı beslenebilmesi için her sabah sağlıklı besinlerden oluşan kahvaltı paketlerini hazır edip, anaokullarına ve ilkokullara gönderiyor. Adres: Şar Mah. 1.Cad. 243/1 Sok. Artuklu  0535 832 39 37 www.topraktantabaga.com.tr Ebru Baybara Demir’in sözleri ile Topraktan Tabağa: ‘Önce toprağa bir avuç tohum serpildi… Unutulmaya yüz tutmuş tohumlar hatırlanmanın mutluluğuyla toprağına tutundu, başakları güneşe uzandı. Sorgül… Geleneğin geleceği olmak için kendi topraklarına döndürmüşken iklim değişimi onu yıldırmadı. Tohumlar bereketiyle çoğaldı. Un oldu, bulgur oldu, ekmek oldu. Yıllar önce bir avuca sığan altın saçlı kız, tarlalardan soframıza lezzet oldu. Bir gün elinde domatesleriyle bir çiftçi çıkageldi. Büyük alıcılara ulaşamayan küçük çiftçi, ürününü satmak istedi. O güne kadar eli sabuna değen kadınlar domatesi değil ama domatesten yaptıkları salçayı sattı. Bunu duyan diğer çiftçiler birer birer göz nuru emeklerini kooperatife getirdi. Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Şemim ve Sorgül’den sonra bölgedeki küçük çiftçinin ürünleri ile yeni bir yolculuğa çıkmış oldu. Yerel ürünler çoğaldıkça hafızalardaki lezzetler tazelendi; kadınlar, annelerinden öğrendiği tariflerle geleceğin geleneğini yaratmak için pişirmeye başladı. Nohutlar, bulgurlar, pirinçler basma bezden torbalarla paketlendi; reçeller, salçalar, soslar el emeğiyle kazanlarda kaynatıldı. Bölgenin lezzet hafızası işte böyle yaşatıldı.’

Kahve ve Kuruyemişçi: Tacettin Yertüm’ün dükkanı ArtukBey, 1. Cadde İşbankası yanı, Kerdani kilisesi karşısı. İzin verin Tacettin Bey sizi güleryüzü ve güzel kahvesi ile ağırlasın, bademleri tattırsın. 7 kahveli özel karışımına ve de tarçınlı badem şekerine bayılacağınıza eminim.

Camaltı Şahmaran: Babussor Mahallesinde ressam Can Bulgu’nun olağanüstü şahmeranları

Sabun ve Elişleri: yöredeki hanımların el işlerine yer veren Nahıl, Medrese Mah. 1. Cadde, Reyhani Oteli karşısı No:25/A

Bakır, Cam altı, Şahmaran ve Hat işleri: Usta Ebu Burak’ın dükkanı Anatolia Present Shop: Sipahiler Çarşısı No:6

Kuyumcu ve Antikacı: Metin Ezilmez’in dükkanı Selçuk Kuyumcusu, 1. Cadde No:213

 Mardin’den kahve, kuruyemiş, badem şekeri, cevizli sucuk, peksimet, leblebi ve çörek gibi yiyecekler alabilirsiniz. Bununla beraber, kurutulmuş patlıcan, biber, baharatlar ve baklagiller de alınabilir.

 

MARDİN YÖRESEL LEZZETLERİ NELER? 

Arap ve Süryani etkileri Mardin Mutfağında kendisini gösteriyor. Osmanlı’nın Halep ilinin yemeklerinin yanı sıra çeşitli baharatlar ile lezzetlendirilmiş çorbalar, etler, tatlılar yörenin tatları arasında yer alıyor. Baharat Mardin mutfağında çok önemli bir yer tutuyor, Otaçağ’da İpek Yolu üzerinde bulunan Mardin’in, baharat yolunun yöreye kazandırdığı Tarçın, kişniş, mahlep, zencefil, pul biber, yenibahar ve sumak gibi tatların yanı sıra yeşil nohut ve kenger kökü gibi yöresel ot ve baharatlar tüm mezelerde ve yemeklerde kullanıyor. Ayrıca Mardin’de enteresan meyve-et ortaklığı lezzetleri tatmak mümkün.

 

Yörenin baharatları ile lezzetlendirilen lokal yemekleri:

  • yoğurtlu nohutlu etli çorba Lebeniyye,
  • haşlanmış içli köfte İkbebet,
  • kızarmış içli köfte Irok,
  • Süryani içli köftesi Kitel Raha,
  • tarçınlı kapalı lahmacun Sembuse,
  • ekşili erik yahnisi Alluciye
  • pekmezli erik tavası İncasiye,
  • ekşili bir nohut yemeği Hımmısiye,
  • işkembe dolması Kibe,
  • bol tarçınlı biber ve patlıcan dolmaları,
  • kuzu çevirme ve kaburga dolması,
  • yufkaya sarılı peynirli börek tatlısı Kahiyat,
  • şekerli pirinç peltesi Zerde,
  • Mahlep ağacı aşınarayak yetiştirilen Kiraz,
  • şekerle veya tarçınla kaplı, kavrulmuş taze badem şekeri Milebbes,
  • Müslüman ailelerin bayram ve mevlüt çöreği olan mahlep’li Kiliçe veya İkliçe çöreği (Ortodoks Süryanilerin düğün ve taziyelerde pişirdiği Paskalya Çöreği ile neredeyse aynı lezzete farklı görüntüde)
  • Mardin Tatlıları:  harire tatlısı, zingil tatlısı ve kahiye tatlısı bulunur.
  • Yabani fıstık Bıttım (aşılanınca Antep Fıstığı oluyor)
  • Mardin İçecekleri: Sumak şerbeti ve mırra

Bir lezzet varki tadı hala damağımda. Bize eşlik eden Mesut’un Suriye sınırından bulduğu Domalan mantarları (bir çeşit trüf) ile Beşir Abi’nin yeri Şahin Tepesinde özel pişirttiği trüflü kavurma ve de  trüflü kebap. Yurtdışında el değmez fiyatlara satılan trüfü, Mardin’de çok daha uygun fiyata bulabilme imkanınız var, ve de kebabın ince kıyım etine karıştırılan ince kıyım trüf, şişte pişince öyle lezzetli bir kıvama geliyorki, benim gibi et konusunda çok seçici olanlar bile parmaklarını yiyor.

 

 

YÖRENİN TÖREN GELENEKLERİ

Kutlama ve yas günleri toplum dinamiklerinin aynasıdır, bu yüzden gittiğim her yerde düğün geleneklerini sorarım, mümkünse bir düğüne gitmeye çalışırım… Mardin’de çok farklı kültürler içiçe olduğu için düğün seremonileri de biraz farklılık gösteriyor, ancak hepsinde yaşamın ‘biz’ merkezli olduğunu görüyorsunuz, bireyler değil aileler elveniyor aslında… Nasıl mı? Önce kız ve oğlan birbirini beğenir ya da aile birbirine uygun görür, bir tanışma yemeği için aileler bir araya gelir. Ardından isteme yemeğinde söz kesilir, hayırlara vesile olsun diye el fatiha okunur. Bu arada her gidiş geliş birkaç altın demektir, oğlanın ailesi altınları kızın ailesine sunar. Düğünde karar kılınca davetiye yerine kadın elbisesi veya erkek gömleğine yetecek kadar kumaş gönderilir. Hali vakti yerinde olan taki merasimi yapilmaz.Sırada adeta bir Halil İbrahim sofrasını andıran damadın yolunu açma yemeği vardır. Kızı oğlana helal etmek için imam nikahı kıyılır. Düğünden bir gün önce kız tarafı kına gecesini organize eder.

Damadı da işaretlemek için serçe parmağına kına yakılarak para bağlanır. Düğün günü gelir çatar, erkek dev bir çadır yapar, aşireti ağırlar, pişen koyun kuzu herkese dağıtılır, hayırlara vesile olması için mevlüt okunur. Düğün günü kornalar eşliğinde konvoy yapılır, kim evleniyor herkesin haberi olsun diye. Gelin düğün alanına geldiği an silahlar çekilir. Mertliği yiğitliği göstermek, kan davalıların gözünü korkutmak için. Düğün gecesi davul zurna çalınır halaylar çekilir. Bereket olsun, mutlulukla gelsin diye damat gelin için, içi şeker ve para dolu bir küp kırar Düğünde gelin ve damat çok fazla oynamaz, ancak yakınları kaldırırsa nazlı nazlı oynar… Hem nazar değmesin hem de ayıp olmasın diye.. Kız tarafı da çok fazla oynamaz, ‘Hem kızı verdin bir de üstüne halay mı çekeceksin’… Düğün alayının yarısından fazlası gittikten sonra ilerleyen saatlerde takı seremonisi başlar. Yeni çifte geleceklerini kurmaları için altınlar ve takılar takılır. Eve giderken bir küp su kırılır, yaşamları su gibi aziz ve temiz olsun diye. Bekaret hala önemli olduğu için gerdek gecesi önemlidir, damat kanlı çarşafı anneye gösterir. Düğünün 2.-3. günleri Sabahiye başlar. Kapılar açılır herkese çerez, çay ve şeker ikram edilir, hali vakti yerinde olamayıp düğüne gelememişler yeni evli çiftin evine tabak çanak gibi ev eşyaları hediye eder. Gelin de çorap, havlu, seccadiye hediye eder gelenlere. Kız tekrar babasının evine gider, birkaç gece orada kalır, damat yine hediyeler ile gelir ve kızı son ve kesin olarak alır. Ve de ‘Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine’ hayat tekrar normale döner.

 

Süryanilerin cenaze ve taziye gelenekleri ise çok enteresan. Süryaniler için taziye evi kilisedir, her bireyin vaftiz suyu saklanir cenaze töreninde defnedilmeden önce cenazenin yüzüne sürülür, koro ilahiler okur, ziyaretçilere kutsal ekmek ve kahve ikram edilir. Defin töreninden sonra kilisede 3-4 gün taziyeler kabul edilir. Birkaç sene cenaze yakınları bayramları kutlamaz ancak Suriye Süryanilerin Yas Kaldırma Günü vardır, herkes cümbüş ve halay eşliğinde cenaze ailesini sevindirip evin yasına son verir, herkes gülmeden evden çıkılmaz.

Ezidiler de ise kişi başka yerde yaşasa bile, doğduğu köye defnedilir, birey böylece ‘ait olduğu yerin kucağına döner’. Ezidi din adamı olan  Pesimam cenaze için dualar eder, siyah kesilir, kurban kesilir, ağıtçı kadınlar ağıtlar yakar, taziyeleri 3-4 gün sürer, ve de ezidi aile o güne kadar gözyaşı dökmez, taziyeler bittikten sonra evine çekilnce yasını ve ağıtlarını akıtır.

 

Arap Kürtlerinde ise kadınlar saçlarını örük yapıp kökten keserler ve mezarın etrafına asarlar, ya da heybenin içine koyup mezar yakınına gömerler. Yası yürekten yaşadığını göstermek ve ölüyü onurlandırmak için en kıymetli varlıklarını feda ederek sunarlar.

 

 

 

 Zeynep Atılgan Boneval

5 GÜNLÜK YUKARI MEZOPOTAMYA ROTASI

Gün 1: Mardin havalimanına iniş, Zinciriye Medresesi, Şehidiye medresesi, Kız Meslek Lisesi kapısı ve binası, Ulu Camii, Tokmakçılar Konağı, Kırklar Kilisesi, Bakırcılar Çarşısı, Revaklı Çarşısı, Mardin Kasımiye Medresesi ve Sabancı Müzesi gezisi, Sabancı Müzesi Terasından gün batımı, Cercis Murat Konağında akşam yemeği, Mardius Tarihi Konak’ta konaklama

Gün 2: Mardin’den Hah (Anıtlı) Köyü Meryem Ana Manastırı ve Mor Sobo ziyareti,  Savur’a hareket, Savur Kalesi, Abdullah Paşa Konağı ziyareti, Kıllıt Köyü ziyareti,  Hakkı Bey Konağında konaklama

Gün 3: Savur’da bağ gezisi. Midyat’a hareket, Deyr-ul Umur (Mor Gabriel) Manastırı ziyareti, Midyat sokakları gezisi, Gelüşke Hanı, Gümüşçüler Çarşısı, Estel Hanı Beyaz Su’da öğle yemeği, Dara Antik şehri ziyareti, Nusaybin’de Mor Yakup Manastırı ziyareti, Nusaybin Şırnak yolu üzerinde Tur Abidin Dağı yamacında Mor Evgin (Augen) Manastırı ziyareti, Midyat Konukevi terasında gün batımı, Kasr-ı Nehroz’da konaklama

Gün 4: Midyat’ın Altıntaş (Keferze) köyündeki İzozoel Kilisesi, Midyat’ın Güngören (Keferbe) Köyünde Mor Estafanos Kilisesi ziyareti,  Mardin’e hareket, Mardin’de gün batımı ve Zamarot veya Şahin Tepesinde akşam yemeği. Mardius Tarihi Konak’ta konaklama

Gün 5: Özel izin ile Mardin Kale’si, Mardin Müzesi ziyareti, Antik Şarap Fabrikası ziyareti, Deyrul Zaferan Manastırı ziyareti ve dönüş için havalimanı.